1980 Lİ YILLAR
Bu yıllar ülkemizde Güney Doğu bölgelerimizde bölücü terör yaygınlık kazandığı yıllardır. Bu olaylar ülkemiz dağcılığını da olumsuz etkilemiştir. Bu bölgede yer alan Cilo ve Sat dağları tırmanışa kapatılmıştır. Bu dağlar günümüzde de tırmanışa kapalı durumdadır. Bölgede tırmanışa kapatılan diğer önemli dağlar arasında Ağrı ve Süphan Dağı da bulunmaktadır. Ağrı Dağı 1990 yılında tırmanışa kapatılmış ve 1999 yılına kadar hiçbir tırmanış yapılamamıştır. 1999 yılından sonra Ağrı ve Süphan Dağları izinli olarak tırmanışa açılmıştır. 80 li yıllarda Güney Doğu bölgemizde yaşanan bu gelişmeler sonucu dağcılarımızın ilgisi yoğun olarak Aladağlar üzerinde toplanmıştır. Bu yıllarda Aladağlar' da bir çok tırmanış organize edilmiştir. Bu tırmanışlardan bazılarını aşağıda vermek istiyoruz.
1980 yılında ADB'den Ömer Tüzel ve Recep Çatak Aladağlar'da Direktaş zirvesinin ( 3510 m. ) kuzey duvarından ilk Türk çıkışını gerçekleştirdiler. 80 li yılların başında ADB' den Kaşif Aladağlı ve Recep Çatak'ın da içinde bulunduğu bir grup, Aladağlar'ın Torasan bölgesi haricinde tamamında keşif ve sırt haritalarının çıkartılması amacıyla etkinlik ve bir dizi teknik tırmanış gerçekleştirmiştir. 1983 yılında Ömer Tüzel Vay Vay ( 3563 m. ) güney batı yüzü ilk Türk tırmanışını yapmıştır. Hikmet ve Ahmet Gürbüz kardeşler 1984 yılı kış aylarında Kızılkaya ( 3725 m. ) ilk kış tırmanışını yapmıştır.
Kızılkaya kış tırmanışı iki gün içerisinde arka arkaya üç ayrı ekipçe gerçekleştirilmiştir. Alaattin Karaca, Mehmet Yüregilli, Celalettin Karacan dan oluşan ikinci ekip ilk tırmanışın yapıldığı ikinci gün, Kızılkaya kış tırmanışını gerçekleştirmiştir. 1985 yılı kış aylarında ise Alaca zirvesinin ( 3582 m. ) batı yüzünden ilk Türk kış çıkışlarını gerçekleştirmişlerdir.
1986 kış aylarında Tekin Küçüknalbant Güzeller ( 3461 m. ) zirvesinin güney sırtından solo olarak ilk Türk kış çıkışını gerçekleştirmiştir. 1986 yılında Küçük Demirkazık -zirvesinin ( 3400 m. ) Orhan Özçalık liderliğinde 3 kişilik bir ekip tarafından ilk kış çıkışı gerçekleştirilmiştir.
1987 yılında Emler zirvesinin ( 3723 m. ) ilk kış tırmanışı Ümit Genç tarafından solo olarak yapılmıştır. Aynı yıl Batur Kürüz Direktaş zirvesine ( 3510 m. ) güney yüzden solo kış çıkışı yapmıştır. 1988 yılında Parmak kaya’nın ilk Türk çıkışı Emre Altoparlak tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bu tırmanışlar yapılırken Dağcılık Federasyonu'nda 1984 yılında Prof. Dr. Abdülmecit Doğru başkanlığa getirilmiştir. Abdülmecit Doğru 1990 yılına kadar başkanlığı yürütmüştür. Bu süre içinde bir çok yurt dışı tırmanış gerçekleştiren Abdülmecit Doğru, 1991 yılı Erciyes kış tırmanışı sırasında Prof. Dr. Ahmet Bilge ile birlikte çığ düşmesi sonucu hayatını kaybetmiştir.
1990 LI YILLAR VE GÜNÜMÜZDE DAĞCILIK
1990 yılında Anadolu Dağcılar Birliği ( ADB) kapanmıştır. Bazı üniversitelerimizde çok az sayıda Tescilli Dağcılık Kulüpleri kurulmuştur. Bazı Üniversitelerimizde ise spor kolları veya Spor Birlikleri bünyesinde dağcılık faaliyetleri yürütülmüştür.
1990 yılı Ağustos ayında Hacettepe Üniversitesi Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü'nden ( HÜDDOSK ) Ertuğrul Melikoğlu, Dekirkazık kuzey duvarının ilk ve solo çıkışını gerçekleştirmiştir. Bu çıkıştan 4 gün kadar sonra Aynı duvar Gıyasettin Demirhan ve Murat Yıldırım tarafından bir kez daha çıkılmıştır.
Aynı yıl aralık ayında Hacettepe Üniversitesi Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü'nden Ertuğrul Melikoğlu, Orhan Özçalık, Ataç Besi, M. Ali Onur, Bülent Ferhatoğlu'ndan oluşan 5 kişilik ekip, Demirkazık zirvesi batı rotasından ilk çıkışı gerçekleştirmişlerdir. 1991 yılında Ertuğrul Melikoğlu Parmakkaya'nın ilk solo çıkışını gerçekleştirmiştir. Ertuğrul Melikoğlu, ayrıca Kaldı zirvesinin ( 3688 m. ) Kuzey Doğu buzulu üzerinden bu zirvenin ilk solo kış çıkışını gerçekleştirmiştir.
1990 yılı içinde Türk dağcılığı gerçekten patlama yapmıştır. Yeni kuşak dağcılar ülke genelindeki bir çok zirveye çok önemli tırmanışlar gerçekleştirmişlerdir. Yurt dışında ise gerçekten kısa süre önce hayal bile edilemeyecek zirvelerin çıkışları gerçekleştirilmiştir. Son dönemde ülkemiz dağcılığına damgasını vuran iki isim, Bilkent Üniversitesi Doğa Sporları kolundan yetişmiş aynı yıllarda Türkiye Dağcılık Federasyonu yönetiminin maddi ve manevi büyük desteğini almış Nasuh Mahruki ve Tunç Fındıktır. Sadece Tunç Fındık'ın yurt içi ve dışında çıktığı 400 den fazla zirve ile Aladağlar ve Kaçkar Dağlan'nda açtığı ve ilk tırmanışlarını gerçekleştirdiği 100 den fazla yeni rota bulunmaktadır. Bu dağcılarımızın yanı sıra, Kürşat Avcı, Serhan Poçan, Ertuğrul Melikoğlu, Yılmaz Sevgül, Gıyasettin Demirhan, Haldun Aydıngün, Murat Kandi, Doğan Palut, Alper Sesli, Uğur Uluocak gibi dağcılarımız günümüz dağcılığında yaptıkları bir çok tırmanışla öne çıkan isimler olmuşlardır.
1995 yılında dağcılık federasyonu başkanlığını yürüttüğü dönemde Tayfun Tercan, Kaçkar dağlarında bir tırmanış dönüşü düşerek hayatını kaybetmiştir. Ne yazık ki, Kürşat Avcı ve Uğur Uluocak da son dönemde dağların bizden aldığı isimler arasına katılmışlardır. İTÜDAK'dan Uğur Uluocak 3 Temmuz 2003 tarihinde Kırgızistan'da Teke Tor zirvesi ( 4441 m. ) dönüşünde düşerek hayatını kaybetmiştir. 7 Ağustos 2003 tarihinde ise Aladağlar Demirkazık kuzey duvarı çıkışı sırasında HÜDDOSK' dan Kürşat Avcı tutunduğu kayanın kopması sonucu düşerek hayatını kaybetmiştir.
1997-2006 YILLARI
Fahri olarak yürütülen Federasyon başkanlığı ve yönetim kurulu üyelikleri görevi yıllarca büyük bir özveriyle yürütülmüştür. Bazı yönetimler eğitim ağırlıklı çalışmalar yaparak dağcılık sporunu ülke geneline yaymaya özen gösterirken, bazı yönetimlerde tırmanış ağırlıklı faaliyetler yapmayı tercih etmişlerdir. Bazı yönetimler eğitim Dağcılık Federasyonunun görevi değildir demiş, bazı görevlilerde yurtdışı tırmanışlar yapmayı ön plana çıkarmışlardır.
Yıllarca bu anlayış doğrultusunda yapılan dağcılık günümüze kadar gelmiştir. En acı olanı ise Türkiye Dağcılık Federasyonu kalıcı tarafsız ve adil bir arşiv sisteminden yoksun bırakılmıştır. Gerçek dağcılık yapan kişiler yazma alışkanlığını oluşturamamış, Bu durum ise dağcılık tarihi açısından büyük eksikliktir.
5- Aralık 1993 Yılından sonra ülkemizde spor federasyonları başkanları seçimle göreve gelmeye başlamışlardır. 1993 yılında yapılan ilk seçimlerde merhum Tayfun Tercan, Sayın Alaattin Karaca, Sayın Sönmez Targan ve Sayın Ziya Mengeneci Türkiye Dağcılık Federasyonu başkanlığına aday olmuşlardır.Yapılan seçimler sonrası Dr.Tayfun Tercan 35 Alaattin Karaca 27, Ziya Mengeneci 14, Sönmez Targan 10 oy almışlardır. Oy sayılarından da anlaşılacağı gibi en fazla oyu alan merhum Tercan Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanlığına seçimle gelen ilk federasyon başkanı olmuştur. Merhum Tayfun Tercan 1995 yılında Kaçkar dağlarında yürüyüş dönüşü geçirdiği kaza sonrası şehit olmuştur. Bu üzücü olaydan sonra 18-01-1996 tarihinde Ziya Mengeneci Bakanlık onayı ile Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanlığına atanmıştır. 1997 yılında yeniden yapılan seçimlerde Alaattin Karaca ve Ziya Mengeneci Federasyon Başkanlığına aday olmuşlardır.Yapılan seçimler sonrası 118 delegenin 83 unun oyunu alan Alaattin Karaca Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanlığına seçilmiştir.
1997 yılında ülkemizdeki yazılı kaynaklarda dağcılık sporunun sayısal verileri ise ,25 aktif il, 23 tescilli dağcılık kulübü, 919 lisanslı sporcu olarak görülmektedir. O tarihlerde Türkiye Dağcılık Federasyonu Eğitim Yönetmeliği, Eğitmen Yönetmeliği olmayan bir federasyon konumundadır. Eğitimler usta çırak ilişkisi içerisinde verilmekte, tek yasal belge ,Sayın Dr Bozkurt Ergör döneminde Ankara yakınlarındaki Hüseyin Gazide 17-25 Haziran 1974 tarihinde açılmış olan Dağcılık Eğitmeni yetiştirme kampını başarı ile tamamlayan Ankara Bölgesinden Faruk Sükan, Hakkari Bölgesinden Kemal Çapa, Rize Bölgesinden Bahri Bayraktutan, Erzurum Bölgesinden Alaattin Karaca, İçel Bölgesinden Sait Mutlunun yardımcı eğitmen belgesine sahip oldukları görülmektedir.
Son dönemde federasyon başkanlığını ülkemizin yetiştirdiği ve halen aktif olarak dağcılık yapan, ülkemizin ve Avrupa’nın en yüksek dağı olan Ağrı dağına 2004 yılına kadar 82 defa zirve tırmanışı yapan Sayın Alaattin Karaca yürütmektedir. Sayın Karaca’nın göreve gelmesi ile dağcılık sporu ülkemizde yaygınlaşma politikası izlemiştir.
Yapılan özverili çalışmalar sonrasında 1997 yılında 25 olan aktif il sayısı 2006 yılında 79, 23 olan aktif kulüp sayısı 194, 919 lisanslı dağcı sayısı Haziran 2006 itibari ile GSGM verilerine göre 4503 bayan, 13405 Erkek sporcu olmak üzere Toplam 17908’dır.(
http://www.gsgm.gov.tr/sayfalar/istatistik/istatistik_index.htm# )
Bu dönemde daha önce olmayan Eğitim, Eğitmen ve Dağcılık Mihmandarlığı Yönetmelikleri hazırlanmış ve yürürlüğe konulmuştur. Çıkarılan Eğitim Yönetmelikleri ile eğitimler iki başlık altında toplanmış Yaz Eğitimleri- Kış eğitimleri şeklinde iki guruba ayrılarak Yaz Temel, Yaz Gelişim ve ileri seviye Kaya eğitimi ,Kış temel ,Kış Gelişim ve İleri Seviye Kar buz eğitimleri şeklinde alt başlıklara ayrılmış ve her eğitim sonrası yapılan teorik ve pratik sınavlarla başarılı öğrenciler belirlenmiştir. Yaz ve Kış eğitimlerini başarı ile tamamlayan sporculara Kış ve Yaz Arama kurtarma ve istekleri halinde Dağ kayağı eğitimleri verilmiştir.
1997- 2006 yılları arasında ülkemizde çok sayıda Dağcılık Kulüpleri kurulmuş, çok sayıda gencimiz Dağcılık eğitim çalışmalarına katılmıştır. Büyüklerin yanında, Gençler ve yıldızlar kategorilerinde eğitim faaliyetleri düzenlenerek eğitimler verilmeye başlanmıştır. Bu tarihten sonraki gelecek yıllar bu dönemde yetişen dağcıların yılları olacaktır.
Ülkemizde bir dönemler spor olup olmadığı tartışılan Dağcılık sporu 1997-2006 lı yıllarda saygınlık kazanmış, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Sivil Savunma Birlikleri ve diğer Kurumlar Türkiye Dağcılık Federasyonu ile ortak çalışmalar yapmaya başlamışlardır.
Federasyonca verilen Yaz ve kış Arama Kurtarma eğitimleri sonucu, Dağcılık sporunda aktif illerimizde Dağcılık Arama Kurtarma Birimlerinin çekirdek kadroları oluşturulmuştur. Dünya Dağcılar Birliği ile Türkiye Dağcılık Federasyonu ilişkilerinde büyük gelişmeler sağlanmış 16- Ekim 2004 tarihinde Hindistan Yeni Delhi’ de yapılan (UIAA) Dünya Dağcılık Birliği toplantısında Nejat Akıncı Ülkemizi temsilen Dağcılık Komisyonu üyeliğine seçilmiştir.
İlk yıllarda sadece dağcılık ve turkayağı branşında faaliyet gösteren Dağcılık federasyonunun bünyesinde yeni branşlar oluşturulmuştur. 22.12.2000 tarih ve Merkez Danışma Kurulunun 331 sayılı onayı ile Spor Tırmanma branşı ilave edilmiş ve ilk resmi yarışması ise 28-29 Ocak 2006 tarihlerinde Sakarya Üniversitesi Spor Kompleksi içinde bulunan nizami Tırmanma Duvarında gerçekleştirilmiştir. Dağ kayağı branşında ise UIAA ya ilk üyelik 2006 yılında yapılmıştır. İtalya’da yapılan dağ kayağı dünya şampiyonası yarışmalarına Nejat Akıncı ülkemizi temsilen ilk katılan yarışmacı olmuştur. UIAA ile olan ilişkilerimiz dehada ilerleyerek UIAA komisyonları ülkemizde toplantılar yapmaya başlamıştır. 9-12 Haziran 2005 tarihinde Kayseri Erciyes dağ evinde Çevre ve dağlara giriş komisyonu 13-16 Nisan 2006 tarihinde Antalya Olimpos ta ise Dağcılık Komisyonu toplanmış ve Türkiye Dağcılık Federasyonu bu toplantılara ev sahipliği yapmıştır.
Türkiye Dağcılık Federasyonu büyük bir samimiyet ve güvenle eğitim çalışmalarını UIAA standartlarına açmış 11- Nisan 2006 tarihinde UIAA standartları komisyonundan gelen heyet Isparta Çandır dakı eğitim çalışmalarını izlemiş ve eğitimle ilgili taktir ve beğenilerini belirtmişlerdir.
1997-2006 dönemde dağcılık sporu sadece dağcılık olarak ele alınmamış Sosyal, kültürel ve ekonomik boyutları ile de ele alınmıştır. Her faaliyet öncesi idareci, sporcu, eğitmenler toplu şekilde Atatürk Anıtına giderek tören yapıp faaliyetleri başlatmaları geleneksel hal almış ve bu uygulama halkımızın ve yöre insanının ilgisini çekerek halkın taktirini kazanmıştır.Ülkemizdeki anlamlı ve önemli günlerde anma tırmanışları yürüyüşler düzenlenmiştir. Erzurum dan Sarıkamış’a Tur kayakları ile geleneksel yürüyüşler, Afyon Kocatepe’den İzmir Bel kahve ye 30. Ağustos Zafer haftası yürüyüşü, Allahuekber Şehitleri Anma Tırmanışı, Çanakkale Şehitlerimizi Anma Tırmanışı, 30.Ağustos Uluslar arası Ağrı Dağı Zafer Haftası Tırmanışları geleneksel hale getirilerek çok sayıda katılımcıyla faaliyetler gerçekleştirilmiştir.
2002 Dünya dağlar yılı nedeniyle oluşturulan proje gereği on Cumhurbaşkanımız adına ve anısına ülkemizde on ayrı dağa Cumhurbaşkanları tırmanışları düzenlenmiştir. Tırmanış öncesi ve sonrası bastırılan kitaplarla bu anlamlı faaliyetler ölümsüzleştirilmiştir. 2002 Yılında Kırgızistan Bişkek te düzenlenen dağlar yılı küresel toplantısına Türkiye Dağcılık Federasyonu katılmış oluşturduğu stantla 2002 dünya dağlar yılında ülkemizde yapılanları ve ülkemizdeki dağcılık sporunu katılımcı ülkelere anlatmaya özen göstermiştir..
YURT DIŞINDA YAPILAN TIRMANIŞLAR
Türk dağcılarının yurt dışında gerçekleştirdiği tırmanışların en eskisi ilk Türk dağcısı olarak da bilinen Ali Vehbi Türküstün’ün 1906 yılında Alp Dağları'nın en yüksek noktası olan Mont Blanc zirvesine yaptığı tırmanıştır. Bu tırmanış Türk dağcılık tarihinde bilinen ilk tırmanışı olduğu kadar yurt dışında yapılan ilk tırmanıştır.
Daha sonra uzun yıllar yurt dışı tırmanış yapılamamıştır. 1964 yılında Bozkurt Ergör'ün İsviçre'de Möch ( 4003 m. ) ve Fransa'da Mont Blanc ( 4807 m. ) zirvelerine tırmanmıştır. Bu tarihten sonra 1980 li yıllarda Abdülmecit Doğru'nun gerçekleştirdiği bir dizi tırmanış bulunmaktadır. 1980 yılında Kafkaslar'da Elbruz dağı ( 5642 m.), 1983 yılında Rusya'da Pamir Dağlan' nda Halil Alpay ile birlikte gerçekleştirdiği Peak Lenin zirvesi ( 7134 m. ) ve 1985 yılında Komünizm zirvesi (7495 m. ) bu zirvelerin ilk Türk çıkışları olmuştur.
1989 yılından sonra yurt dışı çıkışlar büyük bir ivme kazanmıştır. 1989 yılında İran'da bulunan Devamend zirvesi ( 5671 m. ) tırmanışına katılan on dağcımız iki ayrı rotadan çıkarak zirveye ulaşmışlardır. 1992 yılında Nasuh Malıruki, Kırgızistan'da bulunan Tien Shan Dağları'nda Khan Tengri ( 7010 m. ) zirvesine tırmanmıştır. 1993 yılında ise Kafkasya Dağları'ndaki Elbruz zirvesine ( 5642 m. ) ilk Türk kış çıkışını yapmıştır.
1993 ve 1994 yıllannda TDF'nin girdiği uluslararası ilişkiler ve ayırdığı ödenek sayesinde Türk Dağcıları Pamir Dağlan, Tien Shan Dağları ve Demavend Dağı'na çeşitli expedisyonlar düzenlemişlerdir. Bu etkinliklerden ilki, 1993 yılında Pamir Dağları'ndaki Peak Lenin ( 7134 m. )
zirvesine düzenlenmiş ve Nasuh Mahruki ile Uğur Uluocak zirveye çıkmışlardır. Aynı etkinlikte diğer gruptan Serhan Poçan ve Seyhan Çamlıgüney Tien Shan Dağları'nda Khan
Tengri zirvesine ( 7010 m. ) çıkılmışlardır. Aynı yıl Demavent'e de tırmanılmıştır. TDF'nin
organize ettiği ikinci etkinlik ise 1994 yılında yapılmış ve Tien Shan Dağları'nda Khan Tengri zirvesine kötü hava koşulları nedeniyle çıkılamamıştır. Aynı yıl yapılan bir diğer etkinlik ise gene Demavent zirvesine olmuştur.
1994 yılında Nasuh Mahruki, askerliğini yapmakta iken özel izin alıp Rusya'da bulunan 7000 m.lik 3 önemli zirvenin tırmanışını daha gerçekleştirmiştir. Sırasıyla Pamir Dağları'ndaki Korjenevskoy ( 7105 m. ) ve Communisma ( 7495 m. ) ile Tien Shan Dağları'ndaki Pobeda ( 7439 m. ) zirvelerine çıkarak Sovyet Asya'nın 7000 m.nin üzerindeki en yüksek 5 zirvesine çıkmıştır. Böylece bu 5 zirveye tırmanan dağcılara Rusya Dağcılık Federasyonu tarafından verilen "Kar Leopan" unvanını almıştır.
1994 yılı ağustos ayında Uğur Uluocak tarafından da 4 önemli tırmanış gerçekleştirilmiştir. Peak Varadiov zirvesi ( 5600 m. ), Korjenevskoy ( 7105 m. ), Communisma ( 7495 m. ) ve Peak Of Four zirvesi ( 6299 m. ) Bu son zirvenin ilk Türk çıkışı ise 1 ay kadar önce Nasuh Mahruki tarafından yapılmıştır. 1995 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Dağcılık Kolundan ( YTÜDK ) Alper Sesli, Kenya sınırları içinde bulunan Afrika kıtasının en yüksek doruğu olan Kilimanjero zirvesine ( 5895 m. ) tırmanmıştır. 1995 yılının en önemli başarısı hiç kuşkusuz Nasuh Mahruki'nin 17 Mayıs 1995 tarihinde gerçekleştirdiği Everest zirvesi ( 8848 m. ) tırmanışıdır.
1996 yılında Nasuh Manruki 7 kıtanın en yüksek zirvelerinin tamamına çıkmayı başarmıştır. Everest'ten sonra sırasıyla, 1995 yılında Vinson ( 5140 m. ) ve Aconcagua (6959 m. ) zirvelerine tırmanmıştır. 1996 yılında ise, Mc Kinley ( 6194 m. ), Kilimanjaro ( 5895 m. ), Elbruz ( 5642 m. ), Cosciusko ( 2320 m. ) zirvelerinin çıkışını yapmıştır. 1996 yılında TDF tarafından desteklenen Khan Tengri tırmanışı gerçekleştirmiştir. Tırmanışa katılan Serhan Poçan, Uğur Uluocak, Tunç Fındık, Kürşat Avcı, Yılmaz Sevgül, Engin Külahoğlu, Gülay Ünal, Burçak Özoğlu başarılı şekilde zirveye ulaşmışlardır.
1998 yılında Nasuh Malıruki Lhotse zirvesine tırmanmıştır. 1999 yılında Uğur Uluocak Shisha Pangma ( 8013 m. ) ve Cho Oyu ( 8201 m. ) çıkışlarını 7 gün ara ile tamamlamıştır. Nasuh Mahruki 2000 yılında dünyanın en zor zirvelerinden biri olan K2 zirvesinin ( 8611 m. ) çıkışını gerçekleştirmiştir. 2001 yılında Tunç Fındık Everest zirvesine ( 8848 m. ) farklı bir rotadan çıkarak buraya çıkan ikinci Türk olmuştur. Alaattin Karaca döneminde beş dağcımız 7105 mt.lik Peek Konjerevesko zirvesine tırmanış denemiş iki sporcumuz zirveye ulaşmiştır.
ÜLKEMİZDE DAĞCILIK ÖRGÜTLENMESİ
Türkiye'de Dağcılık örgütlenmeleri mevcut federasyonlar Yetki ve Sorumluluk yönetmeliğe göre yapılmak zorundadır. Dağcılık Federasyonu çok köklü bir geçmişe sahip olmakla birlikte, uzun yıllar diğer spor branşlarında olduğu gibi başkanı Devlet tarafından atama yoluyla göreve gelmiştir.
5- Aralık 1993 tarihinden sonra Tescilli dağcılık kulüpleri ve diğer kurum ve kuruluşların yetkililerinin oyları ile seçilen başkan ve oluşturulan yönetim ve alt kurullar, Türkiye Dağcılık Federasyonunu kendileri veya başkalarının istedi yi şekilde değil Yasa ve Yönetmelikler doğrultusunda yönetmek zorundadırlar.
Yönetimlerin Yasa ve yönetmeliklere dayalı kararlı çalışması bazı kişilerce yanlış yorumlanarak, özgürlüğün sınırlanması olarak değerlendirilmeye çalışılsa da bu uygulama yapılma zorundadır. Yasal olmayan yasal kuruluşunu tamamlamamış hiçbir kuruluşun Federasyon imkanlarından yararlanamayacağı yasa emridir. Spor Kulübü kuruluş Tüzüğünü hazırlamış, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüne tescil işlemini tamamlamış olmalıdır.
Dağcı Bağlı Bulunduğu Spor Kulübü veya Gençlik spor il Müdürlüklerinden Lisansını almış her yıl vize işlemini yaptırmış kişidir. Bu işlemleri yaptırmayan kurum ve kuruluşlar ile kişilerin Federasyon faaliyetlerinden faydalanamayacağı yasa gereğidir.
Dağcılık Federasyonunu isteyenleri seyahate götüren ticari bir kurum değil, Türkiye de yasal oluşumunu tamamlamış kurumlar ile dağcı olmak isteyen ve dağcı olma hakkını elde etmiş isteyen her vatandaşın yasa ve yönetmelikler çerçevesinde faydalana bileceği bir spor federasyonudur. Dağcılık Federasyonunun ciddi bir Devlet kuruluşu olarak bilmek gereklidir.