I. Şuppiluliuma (yaklaşık MÖ 1344 - MÖ 1322), adı Hititçe olan ilk Hitit kralı. Şuppi Hititçe saf, luli ise kaynak anlamındayken; Şuppiluliuma, saf kaynaklı anlamı taşır. Yaklaşık 35 yıl boyunca Yakın Doğu tarihine damgasını vuran Hitit kralı, Hitit Krallığı'nı imparatorluğa dönüştüren hükümdar olarak kabul edilir. Hükümdarlığı döneminde Büyük Hitit İmparatorluğu en parlak dönemini yaşamış ve eski başkent Hattuşaş'ın savunması güçlendirilmiştir. Ülkenin dört bir yandan saldırıya uğramasıyla küçülen devleti yeniden toparlamış, yakındoğunun en büyük devleti durumuna getirmiştir.
Hükümdarlığı
II. Tuthaliya'nın oğlu ve ardılıydı. Yaşamına ilişkin bilgiler oğlu ve ardılı II. Murşili'in yıllıklarında ayrıntılı olarak yer alır. Daha prensliği döneminde Hatti topraklarının büyük bir kesimini ele geçiren düşmanlarla savaşmaya başladı, askeri faaliyetlerde babasını temsil ettiğinden, kral olunca deneyimli ve yetenekli bir komutan olarak Kaşkalar'la yaptığı savaşlarda başarılı oldu; sınır bölgelerinde kaleler ve tahkimat yaptırdı. Hattuşaş (Boğazköy) yeniden kuruldu. Azzi-Hayaşa ve Arzava'ya başarılı seferler düzenledi. İşuva ülkesi ile (Aşağı Murat) çatıştı (MÖ 1365'e doğru).
Hükümdarlığının büyük bölümü doğudaki Mitanni Krallığı'na karşı yürüttüğü mücadeleler ve Hititlerin Suriye'de yeniden sağlam bir biçimde tutunmasını sağlamaya yönelik girişimlerle geçti. Mitanni kralı Tuşratta ile Kuzey Suriye'nin istilası için savaştı, ancak Toros geçitleri ve Kizzuvatna üzerinden Mitanni Krallığı'na saldırma girişiminin sonuç vermemesi üzerine ilk seferinde başarılı olamadı. Bu arada iç karışıklıkları yatıştırmak zorunda kaldı, Hayaşa kralı Hukkana ile bir antlaşma imzalayarak kızını onunla evlendirdi. Siyasal gücünü artırmak amacıyla Kizzuvatna kralı Şunaşşura ile anlaştı ve böylece Mitanni ile arasında bir tampon bölge oluşturdu.
Bundan sonra Kuzey Suriye üzerine yürüdü. Fırat'ı daha kuzeyden geçip Mitanni başkenti Vaşşuganni'ye (Vassukkani) arkadan yaklaşarak Suriye'nin kuzeyindeki Mitanni savunmasını aşma yoluna gitti. Planını başarıyla uygulayan Şuppiluliuma Mitanniler'in başkenti Vaşşuganni'yi ele geçirerek yağmaladı. Ardından Fırat'ı geçip güneye yönelerek Mısır'ın egemenliğindeki güney Suriye'ye girerek küçük krallıklara (Ugarit, Kadeş, Amurru) Hitit egemenliğini kabul ettirdi. Öylesine güçlüydü ki, diğer krallar arasındaki anlaşmazlıklara hakemlik yapardı.
Bu yüzden çıkan ve aralıklarla süren çatışmalar sırasında Mısır firavunu Tutankhamon'un ölümü (MÖ 1352) üzerine, onun dul kalan karısı ve üvey kızkardeşi olan Mısır kraliçesi Anhesenamen (firavun Akhenaton ve kraliçe Nefertiti'nin üçüncü kızları) Şuppiluliuma'yla gizlice yazışarak, bir Mısırlı ile evlenemeyeceğini bildirdi ve Şuppiluliuma'dan, oğullarından birini kendisine eş olarak göndermesini istedi. Mısır'ın anayanlı veraset yasalarına göre Anhesenamen'in yeni kocası firavun olacaktı. Şuppiluliuma Anhesenamen'in isteğine uyduysa da, babası tarafından Mısır'a gönderilen prens Zannanza Mısır sarayındaki rakip hiziplere bağlı askerlerce yolda yakalanarak öldürüldü. Bu olay sert bir tepkiye ve sonunda Kadeş Antlaşması'nın imzalanacağı, yıllarca süren savaşlara yol açtı.
Daha sonra oğlu Telipinu'yu Suriye'de bırakarak dinsel görevlerini üstlenmek için Hattuşa'ya döndü. Ama uzun zamandır Mitannilere bağımlı olan Asur'un bağımsızlığını kazanarak bölgede yeni bir güç durumuna gelmesi üzerine, hemen Suriye'ye yeni bir sefer düzenledi. Büyük stratejik önem taşıyan Karkamış kentini aldıktan sonra oğlu Telipinu'yu Halep, öbür oğlu Piyassili'yi de Karkamış kralı yaparak Suriye'nin kuzeyindeki Hitit egemenliğini sağlamlaştırdı.
Öte yandan, Şuppiluliuma Tuşratta'nın öldürülmesi sonucu Mitanni tahtına geçen Artatama ile bozuştu. Tuşratta'nın kendisine sığınan oğlu Mattivaza ile anlaştı ve kızını onunla evlendirerek Mattivaza'yı Mitanni kralı yaptı. Mattivaza'yla bir karşılıklı yardım antlaşması yaparak, Suriye'deki Hitit topraklarını büyüyen Asur tehdidinden koruyacak bir Mitanni tampon devleti oluşturdu.
Şuppiluliuma bundan kısa bir süre sonra Mısırlı savaş tutsaklarının Orta Anadolu'ya taşıdığı ve salgına dönüşen veba hastalığa yakalanarak öldü. Şuppiluliuma askeri yeteneklerinin yanı sıra, merkezi yetkiyi güçlendirmiş ve ele geçirdiği ülkelerin başına kral soyundan yöneticiler atayarak kendisine bağlamayı bilmişti. Fethettiği bölgelerde yaşayan insanları köle yapmayarak, O ülke halklarını Hitit imparatorluğuna bağlı halklar haline getirerek, içişlerinde özerk bıraktı.