Gönderen Konu: Ihlara Vadisi  (Okunma sayısı 3502 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7914
    • insan ve doğa
Ihlara Vadisi
« : 30 Ekim 2017, 09:20:49 »
Ihlara Vadisi, Hasandağı volkanından püskürtülen lavların akarsu aşındırması sonucunda oluşan cemal şekilli bir vadidir. Melendiz çayı, milyonlarca yıllık bir sürecin sonunda, 14 kilometre uzunluğunda ve yüksekliği yer yer 110 metreye ulaşan kanyon görünümlü bu vadiyi meydana getirmiştir. Bu çatlaklardan yol bulan kanyonun bugünkü halini almasını sağlayan Melendiz çayına ilk çağlarda Kapadokya ırmağı anlamına gelen "Potamus Kapadukus" denilmekteydi.

14 km uzunluğunda ki vadi Ihlara'dan başlar, Selime'de son bulur. Vadinin yüksekliği yer yer 100 -150 m dir. Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler bulunmaktadır. Ihlara vadisi'nde kiliselerdeki süslemeler 6. yüzyılda başlayarak 13. yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir.

Aksaray'a 40 km, Güzelyurt'a ise 7 km mesafededir. Rüzgarın esip esipte arada dinlendiği, Melendiz suyunun ise derin ve sessiz dik yamaçlı bir vadinin ortasından akarak, "Dönerek Akan Suyun Halkı"na "Peristrama" adını verdiği Ihlara Vadisi, İlk Hristiyanların vadi yamaçlarında oluşan tüfleri oyarak, kilise ve manastır yaptıkları mekanlar, Melendiz Nehrinin sularıyla bütünleşerek doğa harikası oluştururlar. Bu doğal güzellikleri Vadiye gelen ziyaretçilerin iniş ve çıkışlarını sağlayan toplam 382 basamaktan oluşan merdiven bulunmaktadır.

Eski adı "PERİSTREMMA" olan 14 km. uzunluğundaki Ihlara Vadisi'ni, Melendiz Çayı (Potamus, Kapadukus–Kappadokya Irmağı), baştan başa kat etmektedir. Irmak, Ihlara Kasabası'ndan başlayarak, yer yer kanyonu 100–120m derinlikte yararak, Kuzeybatı istikametinde Selime Kasabası, Yaprakhisar ve Belisırma Köyleri'nin ve Ziga Kaplıcası'nın bulunduğu geniş vadiye ve oradan Tuz Gölüne yönelir. Ihlara Vadisi'nin doğal oluşumu, korunaklı yapısı, burayı Hıristiyan dininin önemli merkezlerinden biri haline getirmiştir. 4. yüzyıldan itibaren önemli bir manastır merkezi haline gelen Ihlara Vadisi'nde, yapıldığı döneminin resim sanatı özelliklerini barındıran pek çok kilise bulunmaktadır.

Vadide yer alan, banisi (yaptıranı) belli olan kiliseler, bilim dünyası için ayrı bir önem taşımaktadır.Kiliselerin kesin tarihlendirilmesi oldukça güçtür. Kapalı Yunan Haçı ve serbest haç planlı, tek ve çift nefli kaya oyma kiliseler, Vadinin dik yamaçlarında sağlı sollu yer alarak, ortadan akan Melendiz nehrinin sularıyla bütünleşir. Vadi, doğal yapısı itibarıyla, IV. yüzyıldan itibaren keşişler ve rahipler tarafından çok uygun bir inziva yeri olarak kullanılmıştır. Hıristiyan dini, farklı dilleri konuşan insanlar arasında yayılmaya başlamıştır. Okuma yazma oranının düşük olması, Latinceyi az kişinin bilmesi, dinin yayılmasını zorlaştırmıştır. Bu nedenle dini yaymak için kiliselerde, İsa'nın hayatı, İncil'deki konular, din büyükleri ve onlarla ilgili olaylar resimlerle anlatılmaya başlanmıştır.

Vadi de yer alan freskli kiliselerde (Sümbüllü, Yılanlı, Kokar, Ağaçaltı, Pürenliseki, Eğritaş, Kırkdamaltı, Bahattin Samanlığı gibi) İsa'nın Doğumu, Meryem'e Müjde, Ziyaret, Mısır'a Kaçış, Son Akşam Yemeği gibi sahneleri görmek mümkündür. Vadide yer alan Selime Kasabası ve Yaprakhisar Köyü'nde de önemli kiliseler bulunmaktadır. Selime Kalesi, Derviş Akın Kilisesi, Doğan Yuvası Kilisesi gibi.


Vadi boyunca yer alan kiliseler iki gruba ayrılabilir:
Ihlara'ya yakın olan kiliselerin duvar resimleri Kapadokya sanatından uzak, doğu etkisi taşırlar.
Belisırma yakınında yer alanlar, Bizans tipi duvar resimleri ile süslüdür.
Ihlara Bölgesi'nde Bizans Dönemi'ne ait bilinen kitabelerin sayısı oldukça azdır.

Belisırma köyüne 500 m uzaklıktaki Aziz George (Kırkdamaltı) Kilisesinde Selçuklu Sultanı II. Mesud (1282 -1305) ve Bizans imparatoru II. Andronikos'un adlarını içeren 13. yüzyıla ait fresk üzerine yazılmış bir kitabe bulunmaktadır.
Bu kitabe bölgeyi ellerinde bulunduran Selçukluların hoşgörülü yönetiminin varlığını kanıtlamaktadır.

Kiliselerden sadece ikisinin tarihi tespit edilmiştir.
Direkli Kilise (976-1025)
Saint Georges (1283-1295) yıllarına aittir.

10. yüzyıl ortasında Bizans Toroslar ve Klikya bölgelerini geri almasıyla Ihlara bölgesinde yeni Kiliseler yapılmıştır.
Bahaeddin Samanlığı Kilisesi
Sümbüllü Kilise
Direkli Kilise

11. yüzyıl başlarındaki Bizans sanatına örnek teşkil edenler:
Ala Kilise
Çanlı Kilise (Akhisar)
Karagedik Kilisesi

Eski kiliseler sonradan bazı Bizans tipi resimler de ilave edilmiştir.
Bu davranış, 11. yüzyılda Selçuk Türklerinin bölgeye gelmesiyle son bulur.
Fakat bölgedeki dini hayat devam eder. Bölgenen kilise hayatı 1924'deki nüfus mübadelesiyle son bulur.

Ihlara Vadisi'nde yer alan ve resimleri en iyi korunmuş olan kiliseler
Ağaçaltı Kilisesi
Pürenliseki Kilisesi
Kokar Kilise
Yılanlı Kilise
Aziz George (Kırkdamaltı) Kilisesi
Sümbüllü Kilise
Ihlara Vadisi

Aksaray, Hıristiyanlığın daha ilk yıllarında önemli bir din merkezi olmuştur.
Kayseri'li Basilus ve Nazianzos'lu Gregorius gibi mezhep kurucuları 4. yy. da burada yetişmişlerdir.
Mısır ve Suriye sisteminden ayrı bir manastır hayatının kurallarını bunlar tespit etmişlerdir.
Böylece Yunan ve Slav sistemi doğmuştur.Mısır ve Suriyeli rahiplerin dünya ile olan ilişkilerini kesmelerine rağmen Basilus ve Gregorius'un rahipleri dünya ile olan ilişkilerini kesmiyorlardı. Bu yeni anlayışın yeri Belisırma idi.

Gregorius, teslis inancına yeni bir izah getirerek İsa'nın tanrılığı tartışmasında İznik toplantısı görüşlerine kuvvet kazandıran fikirler ileri sürdü. Böylece Hristiyanlık tarihinde öncü bir aziz oldu. Gregorius'un yetiştiği kayalık bölge (Belisırma, Ihlara, Güzelyurt (Gelveri)) Manastır ruhuna uygun, kayalara oyulan kiliseler topluluğu haline geldi.

Arap akınlarına karşı, Hasandağındaki müdafaa kaleleri karşı koyunca bu kiliseler faal ibadet merkezi durumlarını devam ettirdiler.
Ihlara Vadisi, Aksaray'ın yerli ve yabancı turist çeken en önemli doğal ve tarihi yerleşimidir.
« Son Düzenleme: 17 Eylül 2018, 07:21:01 Gönderen: GeZGiN »

Tags: