Gönderen Konu: Urla’nın huzur iskelesi  (Okunma sayısı 4570 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7726
    • insan ve doğa
Urla’nın huzur iskelesi
« : 27 Mayıs 2014, 07:50:17 »
İzmir merkezine 35 kilometre uzaklıktaki Urla’nın İskele’si özgün karakteri olan bir mahalledir. Antik Klazomenai kentinin üstüne kurulmuştur. Bu nedenle Kilizman ismiyle bilinir. Nice şehir yorgununa huzur, nice edebiyatçıya ilham vermiştir.



Kilizman, tarihin en eski yerleşimlerinde biri olduğu söylenen Klazomenai kentinin bulunduğu alanda. İzmirlilerin bir koşu gidip soluklandığı yer... Doğanın gümrah yeşiliyle kuzeye açılan Ege’nin, İzmir Körfezi’ndeki karın bölgesi sayabileceğimiz noktada, her daim esintilere açık bir coğrafya.
İster Çeşme otobanını izler, Urla’dan çıkıp ünlü çamlı yoldan inersiniz İskele’ye; ister sahilden devam eden eski Çeşme yolunu tercih edersiniz. İskele, gününe göre sakin, gününe göre cümbüşlü bir ortam halinde karşılar sizi. Lokantaları rakı-balık sohbetine mekandır. Müzevazı bir kahvaltı sofrası ya da Urla’nın ünlü katmeriyle de yetinebilirsiniz. Tercih sizin. Ama önce bir gezinti…

Tarifsiz ferahlık

Orada olmak başlı başına ferahlıktır. Urla İskelesi, balıkçı barınağının çevresinde, denize temenna çeker gibi dizilmiş çoğu tarihi yapılardan oluşur ve bir gülümseme güzelliğiyle durur da, ondan. Sükunetin, kaynaşmanın bir parçası oluverirsiniz hemen.
Tarihi yapıların günlük kullanımdaki işlevlerini unutur da, dalar gidersiniz. “Burada kimler yaşamıştır?” Tarih derin, uzun. İnsanlığın tarihinde nice birikim var. Çoğu silinip gitmiş.
Çok uzun zamandan beri arada bir Urla İskelesi’ni ve civarını yoklamadan edemem. Nedense orada rahat eder insan. Batan, rahatsız eden şeyler yok gibidir ya da öylesine rahatlarsınız ki; onları görmez ya da duymazsınız.

İsmi neden değişti

İsmin telaffuzu zordur. Klazomenai bu nedenle Kilizman olarak anılagelmiştir. Antik Klazomenai kentinin kalıntıları Urla’nın mahallesi olan Urla İskelesi’ndedir. Küçücük bir çıkıntı gibi duran Limantepe’de, Karantina Adası’nda, komşu tarlalarda kalıntıları görmek mümkündür. Kazılar sürmekte, kazı alanları açık havanın, güneşin, soğuğun etkilerinden korunmaya çalışılmaktadır.
Bu topraklar tarih boyunca zeytinciliğin, bağcılığın yurdudur. Klazomenai’de bulunan MÖ 6’ncı yüzyıla tarihlenen zeytin işliği önemli bir kanıttır. Bir demir işliği ve tekne çıpası da ortaya çıkarılmıştır. 
Yörede bugün bağcılık yaygın değildir. Geçmişte bu yarımadada çok gelişmiş olduğu bilinir. 20’nci yüzyıl ortalarına kadar varlığını sürdürebilmiştir.
Çocukluğumda, bizim Foça’nın Kozbeyli köyündeki bağımızda, iri, parlak, koyu  pembe bir üzüm cinsi vardı. Babam ona “Kilizman üzümü” derdi. Bu cinsin, Kilizman’dan geldiğini de eklemeden edemezdi. Yörede bugün bile bağbozumu geleneklerinin sürdürülmesi boşuna değildir.

Seferis’in evi

Nobel ödüllü şair Yorgo Seferis Urla doğumludur. Çocukluğunun büyük bölümü Kilizman’da geçmiştir. Evi, bugün restore edilmiş durumdadır ve otel, belgelik, anı evi gibi düzenlenmiştir. Bir de küçük galerisi vardır. Burada zaman zaman bazı sergiler de açılmaktadır.
Seferis’in anılarında bu ev nasıl kalmıştır? Çocuk belleğine nasıl yerleşmiştir? Onu şiirlerine nasıl yansıtmıştır? Bunu hep merak ederim. Bu yaz, şiirlerini bu gözle yeniden okuyacağım.
Nasıl Yaşar Kemal Çukurova’yı, Samim Kocagöz Söke’yi yazarak edebiyata kattıysa, Necati Cumalı da öyküsünde, romanında Urla’yı katmıştır. Urla İskelesi’ni mekân tutan sanatçılarımız olmuştur. Örneğin rahmetli aktör Mustafa Yalçın, İzmir’de sıkıldığınde kendisini buraya atardı. Yazlık tutar, birkaç ay kalırdı. Ondan yöre insanının öykülerini dinlerdim. Gâvur Ali’den, yoksulluk içindeki zengin yaşamından, hüsranlarından, intiharından… Ölümünden sonra yan yana konulmuş ayakkabılarından… Müntehirler öyle yaparlarmış. Şarkıcı Tanju Okan buranın sembolü olmuştu. Kilizman’a yerleşmiş, halkla kaynaşmıştı. Şimdi denize bakan küçük bir parkta heykeli var. Şair Süreyya Berfe de burada yaşıyor.

Güzellikler zinciri

Urla İskelesi ve civarında güzellikler bir zincir gibi birbirine bağlıdır. İskeleden kuzey batıya yürüdüğünüzde solda Gelinkaya’daki minik çıkıntıdaki kahvedeki cıvıl cıvıl yaşam bile sarıp sarmalar sizi. Kazlar, ördekler ve insanlar… İleride, soldaki yamaçlardaki Denizli köyünde (şimdi mahalle) gördüğüm mezar taşlarında Bedreddin ayaklanmasının gizlerinin ve izlerinin bulunduğunu söylemişti bir dostum. Daha ötede ormana bitişik Güvendik köyü de görülmeli, orman dinlenme tesislerinde deniz ürünleri, otları, zeytinyağlıları tadılmalı. Balık tutmaya meraklıysanız hastanenin bulunduğu adanın uzantısında oltanızı denize atabilirsiniz.

Leziz enginarlar

Urla İskelesi’nin enginarı çok ünlüdür. Lezzeti bambaşkadır. Onun farklılığını görünüşünden anlarsınız. Enginarı, mevsiminde buradaki bahçelerden bile kestirip almanız mümkündür. Ayrıca, her pazar kurulan pazarında, her türlü sebze ve meyve yanında yerel otlar ve yiyecekler de satılır. Onun için, özellikle İzmir’den gelenler, pazarlarını da burada görüp gidebiliyorlar. 

Tags: