Trakya’nın hayatı yüksek ritimle yaşayan ilçelerinin arasında baş sıralarında yer alan Lüleburgaz, geçtiğimiz aylarda değişen ve değişirken gelişmeye çabalayan sosyal hayat gereği şehrin dokusuna yeni önermeler sunan bir yeme-içme mekanıyla daha tanıştı.
Günün hemen hemen her saati kapısından girenleri değişik konseptlerde ağırlamaya hazır, Fransız “Bistro” türü yeme-içme alışkanlığını büyük bir şehirde olabiliceğinden daha büyük cesaretle orta ölçekli bir ilçede yeşertme gayretindeki şık bir mekan olan MİYANSERA'ya gidiyoruz sizlerle.
Miyansera adı nerden geliyor...
Miyansera ( Miyanseray ) Osmanlıca’da “Avlu, iç avlu, evlerin cephelerinin açıldığı avlu” vb…manalar taşıyor. Osmanlı’da avluya açılan geleneksel köy evlerinden etkilenen bu mimari tipinin başta Fransa gibi birçok Avrupa ülkesinde de örnekleri olduğunu görüyoruz. Avrupa kültür öğelerine taç giydirmekte pek mahir olduğumuz için bunun Fransa’dan modellendiğini baştan kabulleniriz. Miyansera kelimesinin köklerine dem vuruken Fransa ve Osmanlı gibi birbiri ile her dönem derin ilişkiler içinde bulunmuş iki kültürün hangisinin baskın olduğunu bırakalım sanat tarihçileri araştırsın.
Biz sizlerle MİYANSERA’dan içeriye adım atalım.
MİYANSERA, kendini daha kolay halka tanıtabilmek için “Cafe-Bar-Restaurant” vurgusuna başvurmak zorunda kalsa da, işletmecileri açısından MİYANSERA Fransa’ya özgü bir yeme-içme kültürünün tanımlandığı “Bistro” geleneğini yansıtıyor.
Bu ana çıkıştan hareket eden MİYANSERA’nın 4 işletmecisi Hakan GAZPAK, Metin TOPUZ, Yücel OKUMUŞ ve Zekeriya SELVİ, hal böyle olunca mekanın mimarisinde de o hissedişe yer verimiş. Bunun için Lüleburgaz’ın köklü eğitim kurumlarından Kepirtepe Anadolu Öğretmen Lisesi’nde resim öğretmenliği yapan Halil KARAKOL’a başvurulmuş. İstanbul’daki "Fransız Sokağı"nın o sıcak Akdenizli havasının modellendiği mimari esinti MİYANSERA’nın ismiyle de müsemma mimarisinin hatlarını belirlemiş.
MİYANSERA’ya girdiğinizde “Cafe-Bar-Restaurant” bölümlerinin oluşturduğu iki katlı yapılar topluluğu genişçe bir dikdörtgen şeklindeki avluya açılıyor. İkinci katlarda rasladığımız çiçeklerle hareketlendirilmiş "hanım göbeği" denen korkuluklara yer verilen balkon uygulamalarında ve bahçe ile yapının bahçeye açılan yönünde yer verilen yumuşak aydınlatmalarında Fransız tarzının esintilerini yakalamak mümkün.
Bistro Kültürü...
MİYANSERA, daha evvel bahsettiğimiz Bistro tarzı bir hizmet anlayışını benimsemiş bir işletme. Fakat bunu halka benimsetirken “Cafe-Bar-Restaurant” açıklamasına sığınmaktan da kaçamıyor. Oysa bistro tarzı yeme-içme kültürü tüm bu öğeleri zaten içeriyor. Bistrolar günün erken saatlerinde hizmet vermeye başlayan mahalle arası Fransız tarzı cafe-bar-restaurantlardır. İngiliz "pub"larındaki gibi sadece içki alınabilecek daha kısıtlı bir menüye yer veren yeme-içme mekanlarından bu yönüyle ayrılmaktadır.
Bistrolarda gün içerisindeki zaman dilimlerine göre hizmet sunma anlayışını esastır. Sabahın ilk saatlerinde işlerine gitmek üzere evden çıkıp afyonunu patlatmak isteyenlerin, gazetesini alıp eve dönmeden bir yerde sakin huzurlu bir şekilde okumak isteyenlerin ilk uğrak yeri bistrolardır. Günün ilk servisi genelde kahvedir.
Gün ilerlerken ilk olarak kahvaltı yerine geçecek hızlı basit hazırlanmış atıştırmalıklar servis edilmeye başlanır. Mutfak kültüründe kendine has yemekleri sıkı sıkı sahiplenen Fransız bistrolarında bu saat dilimine özgü yiyecekler hazırlanırken, Türkiye gibi bu kültürü taklit eden mekanlarda damak zevki elbette değişikliğe uğrar. Dolayısıyla MİYANSERA gibi yerli bir mekanda bu saat diliminin servisinde kahvaltılıklar,omletler,burger ve atıştırmalıklar öne çıkar.
Günün öğle saatleri işlerinden gelenlerin de yoğun rağbet göstereceği ön plana alınarak sıkı bir öğlen yemeği yiyebileceğiniz menü sizi bekler. Öğleden sonra ise konsept daha çok gençlerin rağbet edeceği bir servise yöneliktir. Bu saatler okul çıkış saatleri ile de çakıştığı için daha çok üniversiteli gençlerin hızlı yeme alışkanlıkları ile de örtüşen aperatifler, tatlılar, kafe tarzı beslenme alışkanlıklarına yönelik bir yoğunluk yaşanır serviste.
Akşamlar ise şık bir restaurant ve demlenme yeridir artık bistrolar. Şefin spesiallerine de yer veren şık bir akşam yemeği menüsünü soft bir aydınlatma ve gerilerden gelen, kulak tırmalamayan romantik bir müzik tamamlar. Menü dünya mutfaklarından örneklere de yer verilmektedir. Zengin içki menüsü ise bistroların gecenin ilerleyen saatlerine değin uzanacak zaman dilimi için olmazsa olmazları arasında yer alır.
“Bistro” kelimesinin hoş bir de hikayesi var. Napolyon Savaşları sonrası Fransa’yı bir süre işgal eden Kazak askerlerinin girdikleri barlarda hızlı servis verilmesi için Rusça “Bystra” ( Çabuk ) diye seslenmelerinden ismini aldığı hoş bir anekdottur.
MİYANSERA şehrin merkezinde bir mekan. Bu yönüyle ulaşım kolaylığı sağlıyor. Emrullah Efendi Caddesi üzerindeki birbirine bitişik nizam binalar arasında karşınıza çıkan mekan, gösterişli girişine rağmen böylesi sıkışık bir yerde ne kadar iyi bir mekan sizi karşılayabilir diye düşündürebilir. Fakat içeriye adım atıp mekanın diğer bölümlerine açılan cephelerinin açıldığı avluyu görünce bütün fikriniz değişecektir. Şık bir avlu kafe hizmeti verecek şekilde ve bir Fransız sokağını andıran düzenlemesi ile hemen sizi kavrayacaktır. Tüm bu anlattıklarımızın ışığında MİYANSERA’nın menüsünde Türk tarzı beslenme alışkanlıklarına yönelik dokunuşlara da yer veren, cafe yönü biraz daha baskın bir bistro olduğunu söylemek yerinde olacaktır.
MİYANSERA'nın menüsü oldukça iddialı. Okurken bile bu kadar etraflı hazırlanmış bir menü sizi karar verirken zorda bırakabilir. Seçiminizi yaparken menüdeki yiyeceklerin hazırlanışı ve içeriğine dair ayrıntılarını yine menüde bulabiliyorsunuz. Günün her saatine ve müşteri alışkanlıklarına yönelik hızlı hazırlanan menüsünün yanında, şık bir akşam yemeği için usta ellerde hazırlanan dünya mutfağından seçenekler MİYANSERA'ya gelenler için hoş bir deneyim olabilir.
Özellikle zengin içki menüsü şık bir akşam yemeğinin ardından birçok müdavimini buraya çekmeye yeter de artar bile. Buna karşılık huzurlu bir ortamın temin edilmesinin MİYANSERA’nın işletme politikalarının en üst sıralarında yer aldığını söylemek gerekiyor. Özellikle bayan misafirlerin günün ilerleyen saatlerine kadar kendilerini huzursuz hissetmeksizin, evlerindeymişçesine MİYANSERA’da vakit geçirmelerine ayrı bir önem atfediliyor. Bu sebepledir ki MİYANSERA, futbol maçlarının gösterimi gibi müşteri avlama kolaycılığına sığınmıyor. Huzurlu ortamın hiçbir şekilde zedelenmesine sebep olacak kolaycı işletmeciğe burada yer verilmeyeceğini garantiliyorlar.
Özellikle adını aldığı iç avlunun gece ambiansı yaz akşamları için biçilmez kaftan. Restaurant bölümü için rezervasyon yapılması önerisinde bulunan, kart ile ödeme kolaylığı sunan MİYANSERA; estetiği, ambiansı, servis anlayışı ile ilçe ölçeğindeki bir yerleşim yerinde kişiye kendini özel hissetiren bir mekan.
[/color]
