Gönderen Konu: Sıpadan Adası  (Okunma sayısı 5966 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7726
    • insan ve doğa
Sıpadan Adası
« : 14 Ekim 2011, 17:45:59 »
Yazı ve  Fotoğraflar:Varol Özkaner

Sualtı Dünyası'nda bu ay eşim Yasemin'le beraber Malezya -Borneo'da bulunan muhteşem dalış noktalarından ikisi olan Sıpadan adası ve Kapalai'de bir hafta boyunca yaptığımız dalışlardan ve bu bölgeye Türkiye'den nasıl ulaşılabildiğinden bahsetmek istiyorum. Güneydoğu Asya ülkelerinden olan Malezya doğu ve batı Malezya olmak üzere iki ana parçadan oluşur. Başkent Kuala Lumpur'un da bulunduğu Doğu Malezya Tayland'ın güneyinde ana karaya bağlı kuzey - güney doğrultusunda 800 km boyunca uzanan bir yarımadadır. Batı Malezya ise Güney Çin Denizi'nin ana karadan ayırdığı Borneo adası'nın kuzeyidir. Türkiye'ye vize uygulamayan ülkelerden biri olan Malezya'nın dalış cennetlerine ulaşmak için en uygun iki alternatif yolculuğun ilk etabı olan İstanbul - Kuala Lumpur ayağını Türk Havayolları ya da Malezya Havayolları ile uçmak. 10 saat kadar süren bu etap sonrasında Kuala Lumpur'dan bineceğiniz uçakla Borneo adası'nda Kota Kinabalu adlı merkeze geçiyorsunuz. Bu yolculuk da 4 saate yakın sürmekte. Kota Kinabalu'dan ada üzerinde bulunan başka bir merkez olan Tawau'ya uçuş ise 50 dakika civarı sürüyor. Bu aynı zamanda gidiş yolunun son uçak yolculuğu... Tawau'dan sizi alan minibüs yine 50 dakika kadar sürecek bir yolculuk sonrasında tüm yolun son etabı olan ve yine 50 dakika kadar sürecek tekne yolculuğuna başlayacağınız limanın bulunduğu Semporna'ya ulaşıyor. Bu arada hatırlatmakta yarar var; diğer tüm Avustralya ülkelerinde olduğu gibi Malezya'da da trafik soldan gidiyor.



Tawau - Semporna arasında yol boyunca her iki koldan sizi takip eden muz ağaçları, hatta dev muz ormanı demek daha doğru olur, görsel bir şölen sunarken bir yandan da içinizi burkuyor. Çünkü bu muz ormanı insan eliyle oluşturulmuş ve ticari değeri yüksek olan onbinlerce muz ağacını ekecek alanın kazanılması adına
Borneo'nun doğal örtüsü olan canının önemli bir kısmı katledilmiş. Semporna'daki küçük limana ulaştığınızda konaklama rekonfirmasyonlarınız yapılıp, tatilinizin bitiş günü ve geri dönerken sizi Borneo'ya geri getirecek botun saati belirleniyor. Kapalai ve Sıpadan'daki konaklama aynı sirket tarafından yürütüdüğünden konaklama ve dalış noktalarınızı seçmekte serbestsiniz. Tatiliniz süresince her iki lokasyonda da konaklayıp dalış yapma şansınız var.



Semporna'dan kalkan hızlı bot sizi birbirine 15 dakikalık tekne yolculuğu kadar yakın olan Kapalai ve Sipadan adasına ulaştırıyor.
Kapalai'den ada diye söz etmem pek doğru olmaz. Burası her gün yaşanan gel - gitler de hesaba katılırsa yüzeye en yakın tepesi ortalama deniz yüzeyinin 2 metre kadar altında kalan büyük bir mercan resifi. Konaklanan tesis bu resifin üzerine kurulmuş ve resif üzerinde kalaslar üzerinde sabitlenmiş müstakil odalardan oluşuyor. Odalar, dalış merkezi ve restoran iskelelerle biebirine bağlı. Oldukça konforlu olan odaların balkonlarından hemen altınızdaki resifi ve sayısız türdeki deniz canlısını daha dalış bile yapmadan izleyebilirsiniz.
Kapalai dalışları resifin hemen çevresinde ya iskeleden ya da dalış teknesiyle tesisten 1 ya da 2 dakikalık yol katederek ulaşılan noktalardan yapılıyor. Kapalai özellikle makro fotoğraf meraklılarını kendilerinden geçirecek zenginlikte bir bölge. Dalışlar genelde 15-20 metre arası derinliklerde yapılıyor. Sudaki plankton miktarının çokluğu dolayısıyla görüşün azlığı ilk etapta insanı umutsuzluğa soksa da makro cenneti olan bu bölgede dalıştan keyif almanın resif üzerindeki detayları çok yakından incelemekten geçtiğini keşfedince gerçekle düş arasında ne kadar ince bir çizgi olduğunu görüyorsunuz. Adeta her taşın altında ayrı bir yaşamın sürdüğü bu bölgede tecrübesizliğinize kurban gidip bir şeyleri kaçırmamak için yapmanız gereken tek şey dalış rehberinizin paletinin dibinden ayrılmamak. Yılın 12 ayı burada yaşayan ve ömrünü bu canlılarla gaçiren bu insanlar genelde bölgenin lokal insanları ve inanın en küçük canlıyı bile pas geçmeyecek dalış birikimine sahipler. Belki tek başınıza onlarca dalışta göremeyeceğiniz canlıyı size bir tek dalışta gösterebiliyorlar. Dalışların derin olmaması sürenin 50 dakikalara kadar uzayabilmesini sağlamakta. Kapalai'de restoranın hemen arkasında bulunan mutfağın altı o bölgede en çok hoşumuza giden bir kaç dalış noktasından biriydi. Hayvanat bahçesinden farksız bu nokta büyük bir popülasyona ev sahipliği yapıyor. 'Mutfak altı' dalışlarında normal dalışlarda görmediğiniz sayıda müren ve aslan balığını birarada görebilirsiniz. Fakat zaten planktonca zengin olan suya mutfak atıkları ve akıntının az oluşu da eklenince nokta, video ya da fotoğraf çekimi için verimsiz hale geliyor. Yine de makro çalışanlar için umut var burada…
Kapalai'dekine benzer bir faunayı hemen yakın komşusu olan Mabul Adası'nda da bulmak mümkün.
Sıpadan ise Kapalai'ye oranla sualtında daha fazla görüş mesafesi sağlamakta. Yine de plankton zengini olan bu sulara da 'cam gibi' diyemezsiniz. Ama bu kadar çok sayıda türü bir arada görebilmenin de diyeti bu . Eğer su planktonca bu kadar zengin olmasaydı popülasyon muhakkak ki azalacaktı.



Büyük balık cenneti olarak adlandırabileceğim Sıpadan'da sualtı yine rüya gibi… Ada, daha doğrusu adacık, çevresinde bir yürüyüşü yarım saatte tamamlayabileceğiniz kadar küçük. Yoğun tropik bitki örtüsü, bembeyaz kumsalı, o güne dek sadece belgesellerde
gördüğümüz kuş ve sürüngen türleriyle tam bir rüya adası. Konaklama imkanları Kapalai kadar konforlu olmasa da daha samimi yerel insanlarıyla ve sağladığı tropik bir adada bir kaç gün de olsa yaşama imkanıyla Sıpadan tek kelimeyle muhteşem…
Sıpadan'da dalışlar tekne ve kıyı dalışları olarak ayrılmakta. Kıyı dalışlarını dalış merkezinin hemen önünden yapabiliyorsunuz. 20 metre kadar yüzerek geçtiğiniz bir sığlıktan sonra Drop off adını verdikleri duvara ulaşıyorsunuz. Dalışlar bu duvar boyunca yapılıyor. Bize rehber dalgıçlarca söylendiğine göre Drop off 600 metre gibi derinliklere kadar inen dev bir duvar. Burada yapılan özellikle gece dalışlarında dibi merak etmemek en sağlıklısı gibi! Ada çevresindeki diğer dalış noktaları tekneyle 5-6 dakika gibi sürelerde ulaşılan resifler. Buralarda ev sahibiniz olan büyük sualtı canlıları arasında resif ve leopar köpekbalıkları, akyalar, barakudalar, deniz kaplumbağaları ve oldukça iri papağan balıkları sayılabilir. Ayrıca mevsime göre bölgeye gelen balina, köpekbalığı, çekiçkafa köpekbalığı ve mantalar da bu büyünün birer parçası. Nisan ayı sonlarında yaptığımız Sıpadan dalışlarında hayalimiz olan balina köpekbalığını göremesek de yüzlerce çekiçkafa köpekbalığından oluşan bir sürüyle karşılaşmak bizim için inanılmaz bir deneyim oldu.
Fotoğraf ve video çekimi açısından dalışları kategorize etmemiz gerekirse Kapalai önceden de belirttiğim gibi makro çekimler için, Sıpadan ise sunduğu iri ve sürüler halinde gezen canlılarıyla geniş açı ve yine makro için ideal. Yaşayacağınız bir dezavantaj bu kadar zengin bir suda nereye bakacağınızı şaşırmanız olabilir. Birilerinin size kamera şakası yaptığı, bunca balığın bir arada olamayacağı şüphenizi atlatmanız ilk bir kaç dalışınızı buluyor. Bu sure içinde inanın çekime nereden başlamanız gerektiğini düşünüp duruyorsunuz.
Fotoğraf çekerken eğer dijital ekipman kullanmıyorsanız dalıştan çıkarken son 4 - 5 kareyi son anda karşılaşacağınız sürpriz kareler için saklamalısınız.

Sıpadan'da E-6 dia banyosunun yapılabildiği fasiliteler de bulunmakta. İlk makaranızı burada yıkatıp çekimlerinizin kalanında nelere dikkat etmeniz gerekeceğini belirleyebilirsiniz. İlk makaradan sonrasını Türkiye'de çoğunluğu İstanbul'da bulunan laboratuvarlarda yıkatmak kesinlikle daha güvenli.
Hem Sıpadan, hem Kapalai'de ve sanırım bölgede bulunan diğer tüm dalış noktalarında dalışlarda size sunulan bir başka konfor da dalışı nerede bitirirseniz dalış teknenizin sizi gelip oradan alması. Bu, dalıcıyı akıntıya karşı güç harcamak külfetinden kurtarıp tamamen dalışına odaklanmasını sağlayan bir unsur.
Dalışlarla ilgili son olarak deniz suyu ve hava ısısından söz etmek istiyorum. Ekvatoral kusakta bulunduğundan bölgede ısı yılın tümü 30 derece civarında ve yağmurlu ve yağmursuz olmak üzere iki mevsim yaşanmakta. Suyun ısısıda yüzey ve sığlıklarda genellikle 25-28 derece arasında değişmekte. Dalış derinliğiniz arttıkca ısıda az da olsa bir düşüş hissediyorsunuz. Bölge için ideal dalış elbisesi 3mm civarı el ve ayak bileklerine kadar bir dalış elbisesi olabilir. Shorty tavsiye edilmemesinin sebeplerinden biri sudaki zengin mikroorganizmaların dalış sırasında cilde temasta geçici de olsa kaşıntı ve kızarıklıklara neden olması. Diğer sebep ise dalış boyunca yakınında bulunduğunuz resiflere akıntının da desteğiyle diz ve avuçlarınızın temas etme ihtimali. Bazen jilet keskinliğinde olabilen sert mercanlar kalıcı ya da izi uzun sürelerde yok olabilen yaralanmalara neden olabilmekte. Bu noktada dalışlarda ince eldiven kullanmanın gerekliliği de ortaya çıkıyor.
Yine suyun mikroorganizmalarca zenginliği dolayısıyla dalıcılarda göz ve kulak enfeksiyonları görülebilmekte. Olmazsa olmazlar listenizde göz ve kulak damlasının da bulunması bu noktada önemli.
Tüm dalış ekipmanı dalış merkezlerinden kiralanabilmekte. Fakat Türkiye'den ekipman götürmek biraz zahmetli de olsa çok daha ekonomik.
Mesleğimle ilgili olarak hazırladığım ve ağırlıklı olarak moda çekimlerimin bulunduğu www.varolozkaner.com adresli web sitemde Malezya dalışlarından da karelerin bulunduğu sualtı çekimlerimden oluşan portfolyom sitenin 'E' kodlu kategorisinden ziyaret edilebilir. Ayrıca Sıpadan'da yaptığımız dalışların çekim arkası görüntüleri de sitemin video kategorisinde bulunmakta.
Herkese iyi dalışlar…
« Son Düzenleme: 14 Ekim 2011, 17:48:20 Gönderen: GeZGiN »

Tags: