Gönderen Konu: Cernek Gölü  (Okunma sayısı 2539 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7791
    • insan ve doğa
Cernek Gölü
« : 01 Nisan 2019, 09:47:39 »
Cernek Gölü’ndeki Doğal Yaşam AlanlarıKızılırmak Deltası Ramsar Alanı, göç sırasında Karadeniz’i doğrudan aşan kuş türleri için hayatiönem taşımaktadır. Bu alan, Karadeniz’i geçen kuşların göç öncesi uçuş hazırlığı ve göç sonrası dinlenebildikleri,beslenebildikleri ve korunabildikleri alandır. İlkbaharda Karadeniz’i geçmek üzere uzun bir yolculuğun hazırlığını yaptıkları ve sonbahar göçlerinde ise Karadeniz’i aşan kuş türlerinin Karadeniz kıyısında sığınabilecekleri en önemli sulak alan, Kızılırmak Deltası ve bu deltada yer alan Cernek Gölü’dür. Bu nedenle, özellikle göç sırasında bazı kuş türleri deltada büyük sayılara ulaşmaktadır.

Göç esnasında bir günde Cernek Gölü üzerinde 42.000 kum kırlangıcı sayılmış olup, bölgeden geçit yapan kırlangıç sayısının bir milyonu aştığı tahmin edilmektedir. Doğrudan deniz üzerinden göç eden türler için Kızılırmak Deltası önemli bir duraklama noktası olup, Cernek Gölü ve çevresi çok sayıda çalı ve çalımsı bitki, yemiş içeren bitkileri bulundurması ve zengin bir böcek popülasyonunun varlığı nedeniyle ötücü kuşlar için uygun bir dinlenme ve beslenme alanıdır.

Alanda bugüne kadar 312 kuş türü tespit edilmiş ve bunlarında Türkiye’deki kuşların yaklaşık %69’una denk geldiği görülmüştür. Önemli göç yollarından biri olan deltadaki Cernek Gölü’nde bu nedenle kuş gözlemi, kuş sayımı ve kuş halkalama çalışmaları yapılmaktadır.Sulak alan, su kuşlarının yanısıra mersin balıkları gibi nadir iç su balıkları içinde önemli bir yaşam alanıdır. Rus mersini, karaca mersin, sivrişka, kolan balığı, alman mersin balığı ve mersin morinası deltada yaşayan ve nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan balık türleridir.

Alanda yaşayan dişli sazancık türü ise ülkemizde endemik bir balık türüdür. Cernek Gölü’nde yer alan balık türleri pullu sazan, sudak, kefal, tüp burunlu kaya balığı, tatlısu kaya balığı, ince dudaklı kefal, rus kefali, söğüt balığı, tuna inci balığı, havuz balığı, tatlısu kefali, kızılkanat’ dır. Ekonomik değeri olan balıklar av sezonunda avlanarak su ürünleri kooperatifi kontrolünde pazara sunulmaktadır.Cernek Gölü çevresindeki önemli yaşam alanlarından biri de barındırdığı sulak alandır.

Göl kıyısı ve çevresi, yoğun olarak kamışlarla, kaplıdır. Kooperatif kontrolünde sulak alandaki bu kamışlar belli sezonlarda kesilip kurutulup pazarlanmaktadır. Dolayısıyla, balıkçılığın yanı sıra kamış kesimi ile yöre ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır.Göl çevresi ve sulak alan, biyo çeşitlilik bakımından çok zengin olduğu için doğa eğitimi için bir açık hava laboratuarı gibidir.Bu nedenle kuş gözlemciliği, yürüyüş ve kampçılık faaliyetleri için doğaseverler tarafından ilgi görmektedir.

Tüm bu özellikleri nedeniyle Cernek Gölü ve sulak alanı Türkiye'nin en zengin biyo çeşitliliğe sahip sulak alanlarından biridir.Cernek Gölü’nün Ekolojik Yapısı ve Fiziko-kimyasal Özellikler bakımından, Ötrofik karakterde olan Cernek Gölü, litoral bölgede makrofit vejetasyonu oldukça fazla olan sığ bir göldür. Bu makrofitler sazcılıkta önemli olup, su kuşları için barınma, beslenme ve üreme alanı olarak önemli bir habitatoluşturmaktadır. Gölün dip yapısı çamur ve balçıktır.Cernek Gölü ve sulak alanı birçok kıyısal sulak alan sistemi gibi kirleticilere maruz kalmaktadır.

Özellikle tarımsal ve evsel girdi söz konusudur. Yöre halkı baharın gelmesiyle hayvanlarını özellikle mandaları serbest şekilde sulak alana salmaktadırlar. Bu nedenle göl ve sulak alandaki otlaklar zarar görmektedir. Kıyıdaki aşırı yer altı suyu çekimi tuzlanmaya neden olmakta ve suya bağımlı olarak yaşayan bütün canlıları ve yaşam alanlarını etkilemektedir.

Son yıllarda yaşanan küresel ısınma nedeniyle kurak sezonda su seviyesi de oldukça azalmaktadır. Cernek Gölü yüzey suyu ve yeraltı suyundaki kirlenmenin temel kaynağı ziraii faaliyetlerde kullanılan kimyasal gübrelerden alana giren azot ve fosfor bileşikleridir. Azot ve fosfor bileşiklerinin göl sularına karışması neticesinde göl ekosistemi ötrofik düzeyi geçmekte ve sık sık ötrofikasyon olayı gerçekleşmektedir.Ötrofikasyon, sudaki azot ve fosforun suya katılımına bağlı olarak algal üretimin artması olayıdır. Bu üretim artışına etki eden en önemli canlı grubu alglerdir. Özellikle mavi-yeşil alglerin toksik türleri aşırı çoğalarak suyun fiziko-kimyasal özelliğini hatta biyolojik yaşamı olumsuz etkilemektedir. Aşırı alg çoğalması ile birlikte göl yüzeyi tamamen suçiçeği görünümü oluşturmakta ve suyun rengi yeşil ya da mavi-yeşil bir görünümalmaktadır. Bu durum dip kısımlara güneşin girişini engellemekte, dip kısımda anoksik bir ortam oluşmaktadır.

Dip kısımda oksijensiz solunum yapabilen bakterilerin etkisi ile hidrojen sülfür ve metan gibi sucul canlılara olumsuz etkisi olan gazların çıkışı görülebilmektedir. Organik partikülün dekompozisyonu ile oluşan anoksik şartlar altında ve algal toksinler nedeniyle kötü koku ve balık ölümleri gözlenmektedir.Geçmiş yıllarda Bafra ilçesi ve Cernek Gölü çevresindeki köy ve beldelerin kanalizasyonu Badut Kanalı vasıtasıyla göle ulaşmaktaydı. Ancak Bafra ilçesine yapılan atıksu arıtma tesisinin faaliyete geçmesi ile Cernek Gölü su kalitesi iyileşme yönünde olumlu sonuçlar vermesine rağmen, su kalitesi parametrelerinin olması gereken düzeylerde olmadığı görülmektedir. Yapılan birçok su kalitesi çalışmalarında, gölün güçlü birötrofikasyon potansiyeline sahip olduğu belirtilmiş, gölün beslenme düzeyinin hipertrofik seviyeye doğru ilerlediği görülmüştür. Bunun da nedeni Bafra Ovası’nda yapılan yoğun tarımsal faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Cernek Gölü’nde yapılmış bazı limnolojik çalışmalar sonucunda su kalite parametrelerininortalama değerleri verilmiştir.

Araştırmacılar gölün güçlü bir ötrofikasyon potansiyeline sahip olduğunu belirtip, gölün beslenme seviyesinin hipertrofik seviyeye doğru bir eğilimi olduğunu vurgulamışlardır. Ortofosfat parametresi kullanılarak gölün OECD kriterlerine göre ötrofik düzeye sahip olduğu da çalışmada ayrıca belirtilmiş olup, göle Badut Kanalı aracılığıyla tarımsal drenaj sularıylabirlikte organik ve inorganik maddelerin girmekte olduğu ve bunun neticesinde de alg çoğalmalarının gözlemlendiği belirtilmiştir.Cernek Gölünün biyolojik özellikleriCernek Gölünün biyolojik özellikleri çeşitlilik ihtiva eder. Sucul ekosistemlerin birincil üreticileri alglerdir. Yapılan araştırmalarda Cernek Gölü’nde planktonik alglerin mevsimsel değişimi önemli farklılık göstermektedir. Kış aylarında toplam fitoplankton değişimi azalma
gösterirken, bahar ayları başında önemli bir artış gösterip sonlarınadoğru azalma söz konusu olmaktadır. Yaz aylarında da ciddi bir değişim ve bunu takiben aşırı fito plankton çoğalmaları izlenmektedir. Fito planktonik organizmaların mevsimsel değişimi çevresel faktörlerle yakından ilişkilidir.

Farklı yapısal özellikleresahip olmaları nedeniyle mevsimsel süksesyonu ve dağılımları farklılık göstermektedir. Cernek Gölü’nde planktonik algler ile ilgili yapılan bir araştırmada gölün fito plankton kompozisyonu farklı türleri belirlenmiştir. Fito planktonun popülasyon yoğunluklarındaki farklılıklar besin zincirinin diğer basamaklarındaki canlıları da etkilemesiyle ekonomik açıdan büyük öneme sahiptir. Fito plankton sınıflarının baskınlık değişimine bakıldığında ilkbahar, sonbahar ve yaz aylarındaçok farklı plankton baskınlığının ortaya çıkar. Kızılırmak sucul ekosistemlerde besin zincirinin birinci halkasını fito plankton, ikinci halkasını zoo plankton oluşturur. Fito plankton tür çeşitliliği ve yoğunluğundaki artış zincirin bir üst basamağında yer alan zoo planktonun artmasına ön ayak olmaktadır. Sucul ortamlardaki besin zincirinde, yağlar, karbonhidratlar ve proteinler ilk üretici olan fito planktonik alg grupları tarafından sentezlenir ve zincirin bir üst besin kademesine geçerler. Bu bitkisel protein ilk olarak, zoo planktonun Krustase grubunda hayvansal proteine dönüşür. Bu özelliği ile zoo plankton, proteine gereksinim duyan canlılar için besin zincirinin önemli bir basamağını oluşturur. Zoo plankton türlerinin büyük bir kısmının trofik düzeyin, su kalitesinin ve kirlilik seviyesinin belirlemesinde indikatör olarak kullanılmaları sahip oldukları önemi daha da arttırmaktadır.Cernek Gölü’nde yapılan bir araştırmada zoo planktonda toplam 31 takson tespit edilmiştir. Cernek Gölü’nde tür kompozisyonu ve miktarı,daha fazla olduğu görülmüş ve bu durumun ötrofik göllerin tipik özelliklerinden birisi olduğu belirtilmiştir. Cernek Gölü’nde yapılan zoo plankton araştırma sonuçlarına göre göl ötrofik karakterdedir. Cernek Gölü’nde tespit edilen zoo plankton türlerinden ötrofik göllerin tipik indikatör türleri olarak bilinmektedir. Gölde yapılan başka bir araştırmada da gölün hipertrofik eğilimli, güçlü ötrofikasyon potansiyeline sahip olduğubelirtilmektedir.

Doğal Kaynak Kullanımında, sulak alanların en önemli işlevlerinden birisi aşırı yağmur ve taşkınlarda fazla suyu havzasında depolayabilmesidir. Cernek Gölü çevresinde tarımsal faaliyetler yapıldığı için, bu sulak alan taşkınları önlemekte ayrıca bünyesinde bulunan sudan tarım alanları sulanmaktadır. Ülkemizde en büyük mandapopülasyonununbulunduğu yerlerden biride Kızılırmak Deltası’nda yer alan Cernek Gölü çevresidir. Bu alanda bulunan manda popülasyonundan gerektiği gibi faydalanılamamaktadır. Manda sütü mükemmel bir besin kaynağı olup manda yoğurdu, mozerella peyniri, manda kaymağı, kaymaklı lokum, kaymaklı şeker ve balkaymak dondurma gibi çok sayıda ürün manda sütünden yapılmaktadır. Manda sadece et ve süt ürünleri için değil sulak alan ekosistemi için de önemlidir. Manda; mera vejetasyonu, göl sedimantasyonu, kuşlarve balıklar gibi canlı türlerinin yaşamı için sulak alan ekosisteminin önemli parçalarından biridir.

Birçok sulak alan bitkisinin yayılımını kontrol etmesi,sazlıkların kendini tazelemesi, sazlıklar ve bataklıklarda kuş türlerinin yuva yapması için de mandaların deltadaki varlığı önem taşımaktadır. Ancak yapılan araştırmalarda deltadaki manda sayısının yıldan yıla azaldığı görülmektedir. Cernek Gölü sulak alanında en önemli ekonomik faaliyetlerden biri de saz kesimidir. Su sazıhasır otu ve su kamışı kesilip pazarlanmaktadır. Sazların büyük bir kısmı yurtdışına ihraç edilmektedir. Her yıl kesilen 40 bin bağ saz, toplam sazlık alanın %25’ine karşılık gelmektedir. İhraç edilen ülkelerde de çatı yalıtım malzemesi olarak kullanılmaktadır. Saz kesimi bölgede yaşayan insanlar için gelir kaynağı olması yanı sıra belirli kurallar çevresinde sürdürülebilir olması durumunda sulak alanlara çeşitli faydalar sağlar.

Hasır otu, kamış gibi bitkilerin hasat edilmesi atık birikimini sınırlandırarak sucul ekosisteme katkıda bulunmaktadır. Saz kesimi gelişmekte olan vejetasyonun kendini yenilemesini, gövdelerin daha güçlenmesini ve sıklaşmasını sağlar. Ayrıca kesilen sazlar; hasır ve sepet yapımında, binaların özellikle hayvan barınaklarının çatılarında, ahırlarda zemin kaplamada, ekmek pişirilen geleneksel fırınlarda odun yerine yakacak olarak da kullanılmaktadır. Kızılırmak Deltası’ndaki sulak alanlarda yoğun olarak bulunan goga bitkisi yöre köylüleri tarafından sökülüp kurutulduktan sonra bölgedeki aracılar vasıtasıylaülkemizin çeşitli yerlerine gönderilmektedir. Goga,çiçekçilerde buket ve çelenk yapımında kullanılmaktadır. Tarım potansiyelinin yanı sıra balık ve diğer su ürünleri için uygun fiziki ve biyolojik doğal ortama sahip olan bölgede dört adet su ürünleri kooperatifi bulunmaktadır. Bunlar Yörükler, Sarıköy, Doğanca ve Emenli su ürünleri kooperatifleridir. Deltanın doğu bölümünde toplam 358 üyeli üç, batı bölümünde ise 24 üyeli bir kooperatif vardır.

Cernek Gölü’nde balıkçılık önemli gelir kaynaklarından biridir. Deltada Cernek Gölü kıyısında Doğanca Su Ürünleri Kooperatifi bulunmaktadır. Gölde avcılık pinter, fanyalı ağlar ve oltaylayapılmaktadır.Gölde pullu sazan, sudak, kefal ve kerevit avcılığı yapılmaktadır. Sulak alanda balıkların yanı sıra tıbbi sülüklerin de ekonomik önemi vardır. Ancak, bu sülüklerin avlanma dönemleri dışında kaçak olarak toplandığı görülmüştür. Bölgede kan sülüğü olarak da tanınan sülük, Samsun’daki bazı su ürünleri kooperatifleri tarafından toplanılarak tıbbi amaçlı kullanılmak üzere Fransa, İtalya ve Japonya’ya gönderilmektedir. Yaklaşık 30 kişiden kişi başına günlük 2 kg sülük toplanarak yaklaşık 60 kilo sülük toplandığı bilinmektedir. Yılda 3 tondan kişi başına günlük 30-40 TL kazançsağlanmaktadır.

Cernek Gölü sulak alan ve çevresinde kurbağa da toplanarak yöre ve ülke ekonomisine katkı sağlanmaktadır.Yörede yıllık ortalama 400 ton kurbağa toplanmaktadır. Yöre halkı olarak 60 çiftçi tarafından toplanan kurbağa yaklaşık 300.000 TL gelir getirmektedir. Toplanan bu kurbağalar ihracatçı firmaya teslim edilmekte, bu firma da Japonya, Fransa ve İtalya gibi ülkelere tüketim ürünü olarak ihracatını yapmaktadır. Deltanın doğu bölümünün 5175 hektarlık bölümü Cernek Gölü ve civarı “Yaban Hayatı Geliştirme Sahası” olarak koruma altındaolduğundan bu bölümde avcılık tamamen yasaklanmıştır. Ancak, yasağa ve denetlemelere rağmen burada kaçak avcılık yapıldığı gözlenmektedir. Deltanın diğer bölümleri av mevsimi boyunca ava açıktır, bu bölgelerde de usullere aykırı avcılığa çok sık rastlanmaktadır. 1980’lerin sonlarında Bird-life ortak çalışmasının ortaya koyduğu su kuşu kıyımıyla karşılaştırıldığında deltadaki avcılık baskısının büyük ölçüde azaldığı görülmektedir.

Cernek Gölü ve sulak alanında kuşların karşılaştığı tehlikelerin başında avve avcı baskısı gelmektedir. Koruma altındaki türlerin kaçak ve oldukça fazla sayıda avlanması büyük bir sorundur. Diğer başlıca sorunlar ise; insan etkisi, saz kesimi ve yakma, drenaj çalışmaları, otlatmadır. Göl ve çevresini etkileyen bu faaliyetler kuşpopülasyonlarını doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Cernek Gölü ve çevresinde avcılık kanatlı ve memeli hayvan türlerinde yapılmaktadır. Gölde avcıların tamamına yakını uçar avcısıdır. Gıda amaçlı avlanma yapılmamaktadır. Önceleri değersiz, bataklık alanlar olarak değerlendirilen ve kurutulmaya çalışılan sulak alanlar ekolojik ve ekonomik açıdan büyük öneme sahip olan özel ekosistemlerdir. Günümüzde hem iklimsel hem de beşeri faaliyetler sulak alanları baskılamaktadır. Ülkemizde sulak alanlarınkarşı karşıya kaldığı sorunlar esas olarak sulak alanların öneminin halk, kamu ve diğer kuruluşlar tarafından tam olarak anlaşılamaması, uygulamadaki eksiklikler ve ekonomik nedenlerden kaynaklamaktadır.Kızılırmak Deltası’nda Ramsar Alanı içinde yer alan Cernek Gölü ve sulak alanı ekolojik özellikleri ve öneminin yanı sıra yöre halkı için sosyo-ekonomik açıdan çok önemli bir alandır. Ancak, bu alan ülkemizin diğerbölgelerindeki sulak alanların maruz kaldığı tehditlerle benzer şekilde karşı karşıyadır.

Son yıllarda artış gösteren yoğun kirliliğin, kontrolsüz avcılığın, tarım alanlarından gelen drenaj sularının, orman tahribinin, kıyıkumullarından kaçak kum ve çakıl alımının, SİT alanı olmasına rağmen delta kıyısında yapılaşmanın artması gibi etkenler sulak alan ekosisteminde bozulmalara yol açmaktadır. Yapılan ekolojik araştırmalar ötrofik karakterli Cernek Gölü’nün hiper trofiye eğilimli olduğunu, yaşanan kirlilik durumunun devamlılığı durumunda gölde yaşayan flora ve faunanın devamlılığını tehdit edeceğini göstermektedir. Hem ekolojik hem de ekonomik sürdürülebilir kullanımı için, Cernek Gölü ve çevre sulak alanların mutlaka tahrip olmadan korunması gerekir. Bunun için çeşitli statülerle koruma altında olan deltada yönetimler tarafından daha etkili kontrol sağlanması, deltada bozulmaya yol açabilecek her çeşit faaliyetin önlenmesi, deltada yaşayanhalkın eğitilmesi,av ve yaban hayvanlarının korunması, geliştirilmesi ve devamlılığının sağlanması için av kaynaklarımızı doğrudan kullanan avcı ve avcı adaylarının eğitilmesi, sulak alan ekosi

Tags: