Gönderen Konu: Anıt ağaç Nedir?  (Okunma sayısı 2344 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7726
    • insan ve doğa
Anıt ağaç Nedir?
« : 27 Şubat 2019, 10:35:47 »
Anıt ağaç, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun 05.11.1999 tarih ve 666 no'lu kararına göre "Tabiat yapısı, ölçüleri ve diğer özellikleri bakımından anıtsal nitelikler kazanmış bulunan ağaçlar" olarak tanımlanmış ağaçlardır.
Normal insan ömrünün 15-20 katı uzunluğunda yaşam sürecine sahip olan anıt ağaçlar, 900-1000 yıllık hayatları boyunca tarihsel olaylara tanık olurlar.

Anıt Ağaç Kriterleri
•   Anıt ağaçların doğal ortamda kendi halinde yaşayabilmesi ve kuşaklar arasında bir bağ sağlayacak kadar uzun ömre sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle, kavak, söğüt gibi ağaçlar anıt ağaç sayılmazlar.
•   Diğer taraftan ise görsel güzellik taşıması da gerekmektedir. Ömrü uzun olan şimşir gibi ağaçlar da bu nedenle anıt ağaç kabul edilmezler.
•   Yaşanan tarihe ve önemli olaylara tanıklık yapmış olması gerekmektedir.

Anıt Ağaç Olabilecek Türler
•   Menengiç (Pistacia terebintus)
•   Phoenix canariensis
•   Sapsız meşe (Quercus petraea)
•   Adi çitlembik (Celtis australis)
•   Adi ceviz (Juglans regia)
•   Lübnan sediri (Cedrus libanı)
•   Pırnal meşe (Quercus ilex)
•   Andız (Arcetros drupacea)
•   Doğu çınarı (Platanus orientalis)
•   Kokulu ardıç (Juniperus foetidissima)
•   Kırmızı okaliptüs (Eucalyptus camalduensis)
•   Zeytin (Olea europaea)

Türkiye'de Bulunan Anıt Ağaçlar
•   Eskişehir, İnönü'deki Oklubalı Ardıçları
 
Tarihi anıt ağaçlar (9 adet), Oklubalı Köyü, İnönü, Eskişehir
•   Kütahya, Domaniç'teki Mızıkçam
•   Bursa’daki Alufeli Çınar
•   Hatay, Bedirge’deki Yavuz Selim Meşesi
•   İstanbul, Sultanahmet’deki Şecer-i Vak vak Çınarı
•   Antalya, İbradı’nın Kestaneleri
•   İstanbul, Gülhane’deki Taşlıçınar
•   İzmir, Beyköy, Beydağındaki Mengerli Çınarı
•   Bolu, Güvemköydeki Uşaklı çam
•   Bursa, Orhan Camii avlusundaki Eskicibaba Çınarı

Farklı Açılardan Anıt Ağaçlar
Anıtsal nitelikli ağaçları korunmaya değer ağaçlardan ayırabilmek için, ağaçlara anıtsal nitelik kazandıran yönlerin iyi anlaşılması gerekir. Bu bağlamdaki açıklamalar aşağıda yapılmıştır.

* Fiziksel Boyutlar İtibariyle Anıt Ağaçlar
Anıt ağaç ve orman parçalarının birey ve toplum psikolojisi üzerindeki etkileri, genelde bunların hem cinslerine oranla daha extrem boyutlu ve uzun ömürlü olmalarından kaynaklanmaktadır. Gerçekten de boyutları ve insan ömrüne oranla 15-20 kata ulaşan yaşları ile bu ağaçlar insan ruhu ve bilincinde önce merak ve hayranlık, sonra da takdir ve saygınlık duygusu uyandırmaktadır. Nitekim, bugün dünyaca ünlü Sekoyaların fiziksel ölçütler dışında hiçbir özelliği bulunmamaktadır. Yurdumuz ormanlarının yüksek dağlık kesimlerinde insan etkisinden uzak kaldığı için günümüze gelebilmiş tüm anıtsal ağaçlar bu gruba girmektedir.
Bu ağaçların zaman içinde boyutları değişip görkemleri arttıkça, birey ve toplum psikolojisi üzerinde bıraktığı etki de yükselmektedir. Yükselen bu etki ağacı daha da anıtlaştırmakta, anıtlaşan ağaç toplumu daha çok etkilenmektedir. Böylece; toplum ve anıt ağacı arasında, zaman içinde karşılıklı bir etkileşim süreci oluşmaktadır. Ağacın doğal ömrüne koşut bu etki daha da evrenselleşmekte ve dil, din, ırk ve zaman gözetmeksizin ilk insandan çağdaş topluma herkesi etkilemektedir. Bu duygular genç dimağlarda bir taraftan, soya bağlılık, yurt ve ulus sevgisi kavramlarının doğup gelişmesine yardımcı olurken, diğer taraftan tüm toplumda doğa sevgisi ve çevre bilincinin oluşum sürecini hızlandırmaktadır.

* Tarihsel Yönü ile Anıt Ağaçlar
Normal insan ömrünün 15-20 katı uzunluğunda yaşam sürecine sahip olan anıt ağaçlar, artık unutulmuş zamanların karanlık tüneli içinden süzülüp gelen 900-1000 yıllık hayatları boyunca nice tarihsel olaylara tanık olur. Tarihsel süreç içinde çeşitli olayların anısına dikilen bazı ağaçlar hayatiyetini bugün de sürdürerek, o günlerin coşku ve heyecanını günümüze taşımaktadır. Tarih ve kültür mirasımızın en kıymetli varlıkları olan bu ağaçların bir bölümü bulunduğu yere doğal olarak kendiliğinden gelmiştir.
Ancak, tanık oldukları tarihsel olaylarla bütünleşerek toplum belleğinde öylesine yer etmiştir ki, yöresel ve ulusal tarih içinde bazı toplumsal olaylar tarih sayfalarındaki yerini bu ağaçların adı ile alabilmiştir. Domaniç’deki Mızıkçam, Bursa’daki Alufeli Çınar, Hatay-Bedirge’deki Yavuz Selim Meşesi, Bugün artık yaşamayan İstanbul Sultanahmet’deki Şecer-i Vak vak Çınarı gibi, Osmanlı Tarihi böyle ağaçlara ilişkin çok sayıda örnek ile doludur

* Folklorik Yönü ile Anıt Ağaçlar
Anıt ağaçların pek çoğu, yöresel folklör açısından da kimi özelliklere sahiptir. Kimi hüzünlü, kimi neşeli öykülere konu olan böyle ağaçların özgün örneklerini Anadolu’nun her yerinde görmek mümkündür. Antalya-İbradı’nın Kestaneleri, İstanbul Gülhane’deki Taşlıçınar ve İzmir-Beyköy, Beydağındaki Mengerli Çınarı gibi.

* Mistik Yönü ile Anıt Ağaçlar
Çevremizdeki mistik ve kutsal mekanlarda, eski külliyelerde, köşk ve saray bahçelerinde sıkca karşılaştığımız yaşlı ağaçlar, devasa gövdelerinde zaman içinde ortaya çıkan ilginç patalojik oluşumlardan ötürü, birey ve toplum belleğinde kimi simgeleri çağrıştırır. Böylece, bazen umut olur insanlara, kendisinden mucizeler beklenir (Örneğin Bolu Güvemköydeki Uşaklı çam ). Bazen de insan ruhunun derinliklerinde uyandırdığı mistik duygular ile uhreviyetin ve sükunun temsilcisi oluverir. (Kütahya Domaniç’deki Çoban Murat Çamı).

* Mitolojik Yönü ile Anıt Ağaçlar
Bilindiği üzere, kültür mirasımızın bir başka öğesi de hayal ve gerçeğin birbirine karıştığı destanlardır. Tarihsel çağlar içinde geriye gittiğimizde, her büyük imparatorluğun kuruluş yıllarını anlatan bir destanı olduğunu görürüz. Örneğin, Roma İmparatorluğunu ele alırsak, temelinde ilk taş olarak Remus ve Romulus kardeşleri emziren bir dişi kurt buluruz. Aynı kurt, biraz değişik biçimde Göktürk İmparatorluğunun kuruluşunu anlatan Ergenekon Destanında da karşımıza çıkar. Ancak, bu ilk taş ve harç her zaman hayvan motifi olmaz elbette. Kimi zaman ulu ağaçlar da çıkar karşımıza bir milletin atası olarak. Nitekim; ünlü Türk Destanı Oğuzname’de bir çift ulu Kayının bütün Oğuz neslinin atası sayılacak kadar efsaneleştiği görülür. Aynı destanın bir başka yerinde ise, Oğuz Kağan’ın güzel eşini, göl ortasındaki dev bir ağacın kovuğunda bulduğundan söz edilir .
Tüm büyük imparatorluklarda olduğu gibi, Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluş Destanı’nda da dev bir ağaç simgesi ile karşılaşırız. 600 yıldan uzun yaşayan bu imparatorluğun ilk günlerini anlatan bu destanda belirtildiğine göre, genç cengaver Osman Bey, bir gün toprak komşularından Şeyh Edebalı’nın evine konuk olur. O gece gördüğü düşünde Şeyhin göğsünden doğarak yükselen bir ay , ışıklar saçarak Osman Bey’in göğsüne girer. Ay’ın girdiği yerde bir çınar ağacı yeşerir. Süratle büyür ve etrafına uzattığı dallar ile bir ulu ağaç olur. Dağlar, ovalar, dereler, akarsular bu ulu ağacın gölgesi altında kalır. Düşü yorumlayan Şeyh, Osman Bey’e dünyaya hükmeden bir devlet kuracağını müjdeler.

* Genel Kültür ve Sanata Katkı Yönü ile Anıt Ağaçlar
Devasa boyutlu yaşlı ağaçlar insanlığın tüm tarihi boyunca toplumların dikkatini çekmiştir. İlkel klanlar, böyle ağaçları doğrudan totem kabul etmiştir. Böylece, kendi kabilelerinin ömrünün de o ağacın ömrü kadar uzun olacağına inanmıştır. Bu yaklaşım Lübnanlılarca da kabul görmüş ve kurulan ülke bayrağı yaşlı bir Sedir ağacı ile süslenmiştir. Keza, uluslararası dostlukları ve uzun ömürlü bir dünya barışı arzusunu ifade için, 1945 Yılında San Fransisko’da yapılan Birleşmiş Milletler toplantısında üye ülkeler delegasyonuna Sekoya tohumları dağıtılması da aynı düşünce ürünüdür.
Ağaç tohum ve fidanlarının bu amaçla kullanımı neredeyse tüm uluslar arası toplantıların değişmez seramonisi haline gelmiştir. Nitekim, 1991 Yılında Fransa’da yapılan Dünya Ormancılık Kongresinde de anıtsal nitelikli Meşelerin bulunduğu Bellamy Ormanında tüm ülkeler ağaç dikmiştir. Son zamanlarda nikah törenlerinde davetlilere fidan verme davranışını da yine aynı düşüncenin daha küçük ve fakat çok yaygın bir başka yansıması biçiminde yorumlamak gerekir.
Kültür mirasımızın bu yaşayan temsilcilerinin bireysel duygulara tercüman olduğu da gözlenir zaman zaman. Şiirler yazılır, şarkılar bestelenir onlar için . Küçükçamlıca Tepesi’ndeki ” Aşıklar Çınarı “ örneğin. Gölgesinde elele ve dizdize saatlerce oturulurken kurulan hayalleri sonradan unutan vefasız sevgiliye , yüreklerden yükselen o coşku dolu anları yeniden anımsatmak için besteciye ilham kaynağı olmuştur. Bursa Orhan Camii avlusundaki “Eskicibaba Çınarı “ ise; sıcak yaz günlerinin boğucu etkisini yaşlı Çınarları serin atmosferinde geçiştirirken, kutsal ve mistik mekanların insan ruhunun derinliklerinde kıpırdattığı mistisizmi Bursa’da Zaman adlı şiirinde anlatan Ahmet Hamdi Tanpınar’a ilham vermiştir.

* Çevre Koruma ve Bilimsel Araştırmalara Katkı Yönü ile Anıt Ağaçlar
Anıt ağaç ve orman parçalarının insan üzerindeki etkisi sadece bu sosyo-kültürel yönlerle sınırlı değil kuşkusuz. Doğa ve doğal çevre ile ilgili fen bilimlerine ve çevre korumasına yaptığı katkılar da en az bunlar kadar önemlidir. Şöyle ki:

•   Sarp arazilerde ve üst orman zonlarında bulunan anıt ormanlar buralarda toprak taşınmasını ve çığların oluşmasını önler.
•   Kar erimesini geciktirerek su ekonomisini düzenler.
•   Özel koruma altına alındıkları için, yabanıl hayatın gelişip çeşitlenmesine yardımcı olur.
•   Doğal ömürlerinin üst sınırına gelmiş bireyleri ile, hem ilgili ağaç türleri için birer gen havuzu işlevi görür, hem de orman kaynaklarının planlanması sırasında gerekli olan fiziksel idare süreleri hakkında planlamacıya fikir verir.
•   Dendroklimatolojik araştırmalar için doğal materyal sağlayarak, geriye dönük iklim tahminlerine ışık tutar.
•   Görkemli ve uzun ömürlü bireylerinin insan psikolojisi üzerinde yaptığı mistik etki ile, hem genç dimağlarda vatan sevgisi ve soya bağlılık duygularının uyanıp gelişmesine, hem de doğaya saygı ve çevre konusunda bilinçlenmesine yardımcı olur.

* Eko -Turizm Açısından Anıt Ağaçlar
Ünlü tatil yörelerine büyük gruplar halinde yapılan klasik turizm aktivitelerinin doğal ve kültürel kaynaklar üzerindeki olumsuz etkilerinin yıkıcı boyutlara ulaşması, turizmcileri alternatif aktivite arayışlarına zorlamıştır. Özellikle son yıllarda ortaya atılan sürdürülebilir kalkınma kavramının da etkisiyle turizm aktivitelerinde “koruyarak yararlanma” düşüncesinin giderek ağırlık kazanması ekoturizm ya da ekolojik turizm olarak tanımlanan yeni bir turizm anlayışını gündeme getirmiştir. Değişik kaynaklarda yeşil turizm, doğa turizmi, yayla ve dağ turizmi olarak da ifade edilen bu turizm biçimi, Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından “Eğlenmeyi, doğayı ve kültürel kaynakları anlayarak korumayı destekleyen, düşük züyaretçi etkisi olan ve yerel halka sosyo-ekonomik yarar sağlayan, bozulmamış doğal alanlara yapılan çevresel açıdan sorumlu seyahat ve ziyaret” biçiminde tanımlanmaktadır.

Bu tanımın içeriğinden de anlaşılacağı üzere ekoturizm kavramı; klasik kitle turizminden farklı olarak, doğal çevre ve kültürün önemini kavrayıp onu korumayı ilke edinen az sayıdaki bilinçli kişilerin oluşturduğu küçük grupların yasal güvence ile koruma altına alınan özgün ve bozulmamış doğal alanlara yaptığı ziyaretleri kapsamaktadır. Bu turizmi diğerlerinden ayıran en belirgin özellik, katılımcıların doğaya ve otantik kültüre saygılı olması ve gezi programlarının sadece korunan alanları kapsamasıdır.

Anıtsal niteliğe sahip tek ağaç ve orman parçaları ulusal kültür, yöresel tarih ve folklorik açıdan büyük önem taşıdığı için, popüleritesi her geçen gün artmaktadır. Bulunduğu yere ayrıcalık katan bu canlı miras, yeşili koruma tutkusunun ibadet düzeyine ulaştığı ve çevre koruma etkinliklerinin ön plana çıktığı günümüzde, trendi belirgin bir biçimde yükselen “Eko-Turizm” olgusu için de önemli bir kaynak değerine sahiptir. Nitekim; Kaliforniya’daki Sekoyalar başta olmak üzere değişik ülkelerdeki ulusal parklarda bulunan anıtsal ağaçlar her yıl binlerce doğa-sever turistin gezi programlarının olmazsa olmaz ziyaret noktaları arasında yer almaktadır. 1989 yılında ABD de bu parkları ziyaret eden turist sayının 170 milyon olduğu bildirilmektedir.

Alternatif turizm etkinliklerinden birisi de bilimsel turizmdir. Katılımcıları bilim adamı ve araştırıcılardan oluşan bu turizm biçimi, egitim-öğretim ve bilimsel araştırma amaçları ile yapılmaktadır.
Ağaçların yıllık büyümelerini gösteren yıllık halkalar adeta ait olduğu yılın iklim aynasıdır. Yağışların bol, sıcaklığın uygun olduğu yılların yıllık halkaları, kurak ve sıcak periyotlara oranla daha geniştir. Bir başka anlatımla, ağaçların geçmiş yıllara ait yıllık halkalarına bakarak o yılın hava hallerinin tahmini kolayca mümkündür. Dendroklimatoloji denilen bu bilim alanında mümkün olduğunca yaşlı ağaçlar kullanıldığı için , anıtsal ağaçlar başta bu bilim dalı olmak üzere pek çok doğal bilim için bilimsel turizme de konu olabilmektedir. Nitekim Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde bulunan pek çok anıt orman Avusturya başta olmak üzere Avrupa’daki pek çok üniversite için ilgi odağıdır.


Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7726
    • insan ve doğa
Ynt: Anıt ağaç Nedir?
« Yanıtla #1 : 27 Şubat 2019, 10:38:35 »
Tabiat varlığı olan anıt ağaçların tespit ve tescil süreçleri

644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Madde 13/A maddesi 1. fıkrasının b bendine göre “ Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları ile özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil, onay, değişiklik ve ilanına dair usul ve esasları belirlemek ve bu alanların sınırlarını tespit ve tescil etmek, yönetmek ve yönetilmesini sağlamak” Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün görevidir.

Bu kapsamda tabiat varlığı olan anıt ağaçların tespit, tescil ve ilan süreçlerini yürütme görevi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir. Bu amaçla 19.07.2012 tarih ve 28358 sayılı “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” yayınlanmıştır. Söz konusu yönetmeliğin 11. maddesinin 2. Fıkrasında yer alan “Anıt Ağaçlar Türk Standartları Enstitüsü tarafından hazırlanan

TS 13137 “Anıt Ağaçlar Envanter Seçim Kuralları ve İşaretleme Standardına göre tespit edilir” hükmü doğrultusunda anıt ağaçların tespiti gerçekleştirilir ve bu kapsamda Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonlarınca alınan tescil kararları onaylanmak üzere Bakanlığımıza gönderilir. Bakan onayı ile tescil işlemi tamamlanır. TS 13137 Anıt Ağaçlar Envanter Seçim Kuralları ve İşaretleme Standardına göre anıt ağaç “Geçmiş ile günümüz, günümüz ile gelecek arasında köprü kurabilecek uzunlukta doğal ömre sahip olan ağaçlardan yaş, gövde çapı, tepe çapı ve boy itibariyle kendi türünün alışılagelmiş ölçülerinin çok üzerindeki boyutlara ulaşan; ya da, yöre tarihinde, mistik kültüründe ve folklorunda özel yeri bulunan ağaç” olarak tanımlanmaktadır. 7

Bu tanımdan hareketle anıt ağaçlar, boyutsal ve kültürel özelliklerine göre anıt ağaç olarak tescil edilebilmektedir. Anıt ağaçlar boyutsal özelliklerine ve kültürel özelliklerine göre (tarihi, folklorik, mistik) 4 gruba ayrılır:

1– Boyutsal Anıt Ağaçlar: Bulundukları yerde, yaş, boy, gövde ve tepe tacı gibi boyutsal özellikleri itibariyle kendi türünün alışılagelmiş ölçülerinin çok üzerindeki boyutlara ulaşmış, geçmiş ile günümüz, günümüz ile gelecek arasında köprü kurabilecek en az 100 yıllık doğal ömre sahip olan ağaç.

2- Tarihi Anıt Ağaçlar: Tarihî bir olaya veya şahsiyete ait geçmişe tanıklık etmiş olan ağaç.

3- Folklorik Anıt Ağaçlar: Halkın binlerce yılı bulan gelenek ve göreneklerinin dönemsel olarak da olsa civarında yaşatıldığı ya da yörede yaşanan çok üzücü veya sevindirici bir olaya tanıklık ettiği için halk arasında özel bir yeri olan ağaç.

4- Mistik Anıt Ağaçlar: Dini bir inanışla yöre halkı tarafından yüceltilmiş olan ağaç.7

Bir ağacın anıt ağaç olarak nitelendirilebilmesi için kültürel (tarihi, mistik ve folklorik) veya boyutsal niteliğe sahip olması gerekir. Tarihi, mistik ve folklorik niteliği olan ağaçlar, türü, yaşı, boyu, gövde ve tepe çapı ne olursa olsun, doğrudan anıt ağaç olarak seçilirler. Kültürel niteliği olmayan ağaçların ise boyutsal anıt ağaç olarak seçilebilmeleri için, hesaplanan Şimdiki Anıtsal Değer ( ŞAD) puanının, ait olduğu takson için tespit edilen Asgari Anıtsal Değer (AAD) puanına, eşit veya bu değerden daha büyük olması zorunludur. Boyutsal anıt ağaçlarda Asgari Anıtsal Değer (AAD) puanının belirlenebilmesi için ağaç türünün TS 13137 Anıt Ağaçlar Envanter Seçim Kuralları ve İşaretleme Standardında tanımlanan Türkiye’nin doğal 1. sınıf, 2.sınıf ya da 3. sınıf orman ağaçları içerisinde yer alması gerekir. Ağaçların türü belirlendikten sonra boyutsal özelliklerine (boy, gövde çapı, tepe çapı, yaş, bulunduğu yer ve pozitif özellikleri) standarttaki ilgili tablolardan (Çizelge-7) verilecek puanlar dikkate alınarak ağaç için.

Şimdiki Anıtsal Değer (ŞAD) puanı hesaplanır ve bu değer o ağaç türü için belirlenen Asgari Anıtsal Değeri (AAD) puanından büyük ya da eşitse ağacın boyutsal anıt ağaç olarak tescil edilebilmesi uygun görülür. Şimdiki Anıtsal Değer (ŞAD)= Boy puanı+ gövde çapı puanı+ tepe çapı puanı+ yaş puanı+ bulunduğu yer puanı+ pozitif özellikleri puanı olarak hesaplanır.

Türkiye’nin doğal 2.sınıf orman ağaçları tablosunda yer alan Tüylü meşe (Quercus pubescens)’nin özelliklerine göre çizelge-7’den alacağı puanlar şöyledir:

Boy 15 m puan: 6

Gövde Çapı 140 cm puan: 24

Tepe Çapı 26 m puan: 10

Yaş 510 yıl puan: 15

Bulunduğu Yer Kırsal alanda tek puan: 4

Pozitif Özelliği Özellikli puan: 3

Bu puanlara göre yapılacak hesaplamada:

Şimdiki Anıtsal Değer (ŞAD)= 6+24+10+15+4+3=62 olarak bulunacaktır.

Şimdiki Anıtsal Değer (ŞAD)= 62 > Asgari Anıtsal Değeri (AAD)=37 olduğu için ağaç, Anıt Ağaç olarak seçilmeye uygundur.

644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne anıt ağaçların tescili görevi verilmesi ile bu kapsamda hazırlanan 19.07.2012 tarih ve 28358 sayılı “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” uyarınca 2012 yılından bugüne kadar Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından birçok ilde 306 adet ağaç, “Anıt Ağaç” olarak tescil edilmiştir.

Anıt ağaçlar doğal tarihin günümüzdeki temsilcileri olmaları açısından belge niteliği taşır ve bilimsel bir öneme sahiptir. Olağanüstü fiziksel boyutları, ilginç ve görkemli oluşumlarıyla, geçmişten geleceğe uzanan doğal mirasımız olan anıt ağaçlar, resim, minyatür, müzik, şiir, edebiyat ve sinema gibi sanat dallarında pek çok sanatçıya da ilham kaynağı olmuştur.

Kimi zaman destanlara, mitolojik öykülere konu olan, yüzyıllar boyunca toplumsal olaylara, savaşlara, yangınlara, tarihe, kültüre şahitlik eden, insanlara hüznü ve sevinci anlatan sessiz tanıklardır anıt ağaçlar.

Bütün bu özellikleriyle anıt ağaçların korunması ve doğal miras olarak gelecek nesillere bırakılması önemli bir görevdir.

Tags: