Gönderen Konu: 26 Temmuz 2023'de Vahşi Dağ "K2'de" ne yaşandı?  (Okunma sayısı 5758 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7914
    • insan ve doğa
26 Temmuz 2023'de Vahşi Dağ "K2'de" ne yaşandı?
« : 27 Ağustos 2023, 12:00:18 »
Pakistanlı Muhammed Hassan hayatını kaybetmişti... 26 Temmuz gecesi 'Vahşi Dağ'da ne yaşandı? 'Bir adam ölmüştü ve şimdi kutlama yapıyorlardı'

Zirvesine ulaşılması en zor dağ olarak bilinen K2'de yaşanan ölümlü kaza gündemden düşmüyor. Tırmanışçılara eşlik eden Pakistanlı hamal Muhammed Hassan'ın ölüm nedeni hâlâ kesinleşmiş değil ancak hafta içi yayımlanan bir haber Hassan'ın hayatına mal olan yanlışlar silsilesini gözler önüne serdi. İşte o sırada dağda olanların gözünden saat saat 26 Temmuz gecesi...
Karanlıkta tırmanıyorlardı. Kadınlar ve erkeklerden oluşan 150 kişilik grup, buzların arasında dikkatle ilerliyordu. Hepsi birkaç saat önce dağın yamacına tutturulmuş olan güvenlik halatlarını sıkı sıkı kavramıştı. Bazıları bu tırmanış için aylardır bekliyordu.

Takvimler 26 Temmuz’u gösteriyordu. Tırmanış meraklılarından oluşan grup, Keşmir bölgesinde bulunan ve “Dağların Kralı” olarak bilinen K2’nin zirvesine ulaşma şansını nihayet elde etmişti. Ancak çok çabuk hareket etmeleri gerekiyordu. Zira nihayet sakinleşen rüzgârın 28 Temmuz günü yeniden fırtınaya döneceği haberini almışlardı. Fırsatı kaçırdıkları takdirde önümüzdeki seneye kadar beklemeleri gerekecekti.

Tırmanışçılara bölgenin en güçlü Şerpaları ve rehberleri eşlik ediyordu. Yüzeydeki yoğun karı yararak ilerleyen rehberler, güvenlik halatlarını zirveye çıkışlarda en sık kullanılan rota olan Abruzzi Mahmuzu’nun kayalarına sabitlemişti.

Grupta kafalarında ışıklı kasklarıyla hırslı atletler, Nepalli Şerpalar, Batılı ülkelerden gelmiş dağ rehberleri ve yabancı müşterileri bulunuyordu. En ön sıralardan birinde Norveçli dağcı Kristin Harila yer alıyordu. Birazdan güneş doğacak ve Harila ile rehberi Tenjen “Lama” Şerpa, dünyadaki en yüksek 14 zirvenin tamamına en kısa sürede tırmanmış kişiler olacaktı.

Ekiptekilerden biri de 27 yaşındaki Muhammed Hassan’dı. Pakistanlı bir hamal olan Hassan, güvenlik halatlarını sabitleyen grubun eşyalarını taşımakla görevlendirilmişti. Hassan, tırmanış esnasında Harila ile veteran tırmanışçıların arasında bir yerlerdeydi.

Tırmanışın sonunda 102 kişi, K2’nin zirvesine ulaştı. Orada olmak için para ödeyen tüm tırmanışçılar dağdan sağ salim inip kampa döndü. Ama Hassan ne yazık ki onlardan biri değildi.

Hassan’ın ölümü sonraki haftalarda dağcılık sektörünü sarstı ve hem dünya basınında hem de ülkemizde gündeme taşındı. O gün K2’nin zirvesine ulaşan tırmanışçılar, ister istemez tartışmanın bir parçası haline geldi.

Deniz seviyesinden 8.000 metre yüksekte “Dağların Dağı” denen yerde bir kurtarma operasyonun mümkün olup olmadığını sorgulayanlar da oldu, zirveye ulaşanların gözünü hırs bürüdüğünü ve Hassan’ın buzun üzerinde kaderine terk edildiğini söyleyenler de...

ABD merkezli Haber sitesi Insider, o gece K2’de olan yedi tırmanışçı ve dağ rehberiyle konuşarak olayın perde arkasını araştırdı. Insider’a konuşanlar arasında Hassan’ın geçirdiği kazadan sonraki dakikalara şahit olan iki kişi de vardı.

İşte 26 Temmuz’u 27’sine bağlayan gece K2’de yaşananlar...


K2 ve Himalayalar

K2 dünyanın en yüksek dağı olmamakla birlikte tırmanması en zor zirve olarak biliniyor.

1997’den beri dağcılık yapan aynı zamanda “K2’nin zirvesine erişmiş en yaşlı Amerikalı” unvanını elinde bulunduran tırmanış koçu Alan Arnette, “Çok beylik bir laf vardır: Eğer övünmek istiyorsanız Everest’e tırmanın. Eğer saygı görmek istiyorsanız K2’ye tırmanın” sözleriyle aktardı bu zorluğu. Arnette, “Vahşi Dağ” olarak da bilinen K2’nin Everest’e kıyasla çok daha “teknik” bir zirve olduğunu söyledi.

2021 yılı öncesinde ölüm oranının Everest’teki tırmanışlarda yüzde 3, K2’deki tırmanışlarda ise yüzde 25 olduğunu ifade eden Arnette, “K2’nin tırmanışçılar arasındaki popülerliğinin artmasıyla bunun yüzde 18 civarına gerilediğini tahmin ediyorum” dedi.

Arnette, “K2, Everest’e kıyasla sadece 244 metre daha alçak ama çok daha dik bir dağ. Dik başlıyor, dik devam ediyor ve dik bitiyor” diye de ekledi. Buna karşın Everest’te Western Cwm buzulu gibi pek çok düzlük alan bulunuyor.

K2’deki hava durumunun da öngörülemez olduğunu vurgulayan Arnette, “Karakurum dağ sırasına doğru esen batı rüzgarları doğrudan K2’ye vuruyor, bora yapıyor ve çığ riskini artırıyor” ifadelerini kullandı.

Bütün bu faktörler nedeniyle tırmanışçılar harekete geçmek için rüzgârın hızının 50 kilometrenin altına inmesini bekliyor ve zirveye doğru ilerlemek için küçük fırsatları değerlendirmeye çalışıyor. Arnette, “Bu yıl çok sıra dışı bir durum yaşandı. Sezon boyunca sadece bir gün (27 Temmuz) rüzgâr tırmanışa müsaade edecek hafiflikteydi” diye konuştu.

K2’deki tırmanışçılar da aynı şeyi söyledi. O sırada dağda olan Amerikalılardan Lucy Westlake, “Tırmanış sırasında ayın 28’inde çok berbat bir fırtına çıkacağı haberi geldi. Birçok ekip zirveye çıkmak için son şansın 27 Temmuz olduğuna inanıyordu” dedi.

31 yıldır dağcılık yapan Ekvadorlu dağ rehberi Oswaldo Friere ise zirve tırmanışından önceki son dinlenme noktası olan Kamp 3’te en az 41 çadır saydığını belirterek, “Bu sayı 120 ila 160 kişinin tırmanış için toplandığı anlamına geliyor” dedi. Havanın kötü olduğunu ve barınak ihtiyacı olan kişi sayısının çokluğunu gören veteran tırmanışçılar, Omuz adı verilen ve genellikle zirve tırmanışlarının çıkış noktası olarak kullanılan düzlükte Kamp 4’ü kurmaya çalışmaktan vazgeçmişti. Friere, “Vahşi Dağ’daki riskler katlanarak büyüyordu. Birkaç gün önce kar yağmıştı. Karların sıkılaşıp sağlam bir zemin oluşturması için yeterli zaman ancak geçmişti” ifadelerini kullandı.

Zirveye ulaşmak isteyenlerin Kamp 3’ten çıkıp Darboğaz olarak bilinen kayalarla ve buzlarla kaplı koridordan geçmesi, zikzak çizerek ilerlemesi ve ardından 60 derecelik sarp yamaçta 2 saat boyunca yürümesi gerekiyordu. Üstelik gecenin karanlığında tırmanan kişi sayısı arttıkça çığ ve kaya düşmesi ihtimali de artıyordu. Arnette, “Ben korkudan ölürdüm” derken, 2014 yılında kendisinin K2’ye tırmandığı sırada kafilenin sadece 10 kişiden oluştuğunu vurguladı.

Yaklaşan tehlikeyi fark eden Friere, eşyalarını toplayıp Kamp 3’ten geri dönmeyi değerlendirse de nihayetinde zirveye tırmanmayı seçmişti. Asıl amacı “Everest’te tırmanan en genç Amerikalı kadın” unvanının sahibi olan arkadaşı Westlake’in, K2’de de aynı rekoru kırmasına yardım etmekti. Zirveye çıkmayı deneyeceklerdi ama koşulları yükseldikçe yeniden değerlendirmeye karar vermişlerdi.

26 Temmuz öğleden sonrasında, pek çok tırmanışçı zirve yolculuğu için Kamp 3’ü terk etti. Friere’nin tahminine göre, Muhammed Hassan ve halat sabitleme ekibi, yola çıkan ilk gruplardan birinin parçası olarak 15.30’dan önce kamptan ayrıldı.

Insider’a konuşan Harila; kendisi, Tenjen ve Brezilyalı kameraman Gabriel Tarso’dan oluşan ekibin saat 20.00’de tırmanışa geçtiğini belirtti. Ekip sadece birkaç gün önce Pakistan’ın bir diğer 8.000 metrelik dağı olan Broad Peak’e tırmanmıştı.

Friere ve Westlake, kamptan gece yarısı ayrıldı. Bu sayede diğer ekiplerle aralarında mesafe bırakıp tırmanışlarını daha güvenli hale getirmeyi amaçlıyorlardı. Ama düşündükleri gibi olmadı.


Harila ve Tenjen, 14 dağa toplam 92 günde tırmandı, daha önceki rekor 189 gündü

SAAT 2.00 - BÜYÜK BUZ BACASI

27 Temmuz saat 2.00 sularında Harila bir terslik olduğundan şüphelenmeye başladı. O sırada K2’nin zirvesinin 300 metre aşağısındaki dev buz bacasına ulaşmışlardı. Halat sabitleme ekibi planlanan hızla ilerliyordu ancak Harila’nın önündeki tırmanışçıların bazıları durmuştu. Harila, “Ekibim, sıranın önüne ilerleyip duraklamanın sebebini anlayabilmek için diğer grupların yanından geçmeye başladı” dedi.

Insider’ın ulaştığı bir video ve başka bir ekipten bir tırmanışçının ifadeleri, Harila’nın daha sonra yaşananlarla ilgili anlattıklarını doğrular nitelikteydi. Harila’nın aldığı ölüm tehditleri nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen ve Insider’ın haberinde “Doe” olarak anılan bu ikinci tırmanışçı, K2’ye tırmanmakta olan grubun en ön 3 sırasından birinde yer alıyordu.

Hassan’ın geçirdiği kazaya ilk şahit olan kişilerden biri olduğunu belirten Doe, “Bir noktada birinin ‘Ah, ah!’ dediğini duyduk. Bir sorun var gibiydi. İlerledik ve bu kişinin tepetaklak asılı halde olduğunu, göbeğinin açıldığını gördüm” dedi.

Hassan, yamacın açısının 70 derece civarında olduğu bir noktada traversin hemen üzerinde düşmüştü. Zirveye yaklaşık 2 saat mesafedeki 50-100 metrelik bu travers ancak bir kişinin geçebileceği bir patika gibiydi. Doe, Hassan’ın orada yerden 5 metre kadar yukarıda çaresiz vaziyette asılı kaldığını belirtti.

Hassan’ın eşlikçilerinden biri patikanın biraz ilerisindeydi ve kaza geçiren adamı nasıl kurtaracağını düşünüyordu. Insider’ın haberinde bu kişinin de halat sabitleme ekibinde olduğu, ancak adının gizli tutulacağı vurgulandı.

Doe, “Muhammed’in durduğu yere yakın bir noktada sabitlenmiş halatı tutan buz vidasının gevşemiş olduğunu gördüm. Muhtemelen düşerken yerinden çıkmıştı. Halatlara tutunmak için kullandığımız bir alet olan cumarı yukarıda asılı duruyordu” dedi.

Hassan’ın sadece birkaç metre düşmüş olmasına karşın neden hareket edemediği sorusu halen cevaplanabilmiş değil. Ancak 8.000 metre ve üstünde akciğerlerde ve beyinde ödem oluşması olarak tarif edebileceğimiz yükseklik hastalığı ortaya çıkabiliyor. Geçmişten gelen bazı hastalıklar da yüksek rakımlarda öldürücü olabiliyor. Doe, “Muhammed tepetaklak durduğundan giysileri üzerinden kaymaya ve göğsünün etrafında toplanmaya başladı, karnı açılmıştı” derken Harila da “Bacakları iplere dolanmıştı” dedi.

Doe, Hassan’ın üzerinde 8.000 metrelik tırmanışlar için en kritik ekipmanlardan biri olan kaz tüyü tulum bulunmadığını da sözlerine ekledi. Diğer dağcılar da “Böyle bir tulum olmadan K2’ye tırmanılmaz” diye konuştu.

Harila, buna ek olarak Hassan’ın yanında yedek oksijen tüpü de olmadığını belirterek, “Bir regülatörü, maskesi ya da şişesi yoktu. Onu daha önce görmemiştik. O yüzden vardı da kaybettiyse, bilmiyoruz. Ama ortada oksijene dair bir şey yoktu. O sırada ellerinde eldiven bile yoktu” dedi.


K2 en yüksek ikinci, Broad Peak ise en yüksek on ikinci dağ

SAAT 2.15 - UÇURUMUN ÜZERİNDEKİ KURTARIŞ

Harila, Hassan’a yardım etmeye karar verdiklerini çünkü o sırada K2’de olan en güçlü tırmanıcıların ve Şerpaların kendileri olduğunu belirtti. Doe da bunu doğrulayarak, “Bir Şerpa müşterisi ve deneyimsiz bir dağcı olduğum için ayak altında dolanmamaya çalıştım. O sırada yapabileceğim en büyük katkı, başka bir kurtarma operasyonuna daha neden olmamaktı” dedi.

Kurtarma operasyonu saatler sürecekti. Zaten yorgun olan tırmanışçıların çok dikkatli davranması gerekiyordu. Operasyonun başında genç bir Şerpa, gevşek olanın yerine bir buz vidası takmaya çalışmış ama kayıp düşme tehlikesi atlatmıştı.

Harila, Tenjen, Tarso ve Şerpalardan bazıları yeni bir buz vidası takıp Hassan’ı ek halatlarla bağlamaya, çevirmeye ve yavaş yavaş aşağı çekmeye başladı. Arnette, durumu “70 kiloluk bir ağırlığı çektiğinizi düşünün. Büyük ihtimalle bilinci kapalıydı. Kendi kendine yardım edemeyecek haldeydi” sözleriyle tarif etti ve ekledi: “8.300-8.400 metredesiniz. Destek oksijen kullanıyorsunuz. Yüzünüzde maskeniz var ve gece vakti. Üstelik Harila, Şerpası ve fotoğrafçısı, 2 hafta içinde beşinci 8.000 metrelik dağlarına tırmanıyorlardı.”

Doe’nun 2.15’te çektiği bir fotoğraf ile Harila’nın ekibinin çektiği bir video, olay yerinin durumunu gözler önüne serdi. Görüntülerde Hassan’ın eşlikçisinin de kurtarma çabalarına katkı sağladığı görülebiliyordu.

Harila, “Muhammed, veteran tırmanışçılar tarafından yamaçtan indirilirken biraz kendine geldi ve ‘İyi değilim’ diye bağırdı. Fotoğrafçım ona kendi oksijen maskesini verdi ve adamı sakinleştirmeye çalıştı” dedi.

Bu arada Doe’nun arkasındaki kalabalık yoğunlaşıyordu. “Adım atacak yer kalmamıştı” diyen Doe, birkaç dakika sonra bir çığ düştüğünü belirtti.

SAAT 3.00 - DARBOĞAZ

Saat 3.00 sularında Westlake ve Friere, Kamp 4’ün kurulacağı Omuz düzlüğüne vardı. Önlerindeki rota tırmanışçılarla doluydu. Westlake, zirveye çıkmakta olanların çoğunluğunun orada olduğunu belirtti. Friere ise bir kişinin düştüğünü ancak bir türlü kaldırılamadığını telsizden duyduklarını söyledi.

Tırmanışçılar kaygılanmaya başlamıştı. İlerleyemiyorlardı. Darboğaz’ın içinde ya da çıkışlarında sıkışıp kalmışlardı. Tepedeki büyük buz bacasından bir parça, kırılıp aşağı düştüğü takdirde tırmanışçılar da dahil önüne çıkan her şeyi süpürüp götürebilirdi. Arnette, 2008’de böyle bir olay yaşadığını ve 11 tırmanışçının öldüğünü hatırlatarak, “Darboğaz’dan mümkün olduğunca çabuk çıkabilmek çok önemli” ifadelerini kullandı.

Tırmanışçılar için dağılmak ya da geri çekilip beklemek de bir çözüm olabilirdi ama bunu yapmadılar ya da yapamadılar. Darboğaz’daki kalabalık, birçok dağcının tecrübesizlikleri, gecenin karanlığı ve Hassan’ın düşüşüyle ilgili kafa karışıklıkları dağılmayı zorlaştırdı. Friere, “Bazen insanlar zirve ateşine kapılırlar. Çok fazla insan olduğu için kendinizi güvende hissedersiniz çünkü herkes aynı durumdadır. Ama güvende değilsinizdir” dedi.

Tam o dakikalarda bir çığ düştü. Hızla aşağı doğru inen karların doğrudan Darboğaz’a isabet etmemesi çok büyük bir felaketi önledi. Ama Westlake, Friere ve diğer tırmanışçılar diz boyu toz halindeki karın içinde kaldı. Bu durum Westlake ve Friere’in geri dönme kararı almasını sağladı. O gece başka küçük çığlar da düştü ve birçok tırmanış kafilesi zirveye çıkmadan geri dönme kararı aldı.

Geri dönenler arasında dünyayı şoke eden suçlamaları dile getiren Avusturyalı dağcılar Wilhelm Steindl ile Philip Flämig de vardı.

SAAT 3.30 - HARILA’NIN EKİBİ İKİYE AYRILDI

Diğer yandan, halatları sabitleyen ekip Harila’nın ekibine telsiz yoluyla ulaşarak bir çığ atlattıklarını haber verdi. Şimdi başa çıkılması gereken potansiyel felaketlerin sayısı iki olmuştu. Hassan’ın traverste bulunmasının üzerinden 90 dakika zaman geçmişti. Ancak 27 yaşındaki Pakistanlı, koşullar nedeniyle halen güvenceye alınamamıştı.

Bunun üzerine Harila’nın ekibi iki gruba ayrıldı. O ve Tenjen halat sabitleme ekibini kontrol etmek için ilerlerken fotoğrafçı Tarso geride kalıp Hassan’ı indirmeye devam etti.

Doe da olayların bu şekilde yaşandığını doğruladı ve “Muhammed’in eşlikçisi ve bir Şerpanın yardımıyla Tarso, onu aşağı indirmeyi başardı. Ama o noktada Muhammed konuşamıyor ve kendi kendine hareket edemiyordu. O anda ‘Eyvah’ dedim. Beş altı kişi bir araya gelip Muhammed’i taşısalar bile başkalarının hayatlarını riske atmaksızın bir kurtarma operasyonu gerçekleştirmelerinin yolunu görmüyordum” diye konuştu.

İleride Harila ve Tenjen, halat sabitleyicilere ulaşmış ve sağlık durumlarının iyi olduğunu görmüştü. Tartışmalara konu olan olay da tam bu noktada yaşandı. Hassan aşağı indirilince, sıkışıklık dağılmaya başladı. Ancak ortam gergindi. Saatlerdir Büyük Buz Bacası’nın altında beklemiş olan tırmanışçılar hızla güvenli yere ilerlemek istiyordu.

Grup ilerlerken Tarso, Hassan ve eşlikçisiyle kalmıştı. Halen hamalı ısıtmaya çalışıyordu. Ancak yarım saat kadar sonra Tarso’nun Hassan’la paylaştığı oksijeni neredeyse bitme noktasına geldi. Tarso ekstra oksijen almak için Şerpasının yanına gitmek için oradan ayrıldı, eşlikçisi ise Hassan’la birlikte kaldı.

Saat 4.00’te güneş doğunca bir anda K2’nin muhteşem güzelliği ortaya çıktı. Birçok tırmanışçı fotoğraflar, videolar çekerken az ilerilerinde ölmek üzere olan bir adam bulunduğundan habersizdi.

Videolardan birinde yeşil ceketli bir adam Muhammed’le ilgilenirken görülüyor. Bacaklarındaki hareketlilik Hassan’ın o sırada hayatta olduğuna işaret ediyor. Doe’nun çektiği video da yeşil ceketli adamın Hassan’ın eşlikçisi olduğunu gösteriyor.

O esnada Avusturyalı dağcılar Flämig ve Steindl da bir yandan kampa geri dönüyor bir yandan da dron ile video çekiyordu. İkili ertesi gün kampta görüntüleri izleyince şoka girdi.

TIRMANIŞÇILAR MUHAMMED’İN YANINDAN GEÇİP GİDİYORDU

Dron görüntüleri, onlarca tırmanışçının bir umursamazlık içinde Hassan’ın yanından geçip gittiğine işaret ediyordu. Flämig ve Steindl için bu durum dağcılığın etik kurallarının ihlali anlamına geliyordu.

Steindl, Insider’a yaptığı açıklamada, “Muhammed’i mümkün olduğunca çabuk aşağı indirmek için bir girişimde bulunulması gerekiyordu. Ancak o noktada bir kurtarma misyonu başlamış olsa, Trafik sıkışıklığının arkasında kalanlar geri dönüp aşağı inmek zorunda kalacaktı. Kimse zirveye ulaşamayacaktı. Muhammed’i ölmeden indirebilir miydiniz bilmiyorum. Ama bir kurtarma misyonu olmalıydı. Eğer biri ölüyorsa, seferi durdurup o kişiyi aşağı indirmek normaldir. Onlar durmadılar” ifadelerini kullandı.

En az 5 tırmanış şirketinin müşterileri zirve tırmanışlarını tamamladı. Harila rekorunu kırdı, Doe ise hayatında ilk kez K2’nin zirvesine çıktı.

Harila, Tarso’nun zirvede kendilerine yetiştiğini ve Hassan’ın hayatta ama kötü durumda olduğunu söylediğini aktardı.

“Uydu telefonuyla konuştuğum kişiler ‘Herkes iyi’ dedi bana. Ben de çoktan aşağı inmiş olan halat sabitleyicilerin Muhammed’e yardım ettiğini düşündüm” diyen Harila, aşağı inip traverse döndüğünde Hassan’ın ölmüş olduğunu ve eşlikçisinin ortalıkta olmadığını belirtti.

HAVAİ FİŞEKLİ KUTLAMALAR

28 Temmuz’da yaşanması beklenen fırtına yaşanmadı. Sonraki günlerde birkaç dağcı daha zirveye çıktı ve toplam sayı 102 oldu.

Hassan’ın ölümü kamptaki havayı ağırlaştırmıştı. Birçok kişi geri döndüğünde ölen kişinin yerel halktan bir hamal olduğunu öğreniyordu. Friere, Hassan’ın son anlarında yanından geçen bazı kişilerin travma yaşadığını belirtti.

Ne var ki bazı tırmanış şirketleri müşterileri için geri dönüş partileri organize etmişti. Insider’a konuşan kaynaklar bu partilerde morallerin çok iyi olmadığını belirtirken Harila kendilerinin kutlama yapmadığını ifade etti.

Steindl ise dehşete düşmüştü.

“Bir adam ölmüştü ve zirveye çıkmak için o adamın üzerinden atlayanlar şimdi kutlama yapıyordu. Başarıyı kutlamak mı? Ciddi olamazsınız” diyen Steindl, kutlamalarda havai fişek kullanıldığını da söyledi. Diğer tırmanışçılar da bunu doğruladı ancak havai fişek gösterilerinin küçük olduğunu vurguladı.

Geri dönüşte Steindl ile Flämig, Hassan’ın bir aile dostuyla tanıştı. Bu kişiden adamın yaşadığı yeri öğrenen ikili, Tarso ve dördüncü bir tırmanışçıyla birlikte Tisar köyüne baş sağlığı ziyaretine gitti.


Muhammed Hassan üç erkek çocuk babasıydı

ÜÇ ÇOCUĞU BABASIZ KALDI

Üç erkek çocuk babası olan Muhammed, diyabetli annesinin de dahil olduğu ailesinde çalışan tek kişiydi.

Babasız kalan çocukların eğitim masraflarını karşılama sözü veren Steindl, aile adına bir GoFundMe sayfasını da hayata geçirdi. Burada şimdiden 150.000 dolar toplandı. Bu para ailenin, özellikle de Muhammed'in çocuklarının masraflarına harcanacak.

Arkadaşlarının “Mahsan” diye seslendiği Muhammed, ilk olarak 2017 yılında Norveçli doğa yürüyüşçüsü Jutta Vanessa Törkel ile tanıştı. Törkel o sırada eşiyle Karakurum bölgesini ziyaret ediyordu ve Muhammed, hamal olarak ekip içinde yer almıştı. Törkel, Hassan’ın bu yıl ilk kez 8.000 metre rakımlı dağlarda görevlendirildiğini belirterek, “Zirve tırmanışına gönderilmiş olması bana hiç mantıklı gelmiyor. O kadar yukarılara asla çıkmamalıydı. Ancak Kamp 1’e gitmeyi öğrenmiş olabilirdi” dedi.

Tırmanışlara eşlik eden hamalları Şerpalarla aynı şekilde değerlendirmemek gerekiyor. Çünkü Nepalli Şerpalar yüksek rakımlara alışkınlar ancak Pakistanlı hamalların çoğu dağların eteklerindeki çok daha düşük rakıma sahip köylerden geliyor.

Friere de tırmanışlara eşlik eden hamalların çoğu zaman çok hazırlıksız göründüğünü belirterek, “Fazla ağırlık olmasın diye kendileri için çok fazla eşya getirmiyorlar. Bazıları en düşük seviyedeki kamplara terliklerle tırmanıyorlar, ayakları kan içinde kalıyor. Pek çoğunda yükseklik hastalığı görüyorsunuz. O yükseklikte bulunmaya hazır olmayan, deneyimsiz kişilerin yaşadığı sorunları yaşıyorlar” ifadelerini kullandı.

Hamalların çoğu zaman su kaynatacak gaz ocakları bile olmadığını da sözlerine ekleyen Friere, keşif ekiplerinin ellerindeki fazlalık ekipmanları hamallarla paylaştığını ifade etti.

Pakistan’ın dağcılık sporuyla ilgili önde gelen kuruluşlarından Pakistan Alpin Kulübü’nün yöneticisi Karrar Haidri ise yüksek rakım hamallarının genelde 7.000 metre yükseğe çıkacak tecrübeye sahip olduğunu, bazılarının daha yüksek seviyeler için de eğitim almış olabileceğini belirtti. Karrar, hamalların çoğu zaman hazırlıksız yola çıktıkları yönündeki yorumları da reddetti ve “kaz tüyü ceketleri ve oksijen tüpleri olması gerek” dedi.

TEPKİLERİN ARDI ARKASI KESİLMEDİ

Hassan’ın ölümüyle ilgili haberler ve traverste sabah saatlerinde çekilen görüntüler yayıldıkça, K2’deki tırmanışçılara sosyal medyada tepkiler yağmaya başladı. Steindl ve Flamig’in Avusturya gazetelerine verdikleri röportajlarda dile getirdikleri “Muhammed’in kurtarılması lazımdı” görüşü de tepkileri güçlendirdi.

Eleştiri oklarının çoğu, o gün tırmananlar arasındaki en tanınmış isim olan Harila’yı hedef aldı. Muhammed yerde yatarken yanından geçenlerden birinin Harila olduğu gibi asılsız bilgiler de yayıldı ancak sonradan Harila’nın o aşamada çoktan traversi geçtiği öğrenildi.

Harila, 10 Ağustos günü yaptığı bir yazılı açıklamayla o gece yaşananları anlatmaya çalışsa da pek faydası olmadı. Harila ölüm tehditleri aldığını, kendisinin ve Tenjen’in adlarının muhtemelen sonsuza kadar karalandığını söyledi.

Gilgit-Baltistan bölgesinden yetkililer Hassan’ın ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldığını ve sonuçların bu ayın sonunda duyurulacağını bildirdi. Ancak Hassan’ın ölüm nedeni belirsizliğini koruyor.

Harila, Hassan’ı K2’den aşağı indirmenin imkânsız olacağı görüşünde ısrarcı olduğunu vurguladı ve “Burası Everest gibi değil. Bir kişiyi Darboğaz’dan taşıyarak geçirmek mümkün değil” ifadelerini kullandı. Harila, aksi takdirde birçok başka dağcının da ciddi riske gireceğini söyledi.

Arnette de Harila’nın bu öngörüsüne katıldığını belirtti ve “Muhammed’i aşağı indirmek için uyku tulumlarından ya da çantalardan yapılmış bir kızağı 4-6 kişinin çekmesi gerekirdi” dedi. Everest’in aksine K2’ye helikopter indirmenin de neredeyse imkânsız olduğunu vurgulayan Arnette, havadan kurtarma için Hassan’ın Kamp 3’e hatta 2’ye indirilmesi gerektiğini söyledi.

Darboğaz’ın kayalık zeminini nedeniyle Muhammed’i taşıyan kızağın yerde sürüklenmesinin söz konusu olamayacağını ve yukarıda taşınması gerektiğini ifade eden Arnette, “Yapılabilir miydi? Tamamen imkânsız değil. Ama bu tür durumlarda yardım için harekete geçen Şerpaların çoğu o gün dağdaydı ve hiçbiri bir kurtarma girişiminde bulunmadı. Çünkü muhtemelen aşırı tehlikeli olduğunu düşündüler. Bu adamların çoğunu tanıyorum. Size yemin ederim hiçbirinin Muhammed’e bakıp, ‘Pakistanlıymış, yardım etmeyelim’ diyeceğini düşünmüyorum. Bunu kesinlikle reddediyorum” dedi.

Ne var ki Insider’a konuşan tırmanışçılar risk faktörlerinden biri söz konusu olmasa Hassan’ın kurtarılıp kurtarılamayacağını sorguluyor. Örneğin zirveye çıkmak isteyen kişi sayısının daha az olması, 28 Temmuz’da çıkması beklenen fırtınanın çıkmayacağının bilinmesi, Hassan’ın üzerinde kaz tüyü tulum olması ya da Kamp 4’ün kurulmuş olması yaşanan üzücü olayı önleyebilirdi belki de...

Friere kimsenin Muhammed’i aşağı getirmeye çalışmamasını onaylamadığını ama bunun ne kadar büyük bir çaba gerektirdiğini anladığını söyledi:

“İlk olarak herkesi geri döndürecektiniz, ardından kurtarma için yeniden yukarı çıkacaktınız. Tabii bir de herkesi kurtarma operasyonunun zirve tırmanışından daha önemli olduğuna ikna etmeniz gerekecekti. Ama kalabalığı kontrol etmek çok zordur. Maalesef oradaki hiç kimsenin ‘Hep birlikte aşağı iniyoruz’ diyebilecek yetkiye sahip olmadığını düşünüyorum.”

Westlake ise o sırada dağda çok sayıda veteran tırmanışçı olduğunu hatırlatarak, “Birinin idareyi üstlenip 150 kişiyi aşağı indirmesi fark yaratabilirdi. Muhammed’i indirmeyi başarabilirler miydi bilmiyorum ama ona yardım etmek için daha organize bir çaba gösterilmiş olması gerektiğine katılıyorum” ifadelerini kullandı.

DAĞCILIK DÜNYASININ UTANCI

Steindl, dağcılık sporunun geleceği için endişelendiğini belirterek, “Bence sistem çöktü çünkü hiç kimse sorumluluk hissetmedi. En büyük sorun bu. Birinin durup, ‘Buradan sonra kimse ilerlemeyecek. Geri döneceksiniz ve bu adamı aşağı indireceğiz, ona yardım etmeye çalışacağız’ demesi gerekiyor” dedi.

Arnette de yaşanan kazanın Dağcılık sektörünü derinden utandırdığını belirterek, bu spora duyulan saygının kaybolmasına üzüldüğünü belirtti. Arnette, 8.000 metrelik zirvelerin ticarileşmesinin deneyimsiz ve bağımlı tırmanışçıların ilgisini artırdığını da vurguladı ve “Para hırsı yüzünden geri dönüşü olmayan bir yola girdik” dedi. Arnette devletlerin K2 gibi zirvelere tırmanacak kişi sayısına bir sınırlama getirmesi gerektiğini de söyledi.

Torkel ise Hassan’ın ölümünün sektörde değişimi tetikleyeceğini umduğunu, bunu sağlamak için çeşitli girişimlere bulunacağını ifade etti.

Insider'ın "Death on the Savage Mountain: What really happened on K2, and why 100 climbers stepped over a dying man on their way to the summit" başlıklı haberinden derlenmiştir.


Tags: