Gönderen Konu: Uluabat (Apolyont) Gölü  (Okunma sayısı 1544 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7726
    • insan ve doğa
Uluabat (Apolyont) Gölü
« : 30 Mart 2019, 08:47:22 »
Uluabat Gölü, eski ismi Apolyont Gölü[2], Bursa ilinde bir göldür. Uluabat gölü Marmara Denizi'nin 15 km güneyinde ve Bursa ilinin 30 km batısında , Mustafa Kemalpaşa ilçesinin doğusu ve Bursa Karacabey karayolunun güneyinde 40° 12' kuzey, 28° 40' doğu koordinantları arasında yer alır. Rakım 7 metredir. Göl, Nisan 1998’de T.C. Çevre Bakanlığı tarafından Ramsar Alanı olarak kabul edilmiştir. Uluabat Gölü gerek plankton ve dip canlıları, gerekse sucul bitkileri, balık ve kuş populasyonları açısından Türkiye'nin en zengin göllerinden birisidir. Göl aynı zamanda Kasım 2000 de uluslararası bir sivil toplum kuruluşları ortaklığı projesi olan ve 2001 yılı itibarıyla dünyaca ünlü 19 gölü bünyesine alan Living Lakes (Yaşayan Göller) ağına dahil edilmiştir

Kuzeyinde Eskikaraağaç, Gölyazı ve Kirmiktir, batısında Mustafa Kemalpaşa, doğusunda Akçalar, güneyinde Akçapınar , Fadıllı ve Furla yer alır. Gölün kuzey kıyıları oldukça girintili çıkıntılı bir yapıya sahiptir. Bu kısımda bulunan iki yarımada da Eskikaraağaç ve Gölyazı (Apolyont) köyleri bulunmaktadır. Uluabat Gölü oldukça büyük ve sığ bir tatlı su gölüdür. Göl içinde alanları 0,25 ha (Heybeli Adası) ile 190 ha (Halilbey Adası) arasında değişen büyüklüklerde 11 ada bulunur. Bu adalar; en büyük ada Halilbey adası başta olmak üzere sırasıyla Terzioğlu (Süleyman Efendi) Adası, Manastır (Nail Bey Adası, Mutlu Ada) Adası, Arif Molla (Molla Efendi Adası), Şeytan Adası, Büyük ve Küçük Kerevit Adaları, Bulut Adası, Kız Adası ve Heybeli Adaları’dır. Bu adalar Jura kalkerinden oluşmuştur. Özellikle fırtınalı havalarda bu adalar birer dalga kıran görevi yapar.

Oluşumu
Tektonizma kontrolünde açılan bir ova içerisinde alüvyal set gölü olarak gelişmiştir. Göl; kuzeyinde Neojen devri dolgularından oluşmuş alçak tepeler, güneyde ise Jura devri alçak dağları ile sınırlanmıştır. Uluabat Gölü’nün jeoljik evrimi hakkında değişik yorumlar mevcuttur. Pfannestiel, Marmara Denizi'nin güney ve güneybatı kıyısında yer alan Manyas, Apolyont (Uluabat) ve Sapanca göllerinin eski Sarmastik denizinin kalıntıları olduğunu jeolojik ve paleontolojil bulgulara dayanarak ileri sürmektedir. Artüz ve Korkmaz (1981), çalışmalarında Uluabat gölünün jeolojik evrimi bugünkü Saroz körfezi , Orta Marmara, Karacabey ve Bursa ovasından Adapazarı’na kadar uzanan bölgede kuvvetli çökme tektoniği (Graben) olayları sonucunda Sapanca, İznik, Apolyont ve Manyas çöküntü çukurları oluşmuştur. Mindel öncesi tatlı ve hafif acı su dönemidir ve eski öksin havzası oluşumu mevcuttur. Riss öncesi dönemde ise Trakya yükselmiştir. Pfannenstiel, Deveciyan ve Kosswig, Marmara Denizi'nin tatlı sudan tuzlu su dönemine geçiş sürecinde, tatlı ve hafif acı sulara ve buna uygun fauna elemanlarına sahip Sarmatik denizin birçok elemanlarının akarsuların beslediği sığınak bölgelere göçtüğünü belirtmekte ve gölün Sarmatik relikleri olan balık türlerinin bu duruma kanıt olduğunu ifade etmektedirler. Dalkıran (2001) ve Demirhindi (1972) de aynı oluşumu desteklemekte, kanıt olarak da Uluabat ve Manyas göllerinin faunasına adapte olmuş birkaç deniz balığının ve acı su formunun bulunmasını göstermektedir A. Philipson ve E. Lahn, Neojende Bursa-Gönen depresyonu çöküntü alanında büyük tatlı su gölünün oluştuğunu; Neojen sonu veya Kuvarter de meydan gelen hareketler sonucu, bu göl alanında 4 adet küçük küvetin oluştuğunu, diğer iki küvetin (Bursa ve Gönen) alüvyonlarla dolduğunu ve geriye Uluabat ve Kuş göllerinin kaldığını belirtmiştir. (Karacaoğlu 2001)

Uluabat Gölü çevresinde gözlenen en yaşlı birim Paleozoik metamorfik seridir.

Tabanda gnaysla başlayan yapı daha sonra mermer mercekleri içeren şistlerle devam eder.

Fiziksel özellikleri
Derinliği
Gölün ortalama derinliği 2,5 metredir. Büyük bir bölümü oldukça sığ olup, bu kesimlerdeki derinlik 1-2 metre arasında değişmektedir. En derin yeri Halil bey Adasındaki 10 metreyi bulan çukurluktur.

Uzunluğu ve genişliği
Doğu-batı yönünde uzunluğu 23–24 km, genişliği ise 12 km kadardır.

Yüzölçümü
Ulubat Gölü 136 km² yüzölçümlü bir göldür. Yayvan çanaklı gölde yağışlardan sonra kabarma ve çukur yerlere taşkınlar olur bu sıralarda gölün yüzölçümü 160 km² yi geçer.

Gölde bazı adacıklar ve kayalıklar bulunur. Kalker yapılı bu adacıkların en önemlileri Halil Bey adası, Heybeli Ada ve Kız Adası’dır.

Günden güne çevreden ortaya doğru sığlaşmakta olan göl kirli beyaz bir renge sahiptir. Dibi çamurlu bir yapıya sahiptir, rüzgârlı havalarda bulanıklaşır.

İklim özellikleri
Uluabat gölü ve çevresinde Marmara iklimi egemendir. Genellikle her mevsimde yağış olmakla beraber yaz ayları sıcak ve az yağışlı, kış ayları soğuk ve yağışlı, bahar ayları ise ılık ve yağışlıdır. Bursa Meteoroloji İstasyonu'nun 1929-1986 yılları arasında 57 yıllık sıcaklık ortalaması verilerine göre Uluabat gölü ve çevresi yıllık ortalama sıcaklığı 14 °C dir. 1929-1978 yılları arası 49 yıllık verilere göre ise en yüksek sıcaklık 42.6 °C ile Ağustos ayına, en düşük sıcaklık – 25.7 °C ile Şubat ayına aittir. Bölgede yıllık yağış ortalaması 650 mm olup, 33 yıllık ölçümlerin sonucunda en az yağışın 10,6 mm ile Ağustos ayında en çok yağışın ise 104,9 mm ile Aralık ayında gerçekleştiği belirlenmiştir. Uluabat gölü havzasında hakim tek bir iklim olmamakla beraber yağışların kış ve bahar aylarına isabet etmesi tüm havzanın ortak karakteridir. Aşağı havzada yağmur,hakim yağış olurken , üst kısımlarda yağış, soğuk mevsimlerde kara dönmektedir. Havzanın tümünde etkin olan bir rüzgarın etkisinden bahsetmek pek mümkün olmamakla birlikte aşağı havzanın en etkin rüzgarı lodos, en sürekli rüzgarı da kuzey rüzgarı olmaktadır.

Göl sistemine yönelik tehtidler
Uluslararası önemine rağmen göl ekosistemi aşırı avlanma, kıyı gelişimlerinde meydana gelen arazi ıslahları ve tarımsal endüstriyel ve evsel atık deşarjlarının neden olduğu ötrafikasyon tehlikesi altındadır. Bu tehditlerden bazıları:

•   Endüstriyel ve evsel atık deşarjları ve tarım kaynaklı kimyasallar
•   Kıyı gelişimlerinde meydana gelen son 25 yılda 2000 ha alana varan arazi ıslahları
•   Balık ve kuşlar üzerinde ağır av baskısı
•   Havzada orman tahribi
•   Yanlış tarım uygulamaları ve maden ocakları atıkları ile gölün dolması sulama amaçlı su çekimleri
•   Regülatörlerle su seviyesi düzenlemeleri
•   Havzada planlana 4 adet hidroelektrik enerji projesi
•   Genelde göl hidrolojisi üzerine yapılan müdahaleler
•   Gölün güneybatı kıyılarına çekilen seddeler vasıtasıyla gölün taşkın alanının daraltılması
•   Taşkından korunan kısımların tarıma açılması.

Uluabat Gölü'nde biyolojik çeşitlilik
Uluabat Gölü, biyolojik üretim yönünden ötrofik (bol gıdalı) göllerimizden biridir. Planktonlar ve dip canlıları bakımından zengin oluşu, değişik türden çok miktarda canlının üremesi ve beslenmesi için ideal bir ortam oluşturmuştur. Gerek bitki gerek hayvan türleri açısından Türkiye‘deki en zengin göl durumundadır. Uluabat gölü ve çevresinin taşıdığı ekolojik özellikler bu alana has bitki türlerinin meydana gelmesine sebep olmaktadır. Uluabat Gölü tipik bir sığ göldür. Sığ göllerin tipik özelliği olarak rüzgarın etkisiyle tam karışıma uğrar, ışık erişilebilirliğinin belirlendiği littoral bölgesi geniştir. Sığ göllerin durumunu açıklayan alternatif kararlı durumlar teorisi Uluabat Gölü’nde de geçerli görünmektedir. Bu teoriye göre sığ göller iki kararlı durumda olabilir. Birincisi, sucul bitkilerin alglere nazaran baskın durumda olduğu berrak su hali, ikincisi ise alglerin sucul bitkilere nazaran baskın durumda olduğu bulanık su halidir. Uluabat Gölü gerek plankton ve dip canlıları, gerek sucul bitkileri ve gerekse balık ve kus popülasyonları açısından Türkiye'nin en zengin göllerinden biridir.

Uluabat Gölü ve çevresini kirleten kuruluşlar
•   Bursa Organize Sanayi Bölgesi
•   Etibank Emet Bor Tuzu Yatakları
•   Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Tunçbilek Garp Linyitleri İşletmeleri
•   Türkiye Elektrik Kurumu(TEK) Tunçbilek Termik Santrali
•   Etibank Kestelek Bor Tuzu İşletmeleri
•   Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Keles Linyit İşletmesi
•   Sulama suları
•   Gıda işletmeleri

Uluabat Gölü'nü korumaya yönelik çalışmalar
Uluabat Gölü, Türkiye'deki 9 Ramsar Alanından biri olması ve uluslararası çaptaki önemine rağmen göl önemli ölçüde çevresel tehdit altındadır. Sahip olduğu Ramsar statüsü, göldeki biyoçeşitliliği sürdürebilecek kanuni bir koruma sağlayamamaktadır. Uluabat gölü havzasında bulunan ve göle su getiren akarsulara kanalizasyonlarını deşarj eden Mustafa Kemalpaşa, Orhaneli, Harmancık ve Akçalar gibi yerleşim yerlerinin atık suları için toplu arıtma tesisleri kurulmalı, göldeki adalar ve göl çevresi imara açılmamalı, göl çevresinde gölü kirletecek tesislerin yapılmasına izin verilmemeli, göle en fazla miktarda suyu getiren Mustafa Kemalpaşa çayının akış havzasındaki, tamamına yakını kamuya ait sanayi kuruluşlarında arıtma tesisleri kurulmalı ve çay suyunun kirletilmesine izin verilmemeli, gölde aşırı avlanma önlenmeli, göldeki ötrofikasyonu azaltacak teknik önlemler alınmalı, bölgede erozyonu hızlandıran ve gölün sedimantasyonla dolmasını çabuklaştıran, tarım topraklarının başka amaçlarla kullanılması yok edilmesi gibi faaliyetlere izin verilmemeli, göl suyu ile sulanan tarım alanlarında kimyasal gübre kullanımı sınırlandırılmalı, tarım ilaçlarının kullanımı denetim altına alınmalı ve göle geri dönen sulama suyunun zararlı maddelerden temizlenmesine yönelik teknik alt yapı sağlanmalıdır.

Göle su girdisi ve gölün su kaybı
Gölü besleyen kaynaklar çevreden göle karışan bazı küçük dereler var olmakla beraber, gölü besleyen en önemli ayak Mustafakemalpaşa Deresi’dir.

Göle su girdisi
Kaynak----------------------Minimum hm³/yıl   -----Maksimum hm³/yıl-------Ortalama hm³/yıl
Mustafakemalpaşa Çayı--------25,14-------------------2413,45----------------1550,68
Göl aynasına düşen yağış------71,65-------------------120,32--------------------92,72
Göl ayağından gelen-----------25,14--------------------227,31--------------------97,58

Uluabat Gölünden çıkan sular
Kaynak------------Minimum hm³/yıl-----Maksimum hm³/yıl------Ortalama hm³/yıl
Göl ayağı-----------------392,37------------------2531,8-------------------1553,2
Buharlaşma--------------162,56--------------------195,48-------------------176,2
Uluabat Sulaması-----------6,5----------------------17,78---------------------11,53

Kuş türü
1996 Ocak ayında yapılan sayımda 429.423 su kuşu sayılmıştır. Bu 1970'ten bu tarafa bir gölde sayılan en yüksek su kuşu sayısıdır.

1996 Sayımına göre gözlenen kuş türlerinden bazıları

Kuş türü---------Kuş sayısı
Karabatak-------------300 çift
Alaca Balıkçıl-----------30 çift
Kaşıkçı------------------75 çift
Küçük karabatak----1078 adet
Tepeli pelikan---------136 adet
Elmabaş patka----42.500 adet
Tepeli patka-------13.600 adet
Sakarmeke-------321.550 adet

Göl çevresi ulusal ve küresel ölçekte tehlikede olan küçük karabatak, tepeli pelikan, bıyıklı sumru, pasbaş patkanın barındığı alandır. Su samurunun da yaşadığı gölde, endemik ve küresel tehdit altındaki tatlı su sardalyası (Clupeonella abrau muhlisi) bulunur.


« Son Düzenleme: 30 Mart 2019, 09:05:33 Gönderen: GeZGiN »

Tags: