Gönderen Konu: Medeniyet Hastalığı Alerji  (Okunma sayısı 5483 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7750
    • insan ve doğa
Medeniyet Hastalığı Alerji
« : 29 Ekim 2009, 08:55:07 »
Editör: Ozan Vural
editor@realage.com.tr
 
Alerjik hastalıklar işyeri ortamında bulunan bir alerjenle temasa bağlı olarak ortaya çıkabiliyor.

Alerjik hastalıkların sıklığı, teknolojinin gelişimine paralel olarak artmaktadır. Kişilerin kapalı ve dar alanlarda topluca bulunmaları, açık sahada çalışmaktan ofiste çalışmaya dönüş, halı döşemeler, sigara alışkanlığının yayılması, katkı maddesi içeren hazır gıdaların tüketilmesi, ofislerde kullanılan havalandırma ve ısıtma sistemleri gibi faktörler sonucu alerjik hastalıklar endüstrileşmiş yöreler ve kentlerde daha sık görülmektedir.

Memorial Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Alerji Bölümü’nden Uzm. Dr. Füsun Soysal, özellikle işyeri ortamında görülen alerjik hastalıklar hakkında bilgi verdi. Özellikle çok katlı binalarda çalışanlarda sık görülen ‘hasta bina sendromu’ na da değinen Uzm. Dr. Soysal,
hasta eden akıllı binalar konusunda kapalı ortamlarda çalışanları uyardı.

Alerjilerin yoğunlaşma nedenleri nedir?

Medeniyet hastalığı olarak da bilinen alerjilerin, kentleşme ve teknoloji arttıkça daha da yoğunlaştığını gözlemekteyiz.

Alerjik hastalıklar nelerdir?

Alerjik hastalıklar, alerjik burun nezlesi ve sinüzit, alerjik göz nezlesi, astım, ürtiker ve egzama gibi alerjik deri hastalıkları olarak sayılabilir. Alerjik hastalıklardan alerjik nezle ve astım açısından enfeksiyonlar, tozlar, sigara dumanı, nem ve halılar çok önemlidir. Alerjik cilt hastalıkları yönünden yine ofislerde kullanılan karbon ve fotokopi kağıtları, boya, mürekkep gibi malzemeler önemlidir. Hava kirliliği denilince akla gelen yalnızca dış ortamdaki kirlilik değil, iç ortamlardaki (ofis, otel, iş merkezleri vb.) kirlilik de gelmelidir. İç hava kalitesinin insan performansı üzerindeki etkisi bilinen bir gerçektir.

Kimler alerjik hastalıklardan etkilenir?

Çevremizde bulunan alerjenlere karşı bazı kişiler diğerlerinden daha duyarlıdır ve normal kişilere göre abartılı reaksiyon verirler. Böyle kişiler alerjik bünyeli yani atopik kişilerdir. Günün birinde alerjiyi ortaya çıkaran bir tetikleyici faktörle bu kişilerde alerjik hastalıklar ortaya çıkabilir.

Alerjik hastalıklar iş ortamlarında nasıl ortaya çıkar?

Alerjik hastalıklar bazen bir meslek hastalığı şeklinde ve işyeri ortamında bulunan bir alerjenle temasa bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu açıdan özellikle ofis ortamları risk taşımaktadır. Şikayetlerin işe girdikten sonra başlaması, tatil zamanlarında azalması mesleğe bağlı alerjileri düşündürmelidir. Ofis ortamlarında çalışanda binanın yapımında kullanılan malzemeler, kapalı ortamda içilen sigara, yer döşemelerinde kullanılan halılar, bilgisayar tozları, klimalarda kolonize olan bir takım mikroorganizmalar ve tozlar alerji açısından risklidir. Özellikle alerjik bünyeli kişilerin alerjilerinin tetiklenmesi ve ortaya çıkmasında rol oynayabilir.

Viral ve bakteriyel solunum yol enfeksiyonları

Ofis ortamında çalışanların riskte olduğu bir diğer hastalık da, viral ve bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Dünyada en sık rastlanan ve en fazla iş gücü kaybına yol açan hastalık da bunlardır. Çünkü akciğerler mesleki ve çevresel etkilerin en çok etkilediği organımızdır. Ofislerde havalandırmanın bozukluğu, toplu halde kalabalık olarak bulunma ve sigara içimi bu tarz enfeksiyonların artışına neden olmaktadır. Nezle-grip gibi viral enfeksiyonlar , bu ortamlarda daha hızlı bir şekilde yayılmaktadır

Lejyoner hastalığı

Klimalarla bulaşan lejyoner hastalığı denilen tipteki zatürre, ofis ortamında çalışanları tehdit etmektedir. Doğada yaygın olarak bulunan lejyoner hastalığı bakterileri, binaların klima filtrelerine yerleşip kolonize olarak buradan ortam havasına yayılmakta ve solunum yoluyla bulaşmaktadır. Kirlenen havalandırma kanalları aldığı mikroplu havayı temizleyemeden ortama yeniden göndermektedir. Lejyoner hastalığı bir çeşit zatürredir.

Alerjik hastalıkların en aza indirgenmesi için neler yapılmalıdır?

Ortamdaki nem oranı çok önemlidir. Nem oranının azalması, burun ve solunum yılları mekozasında kuruma yapmakta ve solunum yolu enfeksiyonlarını artırmaktadır. Ofis ortamındaki nem oranının fazla olması, mantarların üremesi açısından zararlıdır. Bu nedenle ortamdaki nem oranı yüzde 40-60 arasında olmalıdır. Doğru ve etkin havalandırma çok önemlidir. Klimalar ile ortam sıcaklığını aniden değiştirmek ve klimaların bilinçsiz kullanımı ile solunum yolu enfeksiyonları, alerjik problemler artmaktadır.

Hasta bina sendromunun belirleri nelerdir?

Sendromun belirtileri arasında baş ağrısı, baş dönmesi, uyuşukluk, yorgunluk hissi, gözlerde sulanma, kaşınma, kızarıklık, burun akıntısı, hapşırık, burun tıkanıklığı, boğazda yanma, boğak kuruluğu, gıcık şeklinde öksürük, göğüste sıkışma hissi, nefes darlığı, cilt kuruluğu, ciltte kaşıntılar, burun kanaması, koku ve tat alma bozuklukları, konsantrasyon güçlüğü bulunmaktadır. Başınız sık sık ağrıyor mu? Dikkatinizi yoğunlaştırmakta güçlük mü çekiyorsunuz? Nefes alırken zorlanıyor musunuz? Burnunuz sürekli akıyor mu?
Kendinizi sürekli yorgun mu hissediyorsunuz? Bu sorulardan ilkinin yanıtını evet olarak verdikten sonra diğerleri için de en ez iki evet’iniz varsa, bir hasta bina sendromu kurbanı olabilirsiniz. Teşhisteki en önemli unsur; çalışılan ortamdan uzaklaşılması halinde belirtilerin ortadan kalmasıdır.

Hasta bina sendromuna karşı nasıl önlemler alınmalı?

Duvardan duvara halı kullanımının önlenmesi, camlar açılmıyorsa hava temizleyen aletlerden yararlanılması, sürekli bilgisayarla çalışan personelin vardiya saatlerinin ayarlanması gibi önlemler etkilidir. Son 10 yıldır gündeme daha çok gelen ‘hasta bina sendromu’ konusundaki çalışmalar kesin bir sonuç ortaya koyamasa da; çalışanlar için en iyi performans, 19-20 C’de alınmaktadır.

Bunun için ne yapılmalı?

Duvarlar ve hava, yılda bir kez profesyonel olarak temizlenmeli. Havalandırma sistemi taze havanın bine içinde dolaşımını artırmak için temizlenip yenilmeli. Hava filtresi kullanılmalı, temiz ve kuru olmalı. Havadaki nem oranı asla yüzde 60’tan fazla olmamalı. İçeri hava alınan bölge yükleme ya da park alanlarından uzak olmalı. Hava filtreleri düzenli olarak değiştirilmeli. Donanım iyi havalandırılmış alanlarda bulundurulup kullanılmalı. Üreticinin belirttiği direktiflere tam olarak uyulmalı. Bilgisayarlar her altı ayda bir hijyenik bilgisayar ve elektronik donanım temizleyicileri tarafından temizlenmelidir.


22.11.2006 08:49:00

Referans: Uzm. Dr. Füsun Soysal
KAYNAK: E-Kolay

Tags: