Gönderen Konu: Deprem nedir ? Nasıl oluşur ?  (Okunma sayısı 28365 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7728
    • insan ve doğa
Deprem nedir ? Nasıl oluşur ?
« : 30 Ağustos 2011, 14:45:33 »
Yer kabuğunda değişikliklere neden olan kısa süreli salınım ve titreşim hareketlerine DEPREM denir. Deprem, yeryüzünü en kısa sürede şekillendiren ve büyük değişikliklere yol açabilen, can ve mal kaybına neden olabilen doğal bir olaydır.

Kayaç kütlesinin içinde defarmasyon enerjisi birikir. Bu enerji kayaç kütlesinin elastiklik özelliğini aşınca kütle kırılır veya eskiden var olan bir kırık boyunca kayma meydana gelir. Bu sırada boşalan enerji, sismik dalgalar (deprem dalgaları) olarak yayılır. Enerji boşalımı adı verilen bu oluşum, tektonik hareketler esnasında sürtünmeden dolayı, aniden hareket enerjisine dönüşmesidir. 

KAÇ ÇEŞİT DEPREM VARDIR?

1- TEKTONİK

2- VOLKANİK

3- ÇÖKME OLMAK ÜZERE 3 ÇEŞİTTİR.


1- TEKTONİK DEPREMLER
Tektonik hareket; yer kabuğunda orojenik ve epirojenik hareketler sonucunda oluşan kırılma, kıvrılma, takım halinde yükselme ve çökme olaylarını kapsar. Tektonik hareketlerin sebep olduğu sarsıntılara tektonik depremler denir. Dünyada meydana gelen depremlerin %90’ ı tektonik kökenlidir.

2- VOLKANİK DEPREMLER
Volkanizma sırasında magmanın basınçla geçtiği yerlerde yaptığı sürtünme nedeniyle meydana gelen sarsıntılara VOLKANİK depremler denir. Bu depremler yeryüzünde volkanizmanın etkili olduğu yerlerde, sınırlı olarak meydana gelmektedir. Ülkemizde aktif volkan yoktur. Bu yüzden volkanik depremler görülmez.

3- ÇÖKÜNTÜ DEPREMLER
Yer altındaki büyük oyuk ve mağara tavanlarının çökmesi sırasında beliren yer sarsıntılarına ÇÖKÜNTÜ depremleri denir. Bu depremler yakın çevrelerindeki yerleri sarsar, daha uzak çevreler için yıkıcı olmaz. Ülkemizde meydana gelen Çankırı ve Erzincan depremlerinde çöküntünün de rolü görülmüştür.

FAY VE FAYLANMA NE DEMEKTİR.?
Fay, kırık demektir. Tektonik hareketlerin olduğu yerlerde, sertleşmiş, dolayısıyla elastikiyetini kaybetmiş yer kabuğu parçaları, iç kuvvetlere bağlı basınçların etkisiyle kırılır. Bu kırıklara FAY, olaya da FAYLANMA denir.

DERİNLİĞE GÖRE DEPREMLER KAÇA AYRILIR?
3’e Ayrılır * Derinliği 60 Km’ye kadar olan depremlere sığ depremler, * Derinliği 60 ile 300 Km arasında olanlara orta derinlikte depremler, * Derinliği 300-700 Km arasında olanlara da derin depremler denir.

DEPREMLER YERYÜZÜNDE DEĞİŞİKLİK MEYDANA GETİRİR Mİ?
Depremler can ve mal kaybı ile birlikte yeryüzünde çeşitli değişikliklere neden olur. Depreme bağlı olarak faylar, çatlaklar, yarıklar, göçmeler ve heyelanlar meydana gelir. Deniz suyu seviyesinde yükselme ve alçalmalar olur. Yeni yer altı kaynaklarının oluşması, var olan kaplıca sularının ve kaynakların azalması ve kaybolması, yer altından sıcak su fışkırması, kum kaynamaları,

Kaya patlamaları ve dökülmeleri göçme ve heyelanlar, akarsu yataklarında ötelenmeler, su ve gaz fışkırmaları, kum, silt konileri ve setleri, gökyüzünde ışık yansıması gibi doğal olaylar görülebilir. 1939 yılında meydana gelen Erzincan depreminde Kelkit vadisi boyunca 350 Km uzunluğunda fay meydana gelmiştir.

1953’deki depremde Yenice Gönen arasında 50 Km’lik bir kırık oluşmuş ve bu hat boyunca 4 m’yi bulan yer değiştirmeler gözlenmiştir. Marmara depreminde kıyıda meydana gelen çökme nedeniyle kıyı sular altında kalmıştır. Depremler sırasında zeminde genişliği 1 metreyi geçen yarıklar oluşabilmektedir.

DEPREMLER ÖNLENEBİLİRMİ?
Deprem, önceden tespit edilip önlenmesi mümkün olmayan doğal bir olaydır. Deprem nerede, ne zaman meydana geleceği, hangi şiddet ve büyüklükte olacağı henüz kesin olarak bilinememektedir.

TSUNAMİ NE DEMEKTİR?
Deprem sırasında denizde meydana gelen dev dalgalara TSUNAMİ denir. Bu dalgaların yükseklikleri depremin büyüklüğüne ve suyun derinliğine bağlı olarak değişir. Özellikle kıyı kesimlerinde yerleşim yerleri

DEPREM ŞİDDETİ NEDİR VE NASIL ÖLÇÜLÜR?
Depremin yeryüzündeki canlı cansız bütün varlıklar üzerinde meydana getirdiği etkilere bakılarak depremin şiddeti belirlenir. Depremin canlı ve cansız varlıklar üzerindeki etkisini de şiddet cetveli gösterir. Bu cetvel 12 dereceye ayrılmıştır. Bu sisteme göre depremin şiddeti, deprem nedeniyle yeryüzünde( insanlar, hayvanlar, arazi ve binalar vb.) meydana gelen etki ve değişikliklere göre saptanır.

I Hissedilemeyen deprem - Sismograflarca kaydedilir

II Çok hafif deprem - Bazı asılı eşyalar sallanır

III Hafif deprem - Üst katlarda hissedilir

IV Orta şiddetli deprem - Bir çok insan hisseder

V Oldukça şiddetli deprem- Herkes hissede, pencere camları kırılır

VI Şiddetli deprem - Eşyalar yerinden oynar, bacalar hasara uğrar

VII Çok şiddetli deprem - İyi yapılmamış binalarda hasar meydana gelir

VIII Yıkıcı deprem - Sağlam olmayan yapılar yıkılır

IX Çok Yıkıcı deprem - Binaların çoğu yıkılır

X Yok edici deprem - Pek çok bina temelinden (felaket) yıkılır

XI Afet deprem - Binalar yerle bir olur, barajlar yıkılır

XII Büyük afet deprem - İnsan tarafından yapılan hiçbir yapı ayakta kalmaz


DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ (MAGNETÜD) NE DEMEKTİR ?
Depremin büyüklüğü( buna Magnitüd de denir) Richter ölçeğine göre hesaplanır. Bu ölçek, 1935’te sismolog Charles F.Richter tarafından bulunmuş, 1956’da Richter ve arkadaşı Beno Gutenberg tarafından geliştirilmiştir. Richter ölçeğine göre, deprem odağından boşalan enerji miktarı esas alınarak depremin büyüklüğü (magnitüd) hesaplanabilmektedir. Bu yöntemle episantrdan en az 100 km uzaklıktaki bir sismograf ile sismik dalgalar kaydedilir.

Ölçüm daha sonra Richter ölçeğine göre hesaplanır. Bu ölçeğe göre hesaplanabilen en küçük magnitüd değeri 1.5, en büyük magnitüd değeri ise 8.9’dur. Yeryüzünde bugüne kadar kaydedilebilen en büyük deprem 8.6 büyüklüğündedir. Büyük depremler için 1983 yılından bu yana Richter’in amplitüd magnetüd yerine moment magnitüd ölçeği kullanılmaktadır. Moment Magnitüd; depremde meydana gelen fayın atımı Yer değiştiren yüzeyin alanı,faylanan sahadaki metaryelin(kayaların) özelliği, dayanıklılığı gibi faktörleri göz önünde bulundurarak hesaplanmaktadır. 1939 yılında Erzincan’da meydana gelen ve büyüklüğü Richter ölçeğine göre 7.9 olarak belirlenen depremin moment magnitüdü 7.6 olarak hesaplanmıştır. Marmara depreminin moment magnitüdü ise 7.4’tür.

DÜNYADA DEPREMLER EN FAZLA NERELERDE GÖRÜLÜR ?
Yerküre üzerinde meydana gelen depremler üç ana kuşak üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bunlardan en önemlisi Büyük Okyanus kenarlarını kapsayan PASİFİK KUŞAĞI’dır. Pasifik kuşağını; Amerika kıtasının batı kıyılarında Şili, Peru, Meksika, Kaliforniya, Aleut Adaları, Asya kıtasının doğu kesiminde Kamçatka kıyıları, Japonya, Filipinler, Endonezya ve Yeni Zelanda oluşturmaktadır.


İkinci kuşak ise batıda İspanyadan başlayıp, Kuzey Afrika, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Türkiye, İran ve Afganistan üzerinden Himalayalar’a kadar devam eden Akdeniz - Himalaya kuşağıdır.

Üçüncü deprem kuşağını ise Atlas Okyanusu ortasındaki yarık hattı üzerinde bulunan Asor Adaları, İzlanda ve çevresi oluşturur.

Dünya üzerinde oluşan depremlerin %68’i Pasifik kuşağında %21’i Akdeniz-Himalaya Kuşağında, %11’i diğer bölgelerde meydana gelmektedir. Bu alanlar aynı zamanda volkanik ve tektonik faaliyetler bakımından da son derece hareketlidir. Bu alanların yanında dünya üzerinde depremlerin olmadığı yerlerde vardır. Bunlar; Sibirya, Kanada, Afrika’nın orta kesimi ve Brezilya gibi sert kütlelerin bulunduğu yerlerdir.

DEPREM ÖNCEDEN TAHMİN EDİLEBİLİR Mİ ?
Dünyada depremlerin levha sınırlarında yoğunlaştıkları görülmektedir. Dünyanın, kıt’aların ve ülkelerin depremsellikleri deprem tarihine bakarak ortaya çıkarılmakta, yani depremlerin nerede olacağı bilinmemektedir. Fakat günümüzde depremin ne zaman ve hangi büyüklükte olacağı bilinememektedir. Depremin önceden belirlenmesi konusunda Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Japonya’da yapılan çalışmalarda bazı başarılar elde edilmiştir.

Daha önceki sismik verilere göre yapılan haritalar bir yerin depremselliğini ortaya koymaktadır. Buna göre depremlerin oluş sıklığı belirlenmekte ve bir yerde beklenen depremler tahmin edilebilmektedir. Fay hattının uzun süre hareketsiz kaldığı ve oluş sıklığına göre depremin geciktiği yere sismik boşluk denir. 1988 yılında Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Dairesindeki bilim adamları, Kaliforniya yakınlarında bir sismik boşluğun bulunduğunu ve bunun 30 yıl içinde

6,5 büyüklüğünde bir deprem oluşturacağını belirttiler. Yaklaşık bir yıl sonra aynı yerde büyüklüğü 7,0 olan bir deprem meydana geldi. Depremden önce çevrede ölçüm yapan bilim adamları da yer manyetik alanının depremden 3 saat önce normale göre 30 kat arttığını tespit ettiler. Episantrdan 7 km uzaklıkta yapılan bu ölçümler gelecekte depremlerin önceden tahmini konusunda umutların artmasına neden oldu.

DEPREMİN OLACAĞINI GÖSTEREN BELİRTİLER VAR MIDIR?
Son yıllarda yapılan çalışmalar depremden önce yeryüzünde bazı değişiklerin meydana geldiğini ortaya koymuştur. Basınç etkisiyle kayalarda meydana gelen çatlakların kayanın hacmini artırdığını görülmüştür. Yine depremin olacağı çevrede kabarma, eğilme gibi jeomorfolojik değişiklikler gözlenebilmektedir. Diğer bir belirti de radon gazı çıkışıdır. Hafif radyoaktif özelliğe sahip olan radon gazı yer altı suyunda çözünür. Yeryüzünde meydana gelen bu değişiklikler gerekli yerlere konan aletler yardımı ile anlaşılabilir.

Yerin magnetik alanındaki değişiklikleri hayvanlar, insanlara göre daha kolay algılayabilmektedir. Bir gün belki depremi önceden tahmin etmek mümkün olacaktır. Fakat bunun yanında cevap bekleyen bir çok soru vardır. Bu sorulardan bazıları şunlardır. Önceden yapılan deprem tahminlerine insanların tepkisi nasıl olacaktır? Büyük şehirlerde yaşayan insanlar çok kısa bir zamanda nasıl kurtarılacaktır? Depremden sonra şehirler daha az risk taşıyan bölgelere taşınacak mıdır? 

« Son Düzenleme: 01 Mayıs 2012, 03:40:21 Gönderen: GeZGiN »

Tags: