Gönderen Konu: Denizin ortasında adres sorulmaz!  (Okunma sayısı 10378 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7753
    • insan ve doğa
Denizin ortasında adres sorulmaz!
« : 05 Kasım 2011, 10:44:15 »
Küçük ya da büyük, ucuz ya da pahalı, gösterişli veya mütevazı, amacınıza uyan, isteklerinize cevap verebilecek bir tekneyi beğendiniz, “tamam işte bu” dediniz.

Böylece  sonunda gönlünüzdeki “sevda”ya sahip oldunuz.

Peki şimdi ne yapacaksınız?

Hayalini kurduğunuz tekneyi bir kaptana mı teslim edeceksiniz, yoksa keyfini siz mi süreceksiniz?

Cevabınızın ilk şık olacağını tahmin etmiyoruz. Öyle olsaydı yazımızı buraya kadar okuma zahmetine katlanmazdınız. Yanılmıyoruz öyle değil mi?

Ancak büyük bir tekne sahibi (11 mt +) oldunuz ise elbette ki bir kaptanın gerekliliğini inkar etmek mümkün değil. Zira tek başınıza bu zahmetin altından kalkamazsınız.

En azından bir Pazar sabahı “haydi şöyle bir denize çıkalım” dediğinizde sizi temiz ve “kalkışa hazır” bir tekne bekliyor olur kaptanınız sayesinde.

Sonra kışlaması var, sezon hazırlığı, boyası, bakımı var.. Sizin tüm bu işlere ayıracak zamanınız olmayabilir. İşte bu gibi durumlarda en büyük destekçiniz kaptanınız olacaktır.


TEMEL BİLGİLERİ EDİNİN
Ancak denize çıkarken kaptanınıza değil, kendinize güvenin. Bunun için öncelikle temel denizcilik bilgileri ile donanmanızda sonsuz yarar var.

Yanlış anlamayın “donanım” derken “ehliyet” sahibi olmayı vurgulamıyoruz. Bu belge elbette yasal bir gereklilik ancak ona sahip olmak sizi denizcilik, gemicilik ve dahi yelkencilik konusunda “donatmaya” yetmez.

Denizcilik dediğiniz sonsuz bir umman…
Otomobil kullanmaya da pek benzemiyor.

Bir ucundan bulaştığınızda, yaşamınız boyunca “öğrenmeye” hazır olmanız anlamına geliyor.

Okuduğunuz kitaplar, seyrettiğiniz filmler, deneyimleriniz, katıldığınız sohbetler hep bu havuza “bilgi” akıtacak.

Ancak gelen bu bilgileri “hazmedebilmek”, ardından derleyerek beyin kıvrımlarınızın içine hapsedip günü geldiğinde kullanabilmek için önce buna uygun bir “altyapı” oluşturmanız gerekiyor.

Bu konuda eğitim veren pek çok kişi ve kuruluş var. Ya bunların içinden “yeterlilik seviyesi uygun” birini seçecek veya kendinize bir “usta” bularak bu uzun yolda adım adım ilerleyeceksiniz.


NEREDEYİM, NEREYE GİDİYORUM?
Otomobilden örnekleme yapmıştık birkaç satır önce.. Burada benzer bir vurguya daha yer verelim.

Otomobilinizle giderken yolda durup adres sorabilirsiniz.
Peki denizde? Kimi bulacak, kime soracaksınız? Hele de ummanın ortasındaysanız?

Bir iç deniz olan Marmara’da bile öyle noktalar vardır ki 360 derecelik ufuk hattında hele de hava hafif pusluysa karayı görebilmeniz mümkün değildir.

Dolayısıyla önce “neredeyim, nereye gidiyorum?” sorusunu cevaplamak için navigasyon bilmelisiniz. Yani harita okumak (elektronik olsa bile), pusula kullanmayı bilmek, akıntılarının yerini ve yönünü anlayabilmek demektir bu.

Makine “tık” etti kaldı. Acaba ne oldu?
Bunun için az da olsa mekanik bilgiye ihtiyaç var.

Meteoroloji, telsiz haberleşmesi ve nihayetinde teknenin sevk ve idaresi…


HAVANIN SAĞI SOLU BELLİ OLMAZ
Ve şunu sakın unutmayın. Hiçbir hoca, hiçbir kurs, hiçbir kitap dümeni ya da yekeyi tutan parmaklarınız kadar öğretici değildir.

“Dümen basmak” ve “karşılamak” gibi son derece basit bir işlem bile deneyimle desteklenir.

“Aman canım, bu kadar ayrıntıya ne gerek var?” dediğinizi duyar gibiyiz…

Elbette ki bunların hiçbiri olmayabilir. Marinadan çıkıp (manevrası kolay bir yerde iseniz) günlük güneşlik bir havada dolaşmaya çıkar, belki tatlı bir meltemin yüzünüzü yalamasından keyiflenebilirsiniz.

Anlatmaya çalıştığımız nokta, bu zevkin ızdıraba dönüşmesini engellemek..

Denize çıktığınız anda doğanın kanunları ve doğanın gücü geçerlidir.

Günlük güneşlik havada giderken ortalık ansızın karardı, gökyüzünü kalın bulutlar kapladı, “daha ne oluyor?” demenize fırsat kalmadan rüzgar arttı, denizler kabardı.

Böyle bir durumda ne yapacaksınız? İşte sahip olacağınız bilgiler bu durumlar için geçerli.


DOĞA İYİ BİR EVSAHİBİDİR, SİZ İYİ BİR MİSAFİRSENİZ
Ve nihayetinde, sizi nelerin beklediğini biliyorsanız ve ne yapacağınız hakkında fikriniz varsa, böylesine bir “hava kaçağı” değil keyfinizi bozmak, inanın keyfinize keyif katacaktır.

Ve şuna da inanın, yaşayacağınız bu ve benzeri olaylar “bilgi kumbaranızı” doldurmak için bulunmaz fırsatlar olacaktır. Eğer “öğrenmek” istiyorsanız.

Denize çıktığınız anda doğanın misafirisiniz.
Siz ne kadar “uygun” bir misafirseniz, doğa da aynı oranda uygun bir ev sahibi olacaktır.

Şu sözün aklınızda “çerçevelenmiş bir fotoğraf gibi” kalmasında yarar var.
“Bilgisizlik panik, panik de trajedi yaratır.”

Bilin ama kullanmayın.
Rüzgarınız kolayına, seyriniz yoluna olsun.


Tags: