Gönderen Konu: Likyalılar  (Okunma sayısı 7439 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7728
    • insan ve doğa
Likyalılar
« : 31 Ekim 2011, 15:29:02 »
Likyalılar, antik çağda güneybatı Anadolu’daki Likya ülkesinin, günümüzde Teke Yarımadasına karşılık gelen bölgenin halkı.
Milat Öncesi çağlarda Anadolu’da yaşamış halklar arasında Likyalılar herzaman kendilerine özgü bir konuma sahip olmuşlardır. Yerleşimlerinin özellikle kıyı bölgelerinde, günümüzde Fethiye ile Antalya arasında uzanan sahil şeridinde yoğunlaşmış olmasına rağmen, çok dağlık ve ulaşılması, ele geçirilmesi güç bir hinterlanda sahip olmaları, özgür ve başıbuyruk bir kültür geliştirmelerine zemin oluşturmuştur. Özyönetimi ilke edinmiş, ancak aralarında birlik ve federasyon kurma geleneğini geliştirmiş şehirler kurmuşlardır. Kendilerine özgü özellikler taşıyan ve hâlâ kısmen çözülebilmiş Likya dilini ve yine Yunan alfabesi ile Anadolu hiyeroglif çivi yazısı geleneği arasında özgün bir harmanlama oluşturan Likya alfabesini kullanmışlardır. Roma İmparatorluğu’nun bir vilayet olarak bünyesine kattığı Anadolu toprakları arasında Likya son sırada gelmiştir.


Güneybatı Anadolu’da Likyalıların ülkesi

Kökenleri
Herodot’a göre Likyalılar Girit kökenli olup, Kral Minos tarafından yurtlarından sürülen ve Minos'un kardeşi Sarpedon liderliğindeki bir grubun uzantılarıdır. Güneybatı Anadolu’da o çağa kadar "Milyas" olarak anılagelmiş, ve "Solymoi" (veya "Milyalılar") şeklinde kayda geçmiş bir halkın topraklarına yerleşmişlerdir. Bu şekilde ortaya çıkan toplum kendi aralarında başlangıçtan itibaren "Termilae" ismini kullanmışlar, Likya ve Likyalılar isimlerini benimseyen eski Yunan kaynakları hariç, bazı komşuları arasında da "TRMMILI" ismi ile tanınmışlardır. Buna göre, gelenekleri Girit ve Karya geleneklerinin bir karışımı olarak ortaya çıkmıştır. Herodot’un Likya ismi için verdiği açıklama, bu ismi Atina kralı Pandion'un oğlu Likus’un aralarına katılmasıyla ilişkilendirmekte ise de, Minos ve Sarpedon ile denkleştirilen tarihlerden (yaklaşık olarak M.Ö. 15’inci yüzyılın ikinci yarısı) daha erken tarihlerde, sözkonusu bölge halkının Hitit ve Mısır kaynaklarında "Lukka" veya "Lukki" şeklinde anılması eski Yunan tarihçisinin bu iddiasını çürütmektedir. Hitit kaynakları Kral I. Şuppiluliuma’nın saltanatı döneminde (M.Ö. 14’üncü yüzyılın ortaları) Likya ülkesinin, sağlam bir şekilde olmasa ve sürekli isyanlar çıksa da, Hitit İmparatorluğu topraklarına fetih yolu ile katıldığını belirtmektedir. Mısır kaynakları da, Lukki’leri korsanlık yapan halklar arasında zikretmekte, Ksantos vadisindeki Dalawa (Tlawa, Tlos), Hinduwa (Candyba) gibi şehirlerin ismini vermektedir. Yine de, Likya halkının Girit’ten göçlerle takviye edildiği düşünülebilir.


Mısır’da M.Ö. 200 yılında hüküm sürmekte olan Ptolemaios Hanedanı’nın denetiminde olan Likya.

Herodot, Likyalıların özgün gelenekleri arasında şecerelerini anneden itibaren saymalarını, bir köle ile evlenen kadının çocuklarının hür yurttaş sıfatına sahip olmasına karşın, bir köle ile evlenen erkeğin çocuklarının bu hakka sahip olmamasını belirtmektedir.

Likyalılar, Truva Savaşı esnasında Truvalıların müttefikleri arasında yer almışlardır.

Öte yandan, Arnna Antik Kent’tindeki en erken tabakanın M.Ö. 8’inci yüzyıla ait olması gibi unsurlar, bazı uzmanları tarihlerinin başlangıcından sonra uzun bir süre göçebe kültürünü muhafaza ettikleri savını öne sürmelerine zemin oluşturmuştur.


Arnna Nereid Anıtı: M.Ö. 390 - 380 yıllarına ait Likya’nın başkenti olan Arnna’da (Likçe: "Arnna"; Yunanca: "Ksantos") bulunan ve Atinalılara karşı kazanılan zaferi betimleyen bir alçak-kabartma (bas-rölyef), British Museum.
« Son Düzenleme: 31 Ekim 2011, 15:35:50 Gönderen: GeZGiN »

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7728
    • insan ve doğa
Ynt: Likyalılar
« Yanıtla #1 : 03 Nisan 2020, 22:18:46 »
Likya veya Lisiya (Likçe: 𐊗𐊕𐊐𐊎𐊆𐊖. Trm̃mis; Yunanca: Λυκία, Lykía), Anadolu'nun Teke Yarımadası'nı kapsayan antik bir bölgedir. Likya, aynı zamanda bu bölgedeki antik kentlerin oluşturduğu bir federasyon ve daha sonra da Roma İmparatorluğu’nun bir eyaletidir. Likya "Işık Ülkesi" anlamına gelmektedir.

Hint-Avrupalı Luviler ile bağlantılı olduğu düşünülen ve tarihte bilinen ilk demokratik birliği kurmuş olmakla bilinen Likyalılar, farklı şehirlerden bir araya gelmiş olmalarına rağmen ortak bir kültür yaratmış ve var oldukları sürece bunu paylaşıp yaşatmışlardır. Bölge daha sonra helenleşmiş ve Persler, Makedonlar ve Romalılar gibi çeşitli halklar tarafından işgal edilmiş ve kontrol edilmiştir.

Coğrafya
Bölge Antalya'nın batısını, Muğla'nın güneydoğusunu ve Denizli ile Burdur'un güneyini kapsar. Tarihsel olarak sınırları batıda Dalaman Çayı, doğuda bugünkü Kemer ile sınırlıdır. En kuzeyi Burdur'un Gölhisar ilçesidir. Toros Dağları'nı da içeren bu bölgenin yüksekliği Akdağlar ve Beydağları gibi noktalarda 3000 metreyi aşar. Kıyı kesimi hem çeşitli koy ve körfezlerle, hem de masmavi deniz ve parlak kumları ile görsel bir ziyafet sunar. Likya tarihte, kuzey ve kuzeybatıda Karya (Caria) ile, kuzeydoğuda ve doğuda Pamfilya (Pamphilia) ve Pisidya (Pisidia), kuzeyde Frigya(Phyrgia) ile çevrilmiştir.

Likya kentleri
Tarih boyunca sınırları değişkenlik göstermekle beraber, hem o döneme ait çeşitli yazıtlardan, hem de kentlerin sahip olduğu ana karakterlerden (mezarlar, vb) Likya kentlerini ayırt etme imkanına sahibiz. Doğal olarak en çok tartışma Karya, Pisidya ve Pamfilya sınırlarına yakın olan kentler üzerine olmuş, ancak tarihçiler aşağıdaki kentlerin Likya kentleri olduğu konusunda genel bir fikir birliğine varmışlardır.

•   Aloanda
•   Andriake
•   Antiphellos
•   Aperlai
•   Apollonia
•   Araxa
•   Ariassos
•   Arneai
•   Arnna (Ksantos)
•   Arsada
•   Arykanda
•   Balbura
•   Bubon
•   Choma
•   Daedala
•   Gagae
•   Hippoukome
•   Idebessos
•   İsinda
•   Istlada
•   Kadyanda
•   Kandyba
•   Karmylassos
•   Kibyra
•   Korydalla
•   Kyaneai
•   Letoon
•   Lmyra
•   Myra
•   Nysa
•   Oktapolis
•   Oinoanda
•   Olympos
•   Patara
•   Phaselis
•   Phellos
•   Pınara
•   Podalia
•   Pydnai
•   Rhodiapolis
•   Simena
•   Sura
•   Sidyma
•   Telmessos
•   Termessos Minor
•   Theimussa
•   Tlos
•   Trebenna
•   Tyberissos
•   Typallia
•   Trysa

Tarihçe
Likyalılar’ın, MÖ 3. binyılın ikinci yarısında Anadolu'ya gelen ve 2. binyıl boyunca Güney Anadolu bölgesinde yaşamış ve Anadolu’nun en eski Hint-Avrupa kökenli halkı olan Luviler’in dağılmasından sonra bir kısmının devamı olduğu söylenir. Luvi dilinin Hititçe’yle yakınlığı ve Luviler’in de Hititliler’le akraba olduğu göz önünde bulundurulursa Likçe’nin de Hititçe’ye olan bağlantısı anlaşılır. Hitit dilinde Likya’nın adı Lukka’dır.

En başından beri Yunanların saldırılarına karşılık verebilen Likyalılar, MÖ 6. yüzyılda Persler tarafından işgal edilmiştir. Ancak MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender çıktığı “Doğu Seferi” dâhilinde bu bölgeyi de ele geçirmiştir. İskender’in ölümü ile generallerinden Ptolemaios bu bölgeyi almıştır ancak varlığını eskisi gibi hissettirememiştir. Bölge yavaş yavaş Yunan kültürü ve sosyal değerlerinin etkisinde kalmıştır. MÖ 190 yılında sonuçlanan Magnesia Savaşı'nın ardından imzalanan Apameia barşı uyarınca komşu bölge Karya ile birlikte savaşta Roma tarafında yer alan Rodos’a bırakılmıştır. Likya Birliği bu yıllarda Rodos’a karşı direniş amacıyla kurulmuştur. MÖ 168-167 yıllarında ise Roma İmparatorluğu Likya’nın bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu yüzyıl içerisinde Anadolu’nun birçok bölümü Roma eyaleti şeklinde düzenlenmiştir fakat Likya bağımsızlığını korumayı başarmıştır. Bunun önemli nedenlerinden birisi Mithridates VI. Eupator tarafından başlatılan Roma aleyhtarı eyleme katılmayıp Roma tarafında yer almasıdır. Bununla birlikte MÖ 1. yüzyılda karışık Roma politikasından da etkilenmiştir. Ksantos halkı, Pers istilalarında olduğu gibi, bu dönemde de kendilerine saldıran büyük askeri güçlere karşı direnmişler, savaşı kazanamayacakları anlaşıldığında da toplu intihar yolu ile kendilerini yakmışlardır. Roma, Likya Birliği’ni yeniden ayağa kaldırmak için, bu felaketten arda kalanlara, destek verir. M.S. 42-43 yıllarında imparator Claudius tarafından Provincia Lycia adı ile eyalet haline getirilir. Söz konusu eyalet M.S. 72-73 yıllarında imparator Vespasianus tarafından Provincia Pamphylia eyaleti ile birleştirilerek Likya ve Pamfilya Eyaleti (Provincia Lycia-Pamphylia) oluşturulur.

Likya, M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda yaşadığı büyük depremlerin ve M.S. 6. ve 8. yüzyılları arasında yaklaşık 200 yıl süren veba salgınının ardından bir daha kendisini toparlayamamıştır. M.S. 8. yüzyılda Arap akınları ve bu süreye kadar da korsan saldırıları sebebi ile terk edilen bölge, 13. yüzyılda Türk Beylikleri ile yeniden yerleşime açılmıştır.

Herodot ise Likya ve Likyalılar hakkında;

“   Likyalılar’ın kökeni eski devirlerde Yunan olmayan halkın yaşadığı Girit’ti. Europa’nın iki oğlu olan Sarpedon ve Minos tahtı ele geçirmek için mücadele etmişler ve galip gelen Minos, Sarpedon’u ve taraftarlarını ülkeden dışarı atmıştı. Sürülen grup, gemilere binip Asya’ya doğru hareket etmiş ve Milyaslar’ın topraklarına yerleşmişlerdi. Milyas, o zamanlar Solymler tarafından işgal edilen ve bugün Likyalılar’ın yaşadıkları ülkenin eski adıdır. Sarpedon'un krallığı zamanında isimleri Termiller diye bilinirdi. Şimdi bile komşuları Likyalılar için bu adı kullanırlar. Gelenekleri yönünden bazıları Giritliler’e, bazıları Karyalılar’a benzer. Fakat hiç kimseye benzemeyen bir töreleri vardır. O da babaları yerine analarının adını kullanmalarıdır. Bir Likyalı’ya kim olduğunu sorun, size adını annesinin, anneannesinin, büyük anneannesinin ve daha büyük anneannesinin ismini söyleyerek cevap verir. Hür bir kadının bir köleden çocuğu olursa yasal sayılır. Buna karşılık, toplum içinde ne kadar önemli bir yeri olursa olsun, hür bir erkekle bir yabancı kadının veya metresinin çocuğuna vatandaşlık hakkı tanınmaz.   „

demektedir.

Dil
Günümüzde Likya dilinin, Luvi dilinin devamı olduğu hemen tüm uzmanlarca kabul edilmektedir. Likya’nın başkenti olan Arnna’da (Likçe: "Arnna"; Yunanca: "Ksantos") bulunan ve Atinalılara karşı kazanılan zaferi betimleyen Likçe yazıt, Likya dilinin en önemlili kaynaklarındandır. Hint-Avrupa Dil Ailesi'ne ait olduğu kabul edilen Likya dilinde 6'sı sesli olmak üzere toplam 29 harf bulunduğu saptanmıştır. Harf yazılışlarının Yunan alfabesi ile bazı ortaklıkları olduğu da bilinen bir gerçektir.
Yönetim ve devlet yapısı

Tarihte bilinen ilk demokratik birliği kurmuş olmakla bilinen Likyalılar, farklı şehirlerden bir araya gelmiş olmalarına rağmen ortak bir kültür yaratmış ve var oldukları sürece bunu paylaşıp yaşatmışlardır. Bunu, arkalarında bırakmış oldukları, bugüne kadar ayakta kalabilen eserlerinin izlerinde rahatlıkla görebiliyoruz.

Likya Birliği hakkında edinilen bilgilere göre birlik önemli–önemsiz toplam 23 şehirden oluşmuştur. Günümüze kadar da dayanabilmiş, en büyük altı şehir olan Arnna (Ksantos), Patara, Pinara, Tlos, Myra ve Olympos’un 3’er oy hakkı bulunurken, daha önemsiz ve küçük şehirlerin 1 ya da 2 oy hakkı vardır. 2 ya da daha fazla sayıda Likya kentinin bir araya gelerek oluşturduğu politik birliklere Sympoliteia adı verilir.
Likyalılar'ın kurmuş olduğu bu federasyon sistemi, aynı zamanda ABD Anayasası'na da ilham kaynağı olmuştur. Alexander Hamilton, James Madison ve John Jay tarafından kaleme alınan ve 85 makaleden oluşan Federalist Yazılar, ABD Anayasası'nın da temelini oluşturmaktadır. Alexander Hamilton'un yazdığı 9 ve 16 no.lu ve James Madison'un yazdığı 45.no.lu makalelerde ABD için en uygun yönetim sisteminin Likya Federasyonu'nda olduğu gibi federatif şehir birliği (eyaletler) olduğuna açıkça vurgu yapılmaktadır.

« Son Düzenleme: 03 Nisan 2020, 22:21:37 Gönderen: GeZGiN »

Tags: