Gönderen Konu: Çukurpınar Mağarası  (Okunma sayısı 5045 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7750
    • insan ve doğa
Çukurpınar Mağarası
« : 07 Ekim 2011, 17:37:04 »
ÇUKURPINAR MAĞARASI
Anamur’un kuzey batısında yer almakta olan Çamurlu yaylasına gelindiğinde oradan yaya yürüyüşü ile dört saatlik bir yolla Çukurpınar EGMA düdeninin ağzına(giriş kısmına) varılır. Çukurpınar düdeni deniz seviyesinden1890 metre yükseklikte yer almaktadır.

 Çukurpınar mağarası şu anda dünya mağaraları içerisinde ikinci sırada yer almaktadır. Birinci sırada ise Fransa’nın bir mağarası yer almaktadır. Boğaziçi Üniversitesi Mağaracılık Araştırma Kolu (BUMAK) 1990 yılından beri bu mağarayı keşfetmeye uğraşmaktadır.

NATIONAL GEOGRAPHIC dergisinin EKİM 2004 tarihinde yayımlanan sayısında Yılmaz ÖZAKIN bir yazı yazarak Çukurpınar Düdeninde yapılan keşifle ilgili ayrıntılı bilgilere yer vermiştir. Yılmaz ÖZAKIN dergideki yazısında: “Mağaralarıyla ünlü Anamur'da Türkiye'nin inilebilen en derin mağarası Çukurpınar (EGMA) Mağarası notları yer almaktadır. EGMA Düdeni'nin girişi ilk olarak 1990 yılında keşfedildi. Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü (BÜMAK), 1992'deki ilk keşif gezisinde -65 metre derinliğe indi. İzleyen yıllarda BÜMAK'la birlikte Mağara Araştırma Derneği'nden (MAD) mağaracılar da EGMA Düdeni'nin bir insanın zorlukla geçebileceği dar geçitlerinden aşağılara doğru yol aldı.

1993'te -232, 1994'te -530, 1995'te -672 ve 1996 yılında ise -1032 metreye ulaşıldı. 1997 yılındaki keşif gezisinde -1377 metreye kadar inildi. Ancak 2001 yılında, -1319 metreye ulaşıldıktan sonra aniden gelen selin, -1285 metrede bulunan mağaracı Mehmet Ali Özel'in ölümüne neden olması sonucu keşfe bir süre ara verildi. Yerel halkın Peynirlikönü Düdeni adını verdiği mağara bu tarihten sonra, bir trafik kazasında yaşamını yitiren mağaracı Evren Günay ve Mehmet Ali Özel'in adıyla, EGMA Düdeni olarak anılmaya başlandı. Bu yıl BÜMAK ve Bulgaristan Mağaracılık Federasyonu (BFS mağaracılarından oluşan 17 kişilik ekip tarafından Temmuz-Ağustos aylarında gerçekleştirilen keşifte ulaşılabilen en derin nokta olan -1429 metreye inildi. Bu derinlik aynı zamanda Türkiye'deki mağaralar arasında ulaşılan en derin noktaydı.” demektedir. ( NATIONAL GEOGRAPHIC Ekim 2004)

Yine aynı yazıda: “Yükseklikteki tünellerden çantaları elden ele geçirerek ilerliyoruz. 20 dakika sonra, üç yıl önce öylece bıraktığımız ilk "döşeme"nin -inişe yardımcı olan iplerle oluşturulmuş düzenek olduğu uzun inişteyiz. Malzemelerdeki aşınma çok değil, ama en küçük bir riske dahi tahammülümüz yok. Tüm karabinleri, karahinleri dübellere bağlamaya yarayan alüminyum kulakları ve ipi değiştiriyoruz. Aşağı doğru devam ettikçe diğer inişlerdeki malzemenin daha iyi durumda olduğunu fark ediyoruz. Her nasılsa, mağaranın nemli ortamında daha hızlı işleyen yıpranma süreci henüz metal malzemeye zarar vermemiş. Girişten -212 metreye kadar ip döşüyor ve malzeme çantalarımızı burada bırakıp dönüşe geçiyoruz. 17.20'de girdiğimiz mağaradan, sabaha karşı 02.30'da çıkıyoruz.

EGMA Düdeni'nde çoğu yerde zemini kaplayan ve geçişi zorlaştıran göller var. 6°C sıcaklıktaki suyun ıslanmadan aşılması için mağara duvarlarına yardımcı ipler gerildi. 2001 yılındaki keşifte Gökçe Balçık, -65. metredeki gölün üzerinden bu iplere bağlanarak geçti (Önceki sayfalar) Mağara içi ve yüzey kampı arasında telsizle iletişimin mümkün olmaması nedeniyle 3 kilometrelik bir telefon hattı döşendi (solda). Mağaracılar, girişteki dar alandan herhangi bir yere takılmadan geçebilmek için, üzerlerinde taşıdıkları iniş-çıkış aletlerini çantalarda geçirmek zorunda kaldı.” Diyerek mağaranın içyapısı ve araştırmanın zorluğu hakkında bize bilgi sunmaktadır.

Son yapılan araştırmada mağarada 1420 metre derinliğe kadar inilmiş, mağara ile ilgili detaylı bilgiler elde edilmiş bulunmaktadır. BUMAK araştırma ekibi mağaranın i,çerisinde yer alan bölümlerin büyük kısmını isimlendirmiştir. İsimlendirmede keşfi yapılan bölümlerin özellikleri de dikkatte alınarak bölümlere, ışıltılı, kurnalı galeriler, zümrüt, sarkaçlı, derin göl, basamaklı, sanat gölü gibi adlar koymuşlardır. Şu anda normal yollarla bu mağaraya inilip, ziyaretçilerin bu bölümleri görmesi mümkün bulunmamaktadır. Bir takım teknik cihazlar ve iniş, geçiş malzemeleri de kullanılmak suretiyle mağara içinde uzmanlar keşif faaliyetini süründürebilmektedirler. Bu keşifler sırasında mağaranın içine sel gelmesi sonucu ilgili ekip yakın arkadaşlarından birini kaybettiği için mağaranın adını EGMA Düdeni alarak koymuştur. Çukurpınar düdeni; Çukurpınar EGMA Düdeni olarak isimlendirilmiştir.

Çukurpınar mağarasında birikip yeraltına inen sular duru pınar ismiyle Anamur’un Toros dağ köylerinden olan Sugözü köyünde ortaya çıkar ve Kocaçay’a (Dragon’a) karışır.

Çukurpınar mağarası ilmi tanımlaması ile: “Alp'in kıvrılmasından etkilenmiş horizontel diskordan olarak miyosen denizinde çökelmiş kalker içinde bulunan düden oluşumlu aktif bir mağaradır.”

Çalışmalar ilerlemiş olmasına rağmen mağara tam olarak keşfedilebilmiş de değildir. Belki ileri tarihlerde mağaranın keşfi tamamlanacak, ulaşım için yol yapılması ile birlikte insanların ziyaretine açılabilecektir. Doğal zenginliklerimizin ortaya çıkmasında ölüm pahasına araştırmalarını sürdüren BUMAK ekibine teşekkür etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor.


Tags: