Gönderen Konu: Kaz Dağları'nda oksijen safarisi  (Okunma sayısı 5357 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı peperuda

  • Tam Üye
  • ***
  • İleti: 399
  • Insan arzuyu fikir zanneder.
Kaz Dağları'nda oksijen safarisi
« : 29 Temmuz 2011, 11:32:26 »
Dünyanın en kaliteli oksijeninin iki yerde olduğu söylenir: Biri Himalayalar, diğeri de Kaz Dağları. Ama Balıkesirlilere sorarsanız, Kaz Dağları'nın oksijeni çok daha kaliteli. Mantıklı bir gerekçeleri var. Kaz Dağları çam ve zeytin ağaçlarıyla dolu. Her iki ağaç da yıl boyu yapraklarını dökmez. Yani yılın her ayı oksijen üretiyorlar. Dünyada oksijeni bitkilerden başka bir de denizdeki alg yosunları üretiyor. Ege Denizi özellikle Kaz Dağları'nın sahilleri deniz oksijeni açısından da oldukça zengin. Kaz Dağları'ndaki derin kanyonlar, baca görevi görerek alg yosunlarının ürettiği bu oksijeni zirveye doğru taşıyor.

Şahindere Kanyonu boyunca ağaçların gövdelerindeki yosunlar, bu ağaçların ürettiği oksijenle denizdeki oksijenin buluştuğunu kanıtlıyor. Avcılar köyü işte bu oksijen deposunda, Kaz Dağı'nda kurulu. Balıkesir Altınoluk'a bağlı köyde ahali, önceleri zeytincilik ve hayvancılıkla geçinir, yakacak odununu ormandan sağlarmış. Kaz Dağları milli park olduktan sonra hayvancılık yapmaları yasaklanınca köylü kooperatif kurmuş (2004), 7 cip almış ve bir vakitler hayvanlarını otlattıkları meraları, Ege Denizi'ni seyre daldıkları tepeleri ve yakacak ihtiyacını karşıladıkları ormanları ziyaretçilere gezdirir olmuşlar.

Oksijen zihin açıyor

Kaz Dağları Milli Parkı'na iki yerden giriliyor. Biri Avcılar köyü Kaşladağı kapısı, diğeri de Zeytinli beldesi kapısı. Milli parklara herkes elini kolunu sallayarak giremiyor. Özel eğitimli bir kılavuzla Kaz Dağları gezilebiliyor. Üstü açık ciple asfaltta gitmek pek konforlu ama dağ yolunda, ata binmiş gibi oluyorsunuz. Yorucu ama zihin açıcı bir yolculuk bu. Malum, saf oksijen zihin açar. Üstüne bir de asırlık ağaçlar, eşi benzeri olmayan bitki türleri, yaban hayvanları ve deniz manzarası... Tüm bunlar her türlü yorgunluğa değer dedirtiyor.
Bir zamanlar ormancılık yapan Kaz Dağı köylüleri şimdi cipleriyle Kaz Dağı Milli Parkı'nda turist gezidiriyorlar.Aslında zeytin işiyle uğraşan İsmail Yayla, yazları turistlerle, kışları zeytinleriyle ilgileniyor.

Cip safari 17 kilometrelik bir parkurda yapılıyor. Avcılar köyü çıkışında Dedepınarı mevkiinden Balıkesir koyunu seyredip, Midilli adasının sahillerimize ne kadar yakın olduğunu gördükten sonra zeytinler ve kızılçamlar arasından milli parka giriliyor.

Fatih Sultan Mehmet'in pınarı

Ormanın içinde bozuk yollarda sallana sallana ilerleyen ciplerin yolcuları, bazen sadece yemyeşil ormanı bazen de alabildiğine uzanan masmavi denizi görüyor. Ağustos böceklerinin çığlıkları eşliğinde, yöre halkının ayı otu dediği yoğurda çok yakışan çaşır ve dağ çiçekleri arasında Zeybektaşı tepesine varılıyor. Zeybektaşı yüzyıllardır yangın gözetleme için kullanılmış. Yenilerde iki katlı bir kule yapılmış. 24 saat iki bekçi uçsuz bucaksız ormanı gözetliyor. Bir de safaricilerle sohbet ediyor. Onların fotoğraflarını çekiyor. 3 günde bir aşağıya köylerine çocuklarını görmeye gidiyorlar. "Manzara nefis, bir tarafta kızılçam ormanı, bir tarafta Midilli adası ve Ege Denizi. Böyle bir manzarada yaşanmaz mı? Eşiniz ve çocuklarınız gelsin." diyoruz. "Canları sıkılıyor, bir iki gün sonra manzara yetmiyor." diyorlar.

Safaricilerin bir sonraki durağı padişah pınarı. Ormanın ortasında çam ve palamut ağaçlarının arasından nazlı nazlı akan bir dere. Suyu o kadar berrak ki içinde yüzen alabalıkları görebiliyorsunuz. Suyun etrafında iki futbol sahası büyüklüğünde yemyeşil düz bir alan. Ağaç yok. Bir iki kuşburnu çalısı. Bir de ahşap çatılı, iki göz taş bir ev. Masalsı bir mekan. Birkaç ağaca hamak asılmış, salıncaklar yapılmış. Bir çardak, iki de ahşap masa var. Yorgun safaricilerin kimi elini yüzünü yıkıyor kimi de hamaklarda sallanıyor.

Padişah Pınarı'nın hikâyesini Milli Park kılavuzumuz Ahmet Erol'dan dinliyoruz: "Fatih Sultan Mehmet'in gemileri üzerinden kaydırdığı kızakları Kaz Dağları'ndaki çamlardan yaptırdığı söylenir. Hatta bizzat Fatih Sultan Mehmet buraya gelmiş, otağını Padişah Pınarı'na kurmuş, ağaçların kesim işlemlerinde bulunmuş. Buraya o sebeple Padişah Pınarı deniyor."

Dereden alabalıklar tutuluyor, ızgarada pişiriliyor, bol zeytinyağlı salata yapılıyor, ormandaki zeytin ağaçlarından toplanmış zeytinlerle karınlar doyuruluyor. Padişah pınarından kana kana su içtikten sonra safariye kalındığı yerden devam ediliyor.


ZAMAN
''Gidin, yeter ki ulaşamadığınız tek bir mahsun kalmasın....''

Çevrimdışı peperuda

  • Tam Üye
  • ***
  • İleti: 399
  • Insan arzuyu fikir zanneder.
Ynt: Kaz Dağları'nda oksijen safarisi
« Yanıtla #1 : 29 Temmuz 2011, 11:34:37 »
inanın ben böyle bir güzellik görmedim ve bu yıl gidemediğim için çok üzgünüm
''Gidin, yeter ki ulaşamadığınız tek bir mahsun kalmasın....''

Tags: