Gönderen Konu: EGEDE GÖRÜLMESİ GEREKEN 10 YER  (Okunma sayısı 15247 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7726
    • insan ve doğa
EGEDE GÖRÜLMESİ GEREKEN 10 YER
« : 12 Ekim 2009, 22:59:54 »
   
Dünya denizcilik tarihinin başlangıç noktasında bulunan Ege Bölgesi, insanlığın da en eski yerleşim alanlarından biri. Tarihte çok sayıda uygarlığın vatanı oldu.

Milas ya da Priene’deki bir binanın malzemesine baktığınızda onun alt katmanlarında binlerce yılın izini bulabilirsiniz. Eğer gezerken, gezdiğiniz yerlerin tarihini, daha önce oralarda kimlerin nasıl yaşadığını da öğrenmek hoşunuza gidiyorsa, antik kentler sizin için birkaç taş parçası olmaktan daha fazlasıysa listemize mutlaka bir bakın. Çünkü bu hafta jüri üyelerimize Ege’de görülmeye değer 10 yeri sorduk. Ağırlıklı olarak antik kentler, ören yerleri ile hâlâ yerleşim bölgesi olan kentler listemize girdi.

EN İYİ 10

1-Efes
2-Bafa Gölü
3-Afrodisias
4-Bergama Antik Kenti
5-Seferihisar
6-Kula
7-Priene
8-Miletos
9-Cunda Adası
10-Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi


EFES

Meryem Ana’yı ağırladı

İzmir’in 70 kilometre güneyinde, Küçük Menderes deltasında yer alan Efes Antik Kenti’nin tarihi, arkeolojik buluntulara göre İÖ 5000 yıllarına kadar dayanıyor. En önemli yapıları Amfitiyatro, Celcius Kütüphanesi, Odeon Meydanı, Artemis Tapınağı ve Yamaç Evleri. Meryem Ana’nın da Efes’e geldiği söyleniyor. Jüri üyemiz Faruk Pekin; “Pagan, Hıristiyan ve Doğu Roma döneminin en abideli kenti.” diyor. Mehmet Yaşin ise “24 bin kişilik muhteşem tiyatrosunda hayallere dalabilmek için gidilmesi gereken bir antik şaheser” diyor. Selçuk Efes Müzesi’ndeki belli başlı eserler arasında Efes Artemis heykeli, yunuslu Eros, tavşanlı Eros, Eros başı, mermer Artemis heykeli, Mısırlı rahip heykeli, İsia heykeli, çeşitli mitolojik tanrı heykelleri ve Sokrates başı bulunuyor. Haftanın her günü 08.30-18.30 arası ziyarete açık. Bilet fiyatları yerli ve yabancı turistler için 5 lira.

BAFA GÖLÜ

Doğa yürüyüşü ve tekne gezisi

Ege bölgesinin en büyük gölü olan Bafa Gölü’nün etrafında yapılabilecek pek çok aktivite var. Doğa yürüyüşleri yapabilir, kuşları izleyebilir, kamp kurabilirsiniz. Gölde üzerinde manastır kalıntıları bulunan adalar yer alıyor. Kalıntıların çoğu Kapıkırı Köyü’yle içiçe. En görkemlisi, Helenistik dönemden kalan surları. Köyün içinde, artık kullanılmayan Kapıkırı İlkokulu’nun biraz üzerinde, kente hakim kayalık bir tepede Athena Tapınağı yükseliyor. Herakleia’nın Agora’sı ilkokulun bahçesinde. Söke’ye 25 kilometre mesafedeki Bafa Gölü, 60 kilometrekare alana yayılıyor. Denizle bağlantısı nedeniyle Bafa Gölü’nün suyu biraz tuzlu, biraz da tatlı.

AFRODİSYAS

Heykel okullarıyla ünlü

Antik kent, Aydın’ın Karacasu İlçesi, Geyre Beldesi’nde denizden 600 metre yüksekteki bir platoda yer alıyor. Gladyatör dövüşlerinin yapıldığı Stadyum, Agora, Hadriyan Hamamları, on bin kişilik tiyatro kentin en önemli binaları. Tavit Köletavitoğlu “Dünyada en iyi korunmuş bir stadyumu ve yöre mermerlerini kullanan bir heykel okulu var” diyor. Yıldırım Güngör ise “Bergama ve Efes ile birlikte Batı Anadolu’nun en görkemli şehri bence” diyor. Müzede Roma, Bizans ve Erken İslami Devir eserlerini görmek mümkün. Her gün 08.30-19.00 arası açık. Karacasu’dan Afrodisias’a her gün dolmuş kalkıyor. Bilet fiyatları yerli ve yabancı turistler için 8 TL.

BERGAMA ANTİK KENTİ

Ölüm buraya giremez

Bergama ’nın adını kahraman Pergamon ’dan aldığına inanılıyor. Bergama, kapısında “Tanrılar Adına, Ölüm Buraya Giremez!” yazan dünyanın ilk büyük sağlık merkezi Asklepion’un kurulduğu yer. Dünyanın en dik amfitiyatrolarından birini barındırıyor. 1870’lerde Ege’den Almanya’ya taşınan ünlü Zeus Sunağı bugün Berlin’deki Bergama Müzesi’nde. Bergama merkezine 1 kilometre mesafedeki Kızıl Avlu, Helenistik çağda ünlü bir krallık ve sanat merkezi olan Bergama Akropolü, Bergama Kalesi, Trian Tapınağı en çok ilgi gören yerleri. Jüri üyemiz Yaşar Aksoy; “Bergama’nın, 200 bin rulo kitaptan oluşan evrensel kütüphanesi görülmeye değer” diyor.

SEFERİHİSAR

Türkiye’nin ilk yavaş şehir adayı

Türkiye’nin ilk yavaş şehri olmak için Citta Slow International’a başvuran Seferihisar, M.Ö. 3 bin yıllarına kadar uzanan tarihsel zenginliği bir yana, Ortaçağ’dan kalma kalesi ve kale duvarları içindeki yerleşimiyle, Ege’nin dikkat çeken bir yöresi. Büyük bölümü düzenli bir görünüme sahip Sığacık, beyaz ağırlıklı bir köy. Birkaç kilometre ötede Akkum plajı ve Teos Antik kenti var. Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılmış kalesi ve Doğanbey-Gerenalanı mevkiindeki Karaköse Harabeleri en ilgi çeken yerleri. Surların önemli bir kısmı ayakta. Sığacık’tan bir küçük tekneye binip, çevredeki koylarda denize girebilir, kendinizi şımartabilirsiniz.

KULA

Lavlar üzerinde yürüyüş

Manisa’nın Kula ilçesi, Türk Evi olarak adlandırılan, Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan, 18. ve 19. yüzyıl yapısı evleriyle ünlü. Divlit Yanardağı bölgenin dikkat çeken bir diğer parçası. Daha dün sönmüş izlenimi veren volkan konileri, Türkiye’nin en önemli ve en genç oluşumları. Bu alanda 68’den fazla genç volkan konisi var. Kula Volkanizması’nın en genç oluşumu, terk edilmiş olan Çakallar Köyü’nün bulunduğu tepenin yamacı. Burada bir cüruf ocağında çalışmalar sırasında, l0-12 bin yıl öncesine ait ayak izleri bulunmuş. 1969’da sayısı 200 olarak belirlenen ayak izlerinden bugün ancak 10-12 tanesi yerinde görülebiliyor.

PRIENE

En muazzam yapısı Athena Tapınağı

Aydın’ın Söke ilçesi sınırlarında bulunan, Mykale dağının yamaçlarına kurulu Priene Antik Kenti, 12 İyon kentinden biri. Dünyada ilk olarak 2500 yıl önce Milet’te uygulanan ızgara şehir planıyla yapılan Priene, orijinal halini koruyan nadir yerlerden biri. Şehrin koruyucusu olan Tanrıça Athena’ya adanan tapınak ise Priene’nin en muazzam yapısı. Şehrin biri batıda diğer ikisi doğuda olmak üzere üç kapısı var. Jüri üyemiz Faruk Pekin; “Batı Anadolu’nun ızgara kent planıyla ünlü yerleşim yeri. Özellikle sarnıç, tiyatro, tapınak ve Kilise kalıntıları görülmeli” diyor. Jüri üyemiz Reyan Tuvi; “Arkeolojide Helenistik çağın en güzel kentlerinden biri olarak bilinir. Ayrıca Priene, Antik Çağ’ın yedi bilgesinden birisi sayılan filozof ve hukukçu daha sonraları Kapadokya bölgesinde karşımıza çıkacak olan Bias’ın çocukluğunu geçirdiği yer” diyor.

MİLETOS

İlk geometrik kent planı

Aydın’ın Didim İlçesi’nde bulunan Miletos Antik Kenti, M.Ö. 6. yüzyılda Thales’ten itibaren Batı Anadolu kıyılarında, dünya tarihini etkileyecek şekilde gelişen kentlerin arasında yer alır. Miletos ören yerinde Anadolu topraklarındaki en büyük amfitiyatroyu görmek mümkün. Tiyatro gezildikten sonra önündeki Kervansaray, Faustina Hamamı, İlyas Bey Camii, Bouleuterion, İonik Stoa, Kuzey Agora, Hereon gibi başlıca yapıtlar görülmeye değer. Bir parçası Berlin’de bulunan Agora binasının diğer parçası burada teşhir ediliyor. Her gün 08.30-19.00 saatleri arası ziyarete açık. Giriş 3 lira. Söke’den karayoluyla ulaşabilirsiniz.

CUNDA ADASI

Çam ve zeytin ağaçlarıyla dolu

Adadaki yerleşimin geçmişi bundan 3500 yıl öncesine kadar uzanıyor. Jüri üyelerimizin ‘huzur destinasyonu’ dediği Cunda, Osmanlı döneminde, Ortodoks Rumlar için önemli bir dini merkezmiş. Eskiden Rumların Kokuluada (Moshinos) dedikleri Cunda’nın etrafı çam ve zeytin ağaçlarıyla dolu. Çataltepe denilen bölgedeki denize sıfır Ayışığı Manastırı, Taksiyarhis Kilisesi, kendine özgü sokakları ve eski Rum evleri, evlerin rengarenk kapıları, iskele boyunca sıralanan ünlü balıkçı lokantaları dikkat çekiyor. Geleneksel sivil taş mimarinin en seçkin örneklerinin bulunduğu Cunda’daki yapıların bir kısmı butik otel ve pansiyona dönüştürülmüş. Paparina adlı balığı meşhur.

BODRUM SUALTI ARKEOLOJİ MÜZESİ

Özel övgü ödülü aldı

Çağdaş müzecilikte Avrupa’nın en iyi sekiz müzesi arasında gösteriliyor. Saint Jean Şövalyeleri’nin 1406-1522 yılları arasında inşa ettiği Bodrum Kalesi’nin içinde. 1995’te Avrupa Özel Övgü Ödülü aldı. Kayralı Prenses Salonu, M.S. 7. yüzyıla ait Doğu Roma Batığı, Cam Batığı Salonu, Tektaş Batığı ve Amphora Sergilemeleri, ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken bölümler arasında. Pazartesi hariç her gün 09.00-19.00 arası ziyarete açık. Geçen yıl 199 bin 493 kişinin ziyaret ettiği müzeye giriş ücreti yerli ve yabancı tüm ziyaretçiler için 10 lira. Karyalı Prenses Salonu ve Cam Batığı Salonu’na giriş için ekstra ücret ödeniyor.

http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=25175&rid=4369
« Son Düzenleme: 18 Nisan 2010, 08:04:37 Gönderen: GeZGiN »

Tags: