Gönderen Konu: Ormanlar Ülkesi Almanya  (Okunma sayısı 3519 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7728
    • insan ve doğa
Ormanlar Ülkesi Almanya
« : 17 Nisan 2016, 19:48:09 »
Almanya bir ormanlar ülkesi. 81,5 milyonun üzerindeki nüfusu ile Avrupa Birliği`nin en kalabalık ülkesinin yüzölçümü Türkiye’nin yarısından daha az ama toplam alanının üçte biri yani 11,1 milyon hektarı ormanlarla kaplı. Bu oran 16. yüzyıl başındakinden daha az değil. İster “Kara Ormanlar” (Schwarzwald) ister Harz bölgesi, ister Fichtelgebirge isterse de Thüringen ya da Pfalz Ormanı olsun, tüm kentsel ve endüstriyel kümeleşme bölgeleri büyük yeşil adalarla yan yana yükseliyor. Çek Cumhuriyeti’ndeki Bohemya Ormanları ile birleşen Bavyera Ormanları Orta Avrupa’nın en büyük bütünlüklü ormanlık alanını oluşturuyor. Almanya’nın en büyük ulusal parkı da 12.000 hektarlık alanıyla burada bulunuyor. Bu park ülke sınırlarını aşarak Çek tarafında bulunan ulusal parka uzanıyor ve birlikte Orta Avrupa’nın en büyük orman koruma bölgesini oluşturuyorlar.
 
Almanya’daki ormanlık alanların büyük bölümünü, yani yaklaşık yüzde 60’ını ağırlıklı olarak çam ve ladin gibi iğne yapraklı ağaçlar oluşturuyor. Yapraklı ağaçlar arasında ise kayın ağaçları birinci sırada yer alıyor. Düzgün gümüşi gövdelerinin arasında güneş ışığının oynaştığı engin kayın ormanları Almanya’nın en güzel alanlarından. Almanya’da doğal halini neredeyse bütünüyle koruyan ve dev yaşlı ağaçlara ev sahipliği yapan beş kayın ormanı 2011 baharında UNESCO tarafından Doğal Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi. Bu ormanlar yaklaşık 4400 hektarlık bir alanı kaplıyor. Schorfheide Chorin Biyosfer Rezervi’nde bulunan Grumsin de bu ormanlardan biri. 600 hektar büyüklüğündeki bu orman, Berlin’den yalnızca bir saatlik mesafede. Burası ziyaretçilerine adeta zamanda yolculuk fırsatı sunuyor. Buzul Çağı burada izlerini bırakmış; insanlar yükselti ve çöküntülerle yarılmış bir alanda gezinebiliyorlar. Bu ormanları yüzyıllar boyu kesilip tarım alanına dönüştürülmekten koruyabilecek daha uygun bir coğrafi yapı olamazdı. Ağaçlar arasındaki bataklıklar, su birikintileri ve küçük orman gölleriyle burası orman ve sudan müteşekkil bir doğal anıt. Fakat insanlar burada her mevsim huzur bulamayabiliyor. Sivrisinekler UNESCO ile gelen yeni şöhretin bu rezerve çok fazla ziyaretçi çekmesini engellemek istermişçesine gezginleri geldiklerine pişman ediyor.
 
Birleşmiş Milletler 2011’i uluslararası orman yılı ilan etti. Amaç bu yaşam alanlarının gezegenimiz ve insanlar için taşıdığı büyük öneme tüm dünyada dikkat çekmek. Ormanlar dünyanın iklim ve hava sistemleri üzerinde çok önemli rol oynuyor. Su ve hava dengelerini düzenli-yor, hayvan ve bitkilerin tür çeşitliliği için eşsiz bir ortam sunuyor. Bu yılın her şeyden önce ormanların işlevlerine ilişkin tüm bilgilerin yaygınlaş-masına hizmet etmesi bekleniyor.
 
Almanya’da insanların ormanlara ilgisi tartışmasız çok büyük. Örneğin Müritz Ulusal Parkı her yıl yarım milyonu aşkın ziyaretçiyi ağırlıyor. Uluslararası orman yılında bu ilgiye karşılık yeni ve zengin etkinlik olanakları sunuldu. Federal Beslenme, Tarım ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı Almanya’nın her köşesinde 5000’i aşkın etkinlik düzenliyor. Geziler, rehberli orman turları, konserler, ağaç dikimleri. Yılın son etkinliği olarak Berlin’deki Alman Tarih Müzesi 2 Aralık 2011 tarihi itibariyle “Alman Ormanları, Bir Kültür Tarihi” başlıklı bir sergi açacak. Burada resim ve edebiyat dünyasında orman sahneleri sergilenecek. Sergi 4 Mart 2012’ye kadar açık kalacak.
 
Almanya’da orman bilincinin yüksek olmasının sebeplerinden biri de bu “yeşil akciğerlerin” dinlence ve spor için yoğun bir şekilde kullanılıyor oluşu. Yapılan bir araştırmaya göre Almanya’da yaşayan insanların yüzde 50’si en azından her iki haftada bir ormana gidiyor. İster koşu, ister trekking isterse sade bir gezintiyle, gündelik yaşa-mın keşmekeşinden kaçarak huzuru yeşilde arıyorlar. Bilim insanlarının özgün orman iklimi olarak detaylandırarak tanımladıkları şey insanlar için “ciğerlere çekilecek temiz hava”, güneşten ve gürültüye karşı korunma, uygun bir nem oranı ve daha pek çok özellik.
 
Almanya’daki ormanlık alanların yaklaşık yüzde 15’i kayın, yüzde 10’u ise meşeyle kaplı. Botanikçilerin belirttiğine göre eğer insan müdahalesi olmasaydı, kayın ağaçları dağlık bölgeler dışında Almanya’da neredeyse tüm alanları kaplayacak kadar yayılırdı. İğne yapraklı ağaçlardan ladin (%28) ve çamın (%23) baskınlığı ise insan eliyle gerçekleşmiş. Ladinin yıllık büyüme hızının yüksek olması ve pek çok alanda kullanıma uygun oluşu yüksek verim ve gelir vaat ediyor. Fakat fırtınalarda zarar görmesi, hastalıklara ve zararlılara karşı daha savunmasız olması yüzünden, risk azaltılması hedefiyle Almanya’nın ormanlarındaki yapının dönüştürül-mesine başlandı. Ağaçlandırma çalışmalarında yapraklı ağaçların dikimine ağırlık verilerek karma ormanların oranı arttırılıyor. Ağaç seçiminde genel iklim değişikliğinin hali hazırda hissedilen ve gelecekte ortaya çıkacak etkilerini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Günümüzde kesin olarak ortaya çıkan bir şey varsa o da uzun kuraklık dönemlerinde ve sıcak karşı-sında yoğun stres altında kalan ladinin dikili olduğu mevcut alanlarda bir azalma olacağı. Kayın, çam ve meşe söz konusu koşullar karşısında daha dayanıklı ağaçlar olma özelliğine sahipler.
 
Almanya ormanlarının mevcut durumu Federal Orman Envanterlerinde değerlendiriliyor. Özellikle meşe ve kayınlarda tepe bölgesi zarar görmüş ağaç oranı çok yüksek. Her ne kadar 80’li yıllarda korkulan “orman ölümleri” gerçekleşmediyse de ağaçların sürekli denetim altında tutulması elzem bir görev olmaya devam ediyor. İster hava kirliliğinin etkileri, isterse aşırı gübreleme, orman zeminindeki süreçlerin araştırılması ya da bakterilerin ve mantarların davranış biçimleri olsun, ormanlar bugüne kadar hiç olmadığı kadar bilimin gündemine yerleşti.
 
Ormanlar ekonomik açıdan da önemli bir faktör. Ormancılık ve kereste sektörü Almanya’nın en büyük sektörleri arasında yer alıyor. Yaklaşık 1,2 milyon çalışan ve yıllık 170 milyar Avroluk bir ciro ile çarpıcı rakamlar ortaya çıkıyor. Almanya, Avrupa’nın en zengin ormanlık ülkelerinden biri. Burada ağaçlar her saniye, kenar uzunluğu 1,55 metre olan bir küp büyüklüğünde kereste üretiyor. Alman ormanlarının aşırı kullanılması bir yana, büyüme oranı kesim oranından daha yüksek. Yani enerji üretimine yönelik rezervler de mevcut. Ormanların kullanımı yakın bir zamanda büyük değişim geçirebilir. İklim değişikliğinin gölgesinde kereste büyük önem kazanıyor. Biyokütle santrallerinden ısıtmaya dek enerji üretimine yönelik kullanımının yanı sıra, yapı sektörü ve günlük hayata yönelik pek çok başka sektörde kullanımının da karbondioksit bilançosunda belirgin bir düşüş sağlaması bekleniyor. Kereste enerji kaynağı olarak yeniden yetiştirilebilen hammaddelerin tüm avantajlarına sahip. Bu hedeflerin hepsi hayata geçirildiğinde ağaç sektöründe büyük bir talep artışı bekleniyor. Dolayısıyla doğa ve orman koruma, yeterli orman alanının muhafaza edilmesi, solucanlar ve böcekler için yeterli “ölü ağaç”ın onlara terk edilmesi gibi bir görevi gerekli kılıyor.
 
Ormanlar Almanya’da ve dünyada geleceğin en önemli çalışma alanlarından birini oluşturuyor. Fakat ağaçlar insanlara kıyasla farklı bir zaman ölçüsüne sahip. Onlar onlarca ve yüzlerce yıl içerisinde büyüyor. Bu da önlemlerin işe yaraması için çok önceden başla-narak ele alınması gerektiği anlamına geliyor. Bir Alman atasözünde belirtildiği gibi, ağaçlara bak-maktan ormanı göremeyenlere, kendilerini toparlamaları ve yollarını bulabilmeleri için bol bol açık havaya çıkmaları önerilir.
 
Kaynak: http://www.ekolojimagazin.com/index.php?s=magazin&id=640

Tags: