Gönderen Konu: Çayın Tarihçesi  (Okunma sayısı 2472 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7747
    • insan ve doğa
Çayın Tarihçesi
« : 31 Temmuz 2016, 11:44:10 »
ÇAY BİTKİSİ :
Çay (Camellia Sinensis), çaygiller familyasından nemli iklimlerde yetişen, yaprak ve tomurcukları içecek maddesi üretmekte kullanılan bir tarım bitkisi.
Anavatanı Güney ve Güneydoğu Asya olmasına karşın dünya üzerinde tropik ve subtropikal bölgelerde de yetiştirilmektedir. Tarım amaçlı yetiştirilenler 2m`nin altında küçük ağaç görünümünde herdem yeşil bitkilerdir. Serbest bırakıldığında 9m boyunda bir ağaç formunu kazanır. Kuvvetli ana köke sahiptir.
Çay büyük bir farkla Asya`da, daha düşük oranda Afrika, Amerika, Avustralya ve hatta Avrupa`da (Azorlar ve Türkiye`de) yetiştirilir. En önemli çay üreten ülkeler Çin, Hindistan, Kenya, Sri Lanka ve Türkiye`dir. Bu ülkeler toplam dünya çay üretiminin dörtte üçünü karşılar.



ÇAYIN TARİHÇESİ:
Çayın serüveni 5000 yıl öncesinde Çin`de başlar. Efsaneye göre Çin`in ilk hükümdarlarından olan Shen Nung`un fermanları arasında sağlık açısından tüm suların kaynatılarak içilmesi de bulunuyordu. İmparatorluğun ücra köşelerinden birinde bulunduğu bir yaz günü, imparator vemaiyeti dinlenmek üzere durur ve hizmetçiler efendilerinin buyruğu üzerine içmek için su kaynatmaya koyulurlar. Kaynamakta olan suyun içine yakındaki bir çalıdan kuru yapraklar düşer ve suyun rengi değişir. Bu karışımı içen imparator bunu çok ferahlatıcı bulur. Efsaneye göre çay ilk olarak böyle keşfedilmiştir.
Japonya`nın etkisi Japonya`ya ilk çay tohumlarını Çin`den memleketine dönmekte olan Budist rahip Yeisei getirmiştir. Japonlar için çayın babası sayılan Yesei, Çin`de çayın dinsel meditasyonu yoğunlaştırıcı etkisini de görmüştür. Bu nedenle, çay Japonlar için daima Zen Budizmi ile de ilintilidir. Japonya`da çay saraydan manastırlara ve oradanda toplumun tüm katmanlarına büyük bir hızla yayılır. Hindistan`da da çayın keşfi Japon keşişin efsanesine dayandırılır.

Avrupa`nın bu gizemli tat ile buluşması 17.yüzyılda gerçekleşir. İngilizler sağlık ve zindeliğin sunulduğu bu sıcak içeceği o kadar çok benimserler ki, bunu bir yaşam tarzı haline getirirler adeta. 18.yüzyılda da bugün dünyanın en büyük çay yetiştirilen bölgesi sayılan Assam ve Seylan Adası`nda çay bahçeleri oluştururlar. Üretilen bu çayları Avrupa`ya hızlı olarak taşımak içinde, süratli yelkenliler yaparlar. Türkiye`nin çayla tanışması 1787 tarihinde, Japonya`dan getirilen çay tohumlarının ekilmesiyle başlar. Bursa civarında gerçekleşen ilk ekim çalışmaları iklim şartlarının olumsuzluğu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanır.  Ancak 1917 yılında, zamanın Halkalı Ziraat Mektebi Alisi müdür vekili ve botanikçi olan Ali Rıza Erten yapmı olduğu teknik çalışmalar sonucunda 16.02.1924 tarihinde Rize`de çay yetiştirilmesi için meclisten onay alır ve gününmüz çay üretiminin temelleri bu şekilde atılmış olur. 1947`de kurulan ilk fabrika ile üretim hızlandı. Geç bir buluşma olmasına karşın, Türk insanı çok sevdi ve günün her saatine, her mekanına taşıdı bu sıcak içeceği. Dünya üzerinde ki tarihi ile kıyaslanınca Türkiye`nin çayla tanışmasının geç bir tarihe denk geldiği görülmektedir. Buna rağmen, Türk insanı çayı çok sever ve günün her saatine , her mekanına taşır.



ÇAY KÜLTÜRLERİ :
TÜRKLER => "Tavşan Kanı" olarak adlandırdıkları çaylarını günün her saatinde, limonlu veya şekerli veya şekersiz, sohbetlerin vazgeçilmez içeceği olarak tüketilir.
İNGİLİZLER => Süt ekleyerek çaylarını tüketirler ve Beş Saatleri bir klasiktir.
ÇİNLİLER => Yeşil Çayın her derde deva olduğuna inanırlar.
JAPONLAR => Çay içmek kültürdür, dini bir ritüeldir.
KUZEY AFRİKA => Çaylarını Nane ile aromalandırarak tüketirler.
RUSLAR => "Kıtlama" dedikleri şeker ile çaylarını tüketirler.
TİBET => Süt veya su ile demlediklten sonra tereyağı ile karıştırarak çaylarını içerler.
Dünyanın her yerinde, herkese farklı bir lezzet farklı bir içim sunsa da, Çay hayatımızın vazgeçilmez bir içeceğidir.
« Son Düzenleme: 31 Temmuz 2016, 11:50:43 Gönderen: GeZGiN »

Tags: