Gönderen Konu: Karçal Dağları  (Okunma sayısı 1597 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GeZGiN

  • Yönetici
  • DoğaKolik
  • *****
  • İleti: 7728
    • insan ve doğa
Karçal Dağları
« : 05 Nisan 2018, 05:19:33 »
Karçal Dağları veya Karaçal Dağı, Türkiye'nin kuzeydoğu ucunda, Artvin ili sınırları içinde kalan dağ silsilesi. Borçka ile Şavşat ilçelerini birbirinden ayırır. Bu dağlar, Çoruh ve Berta vadileri ile Gürcistan sınırına kadar uzanır. En yüksek yeri 3.428 metredir. Buzul ve buzul göllerinin de bulunduğu Karçal Dağları, özellikle trekkingciler için gözde yerlerdendir.



Konum
Karçal Dağları veya Karaçal Dağı, Türkiye'nin kuzeydoğu ucunda (41.25°K, 41- 58°D, 3415 m), Artvin ili sınırları içinde kalan dağ silsilesi Artvin ilinin 25 km kuzeydoğusunda yer alır. Borçka ile Şavşat ilçelerini birbirinden ayırır. Bu dağlar, Çoruh ve Berta vadileri ile Gürcistan sınırına kadar uzanır. En yüksek yeri 3.428 metredir. Buzul ve buzul göllerinin de bulunduğu Karçal Dağları, özellikle trekkingciler için gözde yerlerdendir.Bazı haritalarda bu dağın ismi Karaçal olarak da geçmektedir. Doğu Karadeniz Dağları’ndan ayrı bir konumda yer aldıklarından dolayı, başka bir alt başlıkta değerlendirilmişlerdir.

Biyolojik çeşitlilik
Gürcistan sınırında yer alan Karçal Dağları biyolojik çeşitlilik açısından Türkiye’nin en önemli yerlerindendir. Doğu Karadeniz ılıman kuşak karışık yapraklı ormanlarının en iyi örneklerine sahip olan Karçal Dağları’nın en önemli özellikleri, ani yükseklik değişimleriyle ortaya çıkan ekosistem çeşitliliği, yüksek endemizm oranı ve zengin yaban hayatıdır.

Bitki coğrafyası açısından, Avrupa-Sibirya Floristik Bölgesi’nin "Kolşik" bölümünde yer alan Karçal Dağları, WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) ve IUCN (Dünya Doğayı Koruma Birliği) tarafından belirlenen, küresel düzeyde korunmada öncelikli “200 Ekolojik Bölge”den birisi olan “Kafkasya ve Kuzey Anadolu Ilıman Kuşak Ormanları” sınırları içinde kalmaktadır. Conservation International (CI), Dünya Bankası ve GEF gibi uluslararası kuruluşlar da Kafkasya Bölgesini, dünyanın en zengin ama tehlike altındaki 25 karasal "ekolojik bölge"sinden biri olarak göstermektedir. Bölge, Avrupa ve Orta Asya'yı içine alan coğrafyadaki en geniş doğal yaşlı orman ekosistemlerine sahiptir.

Doğu kayını (Fagus orientalis)

Önemli Bitki Alanı olan bu dağ silsilesi, çoğunlukla bozulmadan kalmış geniş ve iğne yapraklı orman, çalı, alpin çayır, sarp kayalık ve zirve bitki topluluklarını içerir. Florası ayrıntılı çalışılmamasına karşın, Karçal Dağları’nda ülke çapında nadir en az 61 bitki taksonunun yetiştiği bilinmektedir. Doğu kayını (Fagus orientalis) ve doğu ladininin (Picea orientalis) hakim olduğu karışık ormanlarda kestane (Castanea sativa), doğu gürgeni (Carpinu sorientalis), Kafkas ıhlamuru (Tilia rubra ssp. caucasica) gibi daha birçok ağaç türüne ve huş meşcerelerine rastlamak mümkündür.

Çeşitliliği en yüksek ormanlar, 400 ve 1000 m yükseltiler arasında değişir. Başlıca ağaç türleri kestane, doğu gürgeni, kızılağaç (Alnus glutinosa), doğu ladini, doğu kayını, Kafkas ıhlamuru, saplı meşe (Quercus robur), fındık (Corylus avellana) ve sapsız meşe (Quercus petraea)’dir. 1000-1800 m yükseltiler arasında, kayın ve ladin egemenliğindeki doğal yaşlı ormanlar görülür. Bunun üzerinde, orman gülleri (Rhododendron spp.), ayı üzümü (Vaccinium arctostaphylos), bodur ardıçlar (Juniperus communis ssp. nana) ve defne (Daphne glomerata) bulunur. 2000-2400 m’ler arası, çok sayıda kolşik endemiklere sahip alpin çayırlıklar zonudur. Burada, küçük meşcereler halinde Siğilli huş (Betula pendula) ve Kızılağaç yapraklı huş (Betula medwediewii) ağaçlarına rastlanır. Alanda lokal olarak bulunan bir bitki türü olan ayı üzümü (Vaccinium arctostaphylos), Bern Sözleşmesi Ek Liste I’de yer alır. Ağaç sınırı yakınlarında (2200-2500 m), boylu çalı toplulukları yer alır. Alpin kuşağında (2200-3415 m) ise bodur çalılar ve otsu bitkiler ağırlıktadır. İnsan etkisinin görece az olduğu doğal yaşlı ormanlar, yaban hayatı için de uygun yaşam ortamı oluşturur. Bozayı (Ursus arctos), yaban keçisi (Capra aegagrus), ulu geyik (Cervus elaphus), çengel boynuzlu dağ keçisi (Rupicapra rupicapra), kurt (Canis lupus), vaşak (Lynx lynx), çakal (Canis aureus), tilki (Vulpes vulpes), yaban domuzu (Sus scrofa) ve su samuru (Lutra lutra) alanda bulunan çok sayıdaki yaban hayvanından ilk akla gelenleridir. Karçal Dağları, bozayı popülasyonu açısından yalnızca Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da en önemli yerleri arasındadır.

Buzul Jeomorfolojisi
Anadolu’ nun, kuzeydoğu ucunda, Çoruh Nehri ve kolları tarafından derince yarılmış vadilerin çevrelediği Karçal Dağı, tek ve yüksek bir kütle özelliği taşır. Batıdaki Kaçkar ve diğer zirvelerde granit, siyenit gibi iç püskürük kayaçlar hâkim durumda iken, Karçal Dağı’nda bazalt, andezit gibi volkanitler yaygındır. Karadeniz’e yaklaşık 40 km uzaklıkta bulunan ve zirveleri 3500 m’ye yaklaşan Karçal Dağı, bu alanı etkileyen hava kütlelerinin geliş yönü ile sıcaklık-yağış koşullarına bağlı olarak, Pleistosen’de buzullaşmaya uğramıştır . Pleistosen buzullaşması sonucunda gelişen buzul topografyasına ait şekiller ve özel koşullara sahip olan bazı buzullar günümüze kadar ulaşmıştır. Karçal buzullaşmasında, topografik koşulların önemli etkisi bulunmaktadır. Doğu Karadeniz Dağları’nın önce batı-doğu, daha sonra güneybatı-kuzeydoğu yönündeki uzanımı, bu kütlenin zirve bölümünde, ana hatları ile güney-kuzey doğrultuludur. Bu koşullar, bakı açısından farklı bir durum yaratmakta ve çok dar olan kuzey yamaçlardan sonra, doğu yamaçlar buzullaşma için en uygun kısımları oluşturmaktadır. Bu alanlar, buzullaşma ile dik yamaçlı-derin teknelere dönüşerek, oluşan buzulların günümüze kadar ulaşmasında etkili olmuştur. Karçal Dağları’nın (3431m) yüksek zirve hattına yakın kısımlarda, tüm yönlerde sirkler oluşmuş ancak, güneşlenme etkisine bağlı olarak, güney ve batıya bakan yamaçlarda daha zayıf olan buzullaşma, kuzey ve doğu yamaçlarda çok daha etkili olmuştur. Zirve hattının kabaca güney-kuzey yönünde uzanması, günümüze ulaşan buzulların da ağırlıklı olarak doğuya bakan yamaçlarda yer almasını sağlamıştır. Günümüze, birer sirk ve kısmen döküntü örtülü vadi buzulu olarak ulaşan buzullardan biri kuzeye bakan yamaçlarda diğer dört buzul ise doğuya bakan yamaçlardaki vadiler içinde bulunmaktadır. Pleistosen’deki soğuk ve nemli iklim koşullarına bağlı olarak oluşan buzullar, postglasyal dönemde alanlarını daraltarak sirk bölgelerine doğru çekilmiş, koşulların uygun olduğu yerlerde ve özellikle bir döküntü örtüsü altında korunarak, günümüze kadar ulaşmıştır.
« Son Düzenleme: 05 Nisan 2018, 05:35:37 Gönderen: GeZGiN »

Tags: